Tüm okul bize dönmüş şaşkın gözlerle bakıyorlardı. O sırada Meriç bana döndü ve konuşmaya başladı. "Seni seviyorum." dedi ve dudaklarını dudaklarıma bastırdı. Sıcak nefesi dudaklarımda garip bir his bırakmıştı. Herkes şaşkındı. Kesin kızarmıştım. Hemen kendimi ondan ayırdım ve sınıfın boş olduğunu umarak sınıfa doğru yürüyordum. Yavaş ve sessiz... Meriç kolumdan tuttu ve "Utanmana gerek yok prenses. "Bizi" herkes biliyor." dedi ve elimi tuttu. Bu anın hiç bitmemesini istiyordum. Beraber sınıfa çıktık. Tahmin ettiğim gibi kimse yoktu. Sıramıza oturduk. Başımı omzuna yasladım ve gözlerimi kapattım. O sırada tüm o güzelliğin içine eden bir ses duydum. Gelen Aslı ve Güneş'ti. Hemen yerlerine oturdular ve hoca geldi. Derse başlamıştık. Kendimi derse veremiyordum. Çok sıkıcıydı.
Son derse girmiştik. Fakat Meriç yoktu. O sırada telefonuma gelen titreşim sesi ile irkildim. Okulda telefon yasaktı. Dersin sıkıcılığı dayanamayarak telefonumu çıkardım ve gelen mesajı okumaya başladım. Mesaj Meriçtendi. Akşam 8'de hazır ol. Yazmıştı. Acaba şimdi neredeydi? Merak etmiştim. Ne giymeliydim? Romantik bir yere gideceksek elbise giymeliydim fakat Meriç bu nasıl romantik olabilirdi ki? Kesin gene rahat rahat öküzlük yapabileceği bir yere gidecektik. Ama doğruyu söylemek gerekirse bugün yaptığı çok hoşuma gitmişti. Fakat çokta utanmıştım. Ne giyeceğimi düşünürken kolumda bir el hissettim. Arkamı döndüğümde gelenin Güneş olduğunu fark ettim.
+Kanka kaç kere bağırdım. Ne düşünüyorsun sen? Kulaklıkta yok kulağında.
-Hiiç.
+Hadi gel seni eve bırakayım.
-Yok sen git ben yürümek istiyorum. Dedim. Başıyla onayladı. Ve yürümeye başladım. Mağazaların olduğu yere doğru yürüyordum. O sırada mor bir etek ve siyah bir gömlek gördüm. Kombini tamamlamak için altında siyah süet platform ayakkabılar vardı. Hemen Güneş ve Aslıyı arayıp yanıma gelmeleri gerektiğini söyledim ve adresi verdim. 10 dakika sonra gelmişlerdi. Onlara çok beğendiğim eteği ve gömleği gösterdim. Denemem için beni mağazaya ittiler. Hemen giydim. MÜTHİŞTİ!! Kızlar çok güzel olduğumu söylüyorlardı. Hemen almaya karar verdim. Beğendiklerimi aldıktan sonra Güneş Aslı ve ben evime gittik. Ben giyindim. Saçlarımı yapacaklardı. Beni sandalyeye oturtturdular ve hafif bir maşa yapmaya başladılar. Korna seslerini duyduğumda hemen Güneş ve Aslıya veda ederek aşağı indim. Heyecanlıydım. Hemde çoookk... Kapıyı açtım ve arabaya bindim. Meriç önce beni süzdü. Daha sonrada Aşkım seni kazıklamışlar dedi. Anlamamıştım.
-Neden diye sordum.+Bu eteğin yarısını dikmeyi unutmuşlar.
-Ha ha haa!! Dedim. Ama kıskanması hoşuma gitmişti. Bunları düşünürken araba durdu. Arabadan indim. Denize bakan ve kalabalık bir yere gelmiştik. Çok güzeldi. Hemen oturduk. Ve yanımıza gelen garsona siparişlerimizi verdik. Ben manzarayı izlerken Meriç ceketinin cebinden bir kolye çıkardı. Çok güzeldi. Parlıyordu. Kolyede Seni Seviyorum... Yazıyordu. Çok hoşuma gitmişti. Ayağa kalktı ve yanıma geldi. Saçlarımı topladı ve kolyeyi taktı. Kalktım ve boynuna sarıldım.
-Seni seviyorum.. Dedim. Bu gece hiç bitmesin istiyordum. En kısa zamanda bende Meriçe süpriz yapacktım. Bunları düşünürken yan masadakilerin bana bakıp göz kırptıklarını gördüm. Bunu Meriç'te görmüş olacak ki masadakilere yumruğu gömdü. Meriç elimden tuttu ve arabaya bindik. Çok hızlı kullanıyordu.
+Bir daha kısa giymeyeceksin.
-Meriç sakin ol. Kaza yapıcaksın!
+Dışarıda bir daha kısa giymeyeceksin!
-Meriiçç!!! Diye bağırmıştım. Gözlerimi kamaştırıyordu karşıdaki arabanın farları. Ve olan olmuştu...
