Multide Meriç
"MERİÇ SENİ SEVİYORUMM!!" diye fısıldamıştım. Meriç ise şaşkın gözlerle bana bakıyordu. O da benim kulağıma eğildi ve "BENDE SENİ SEVİYORUM! FAKAT SANA ZARAR VERMEKTEN KORKUYORUM.." dedi. Eve girdik ve Meriç beni odama çıkardı. Yatağıma yatırdı. Tam çıkıyordu ki:
-Meriç sen beni üzmessin dimi? Sen beni yalnız bırakmıssın dimi? Diye sormuştum. Meriç bana döndü ve:
+ Ben seni üzmeye kıyamam ki. Ayrıca ben seni bırakmam hemde hiç. Ama korkuyorum. Biliyosun benim hiç düzenli ilişkim olmadı. Ya bilmeyerek üzersem...Merve bana sevmeyi ve sevilmeyi öğret...Diyerek cevabını vermişti. Bende yatağımdan kalktım ve kapıya yöneldim. Meriç kapıdan bana bakıyordu. Hiç beklemediği anda boynuna sımsıkı sarıldım. O ise saçlarımdan öpmüştü. Ne yani biz şimdi sevgili mi olmuştuk? İnanamıyordum. Bu sorunun cevabını çok merak ediyordum.
Çok garipti. Bende yanağına doğru eğildim ve öptüm. Şaşırmıştı. Bu yaptığıma bende şaşırmıştım. Sabah kalktığımda Meriç saçlarımı okşuyor ve beni izliyordu. Bende ona sımsıkı sarılmıştım.
-Günaydın.
+Günaydın. Dedi ve ben banyoya gitmek için kalktığımda hâlâ elbisemin üstümde olduğunu fark ettim. Elbisemle uyumuştum.
-Meriç ben dün gece elbisemle uyudum?
+Evet. Sana kıyafet verecektim fakat çoktan uyumuştun. Uyandırmaya kıyamadım. Çok utanmıştım. Elbisem oldukça kısaydı. Dizimden 1,5 karış yukarıdaydı. Hemen kalktım. Yanımda hiç kıyafetim de yoktu.
-Meriç beni evime götür. Üzerimi değiştirmem lazım. Bütün gün bu elbiseyle duramam.
+Tamam ben hazırlanayım çıkalım. Dedi ve odasına gitti. Bende saçlarımı düzelttim ve ayakkabılarımı giydim. Çok fazla içmiştim. Başım çatlıyordu. Meriç 10 dakika sonra odama girdi. Merdivenlerden inerken başım dönmeye başladı. Meriç iyi ki arkamdaydı. Tam düşecekken belimden tutmuştu. Bir kez daha kurtarmıştı beni. Hemen kolumdan tuttu ve koltuğa otutturdu. Kendimi iyi hissetmiyordum. İlaç verdi. Fakat bu sefer de midem bulanmaya başlamıştı. Meriç'e hemen eve gitmem gerektiğini söyledim. Arabaya bindik. 15 dakika sonra eve gelmiştik. Hemen duş aldım ve giyindim. Siyah bir şort ABD bayrağı şeklinde tek omzumu açık bırakacak salash bir tişört giydim. Ayağımada siyah bağcıklı botlarımı giydim. Hazırdım. Meriç koltuğa oturmuş telefonunu kurcalıyordu. Biriyle mesajlaşıyordu. Yanına oturduğumda beni fark etmemişti. Tam yarım saat oturdum hâlâ fark etmemişti. Öküzlüğü üzerindeydi. Okula gitmek için bir saat vardı. Meriç'in elinden telefonu aldım ve okumaya başladım. Bir kızla mesajlaşıyordu. Çok kızmıştım. Telefonu fırlattım. Siyah çantamı ve askılıktan ceket alıp çıktım. Kapıyı çok sert çarpmıştım. İnanmıyorum yanlış ceketi almıştım. Bu ceket Meriçindi. Umursamadan giydim. Parfüm kokusu adeta üzerime sinmişti. Meriç arkamdan geliyordu. Sürekli kolumdan tutuyor ve beni kendine çeviriyordu. Konuşmak istiyordu fakat ben dinlemiyordum.
+Merve bir bekle konuşalım.
-Defol burdan. Sen bana seni seviyorum de sonrada başka kızlarla mesajlaş. Bendemi tek geceliğim? Ama uğraşma ben senin sürtüklerinden değilim.
+Çünkü sen benim SEVGİLİMSİN, HAYATIMSIN, NEFESİMSİN.... SENSİZ NEFES ALAMIYORUM Kİ BEN... Diye bağırmıştı.
-O kızlara da mı bunları söyledin? Onlaradamı bu yalanları söyledin?... Diye bağırıyordum ki birden nefesim kesildi. Meriç dudaklarını dudaklarıma bastırdı. Bir süre öyle kalmıştık. Utanmıştım. Herkes bize bakıyordu. Yürüyerek sahile kadar gelmiştik. Ve etraftaki insanlar bize bakıyordu. Kavgamıza bakıyordu. Neler oluyordu? Biz ilk kavgamızı mı etmiştik?
