Multide Merve...
Doruk'un anlatımdan...
Meriç Merveyi almadan önce en son beni aramıştı.
Telefonum çaldı. Arayan Aslı'ydı. Sesi berbat geliyordu.
-Alo Doruk?
+Aşkım noldu? Niye ağlıyorsun?
-Meriç ve Merve... Ulaşamıyorum. Bsşlarına bir şey gelmiş olmasın..
+Nerdesin?
-Merve'nin evindeyiz. Güneşle birlikte.
+Tamam aşkım geliyorum. Dedim ve kapattım. Meriç'i bulmam gerekiyordu. Meriç'i aradım. Fakat telefonu bir bayan açtı. Ses Merveye ait değildi. Kimdi bu?
-Alo kimsiniz?
+Merhaba telefonun sahibi kaza yaptı. Şu an ameliyatta. Yanında birde kız arkadaşı vardı.
-Hangi hastane? Diye sordum. Adresi aldım ve telefonu kapattım. Ceketimi alıp arabaya bindim ve sürmeye başladım. 35 dakika sonra Merve'nin evine gelmiştim. Kapıyı Aslı açmıştı. Ağlıyordu. Belli ki korkmuştu. Korkmaları normaldi. Saat gecenin 2.30'u ve arkadaşları hala ortada yok...Kapı açılınca içeri girdim ve oturdum. Aslıya sıkıca sarıldım. Ve:
-Kızlar hazırlanın gidiyoruz.
+Nereye?
-Hastaneye. Kaza yapmışlar.. Dedim. Bir an ikiside şok olmuştu. Fakat kendilerine gelince hemen hazırlandılar ve çıktık. Hastaneye geldiğimizde ikisininde ameliyatta olduğunu öğrendik. Merve'nin ameliyathanesinden bir hemşire çıktı. Aslı ve Güneş Mervenin durumunu soruyorlardı. Mervenin durumu hiçte iyi değildi. Vücudunda çok fazla cam parçası olduğunu ve cam parçalarının iç organlarına zarar verdiğini söyledi. O sırada Aslı tam düşecekken onu tuttum. Ağlıyordu. Sıkıca sarıldım. Biz Meriçin durumunu öğrenmek için ameliyat olduğu yere gittik. Birçok hemşire girip çıkıyor fakat hiçbiri bir şey söylemiyordu. Sonunda dayanamadım bir hemşireyi tuttum ve durumunu sordum. Meriç'in durumunun iyi olduğunu fazla yara almadığını öğrendiğimde içim rahatlamıştı. Fakat Mervenin durumu ne olacaktı? Ameliyathanenin önüne gittiğimizde Merve çıkmıştı. Fakat yoğun bakıma kaldırdılar. Doktora durumunu sormaya gidecektim. Bu yüzden Aslı ve Güneş'e "Kantine gidiyorum." diye yalan söylemek zorunda kaldım. Aslı ile birbirimize söz vermiştik. Yalan söylemeyecektik. Fakat bunu yapmak zorundaydım. Aslı'nın iyiliği için. Affet beni sevgilim...Kendimi birden doktorun odasında buldum. Karşısına oturdum ve:
-Ben Merve'nin durumunu öğrenmek için geldim. 10 dakika önce ameliyattan çıkan hastanız. Yoğun bakıma kaldırdılar.
+Siz erkek arkadaşı mısınız?
-Hayır. Erkek arkadaşı onunla aynı kazadaydı. Ben bir arkadaşıyım.
+Bak delikanlı arkadaşının vücuduna birçok cam parçası girmiş. Bu camlardan biri bacağındaki sinirlere çok yakın bir yere saplanmış. Yani-...
-Ya-yani Merve... Belden aşağısının fe-felç kalma olasılığı var öylemi?
+Evet genç adam. Ama üzülmeyin. Fizik tedaviye başlarız. Belki gerek kalmaz bile. %20 Felç kalmama ihtimalide var.
-Sizden bir şey rica edebilirmiyim?
+Tabi ki.
-Bu konuştuklarımızı kimseye söylemeyin.
+Fakat ailesi...
-SÖYLEMEYİN! dedim ve odadan çıktım. Daha dün hep birlikte kahkahalarla gülüyorduk. Fakat şimdi... Ah be Meriç gene neye kızdında bu duruma düştünüz.Merve bizi bırakamazsın. %20 bile olsa iyileşmek zorundasın... Ailen için, bizim için, MERİÇ İÇİN... Meriç'i şu ana kadar sadece sen değiştirebildin. Şu ana kadar sadece seni umursadı, kimseyle paylaşmadığı şeyleri seninle paylaştı... İlk kez üzerinde renkli bir şey gördüm. Hepsi senin sayende oldu... Ve şimdi bizi böyle bırakamazsın. Bunları düşünüyorken yanağımda bir ıslaklık hissettim. İlk kez ağlıyordum... Bu kız beni bile değiştirmişti... Onun sayesinde ağlıyordum. Hemen yanağımı sildim ve kantine indim. İki çay aldım. Aslı ve Güneş'in yanına gidip çayları verdim. Kızlar harap olmuştu. Eve gitmeleri iyi olurdu. O sırada bana doğru gelen hemşireyi gördüm.
"Arkadaşınız, Meriç uyandı. Fakat yerinde durmuyor. Sürekli bir kız ismi sayıklıyor." dedi. Üzülsem mi sevinsem mi bilemiyordum. Meriçe ne diyecektim. Kesinlikle Merveyi soracaktı. Hemen yanına gittim. Durmuyordu. Sinirlenmişti. Bana döndü ve:
+Merve, o iyi mi? Nerde? Beni ona götür lütfen...
-Meriç sakin ol. Kendine zarar veriyorsun. Dedim. Beni dinlemiyordu. Serum iğnesini çıkardı dolaptan kıyafetlerini aldı. Hastane kıyafetini çıkardı ve kendi kıyafetlerini giydi. Odadan hızlıca çıktı. Ona yetişmek mümkün değildi.
+Nerde?!
-Yoğun bakımda... Dedim. Bir an duraksadı. Konuşmadı. Konuşamadı. Adım dahi atmadı. Olduğu yere çöktü ve duvara yaslandı. Kafasını duvara vuruyordu. "Ne yaptım ben!" diye sayıklıyordu. Bende yanına çöktüm ve ona böyle yardımcı olamazsın. Dedim. Hemen kalktı ve kendini toparladı. "Beni ona götür!" dedi. Beraber yürümeye başladık. Meriçi parçalayabilirdi kızlar. Ona sinirliydiler. Aslı ve Güneşi eve götürmek için Meriçi orada bıraktım ve arabaya bindim. Kızları evlerine bıraktığımda telefonum çaldı. Arayan Meriçti. Hemen açtım. Sesi mutlu geliyordu.
+Doruk... Merve uyandı... Dedi. Seviniyorduk ikimizde. Fakat o sırada aklıma Mervenin felç kalma ihtimali geldi ve sevinmem bir anda soldu. Hastaneye geldiğimde Meriç koştu ve sarıldı. Yüzü gülüyordu. Fakat ben üzgündüm.
-Merve nasıl? Yani kendini nasıl hissediyor?
+Bilmiyorum. Onun yanına girdim. Biraz konuştum. O sırada gözlerini açtı. Senin neyin var?
-Meriç... Kardeşim seni üzmek istemem ama Merve-
+Ne Merve?!?!
-Fe-felç kalma ihtimali var...Donmuştu. Konuşmuyordu. Bir süre öylece baktı. Sonra yürümeye başladı. Mervenin odasının önüne geldiğimizde camdan içeri baktık. Merve gözlerini açmış gülümsüyordu. Yanına girecektik. Meriç bir an durdu ve "Kalmama ihtimalide var değil mi?" dedi.
-%20
+Bu-bunu Merve bilmesin olur mu? Dedi. Başımı olumlu anlamda salladım ve içeri girdik. Merve mutlulukla bize bakıyordu. Hemşireler onu normal odaya almak için hazırlıyorlardı. O sırada odaya doktor girdi. İşte şimdi her şeyi anlayabilecektik. Peki ya kötü bir şey olursa o zaman ne yapacaktık? Ne olacaktı.....