9. Derinlerde bir yerde, umuda sarılı dururdum eğer o beni böyle öpmeseydi.

7.9K 826 572
                                    

Selammm... ben geldim? Bu gece de bekleyenler kimler?

Çok uykum var umarım batırmamışımdır, güzel yorumlarınızı tekrardan okumak dileğiyle...

İyi okumalar :)

....


"Yalnızca içimde, derinlerde bir yerde, sivri bir iğnenin çocukluğumun bütün güzelliklerini ve hayallerini delip parçaladığını, sakatlığımı çırılçıplak, saklanamayacak bir gerçek haline getirip beni bu gerçekten kaçamayacak kadar güçsüzleştirdiğini hissediyordum..."

....


Bölüm 9: Derinlerde bir yerde, umuda sarılı dururdum eğer o beni böyle öpmeseydi.

"Hayatımın içine sıçtın. Bu gördüklerinden daha fazlasını bana sen sadece bir günde yaptın. Şimdi ellerimde can vermiyorken, sadece sus. Çünkü senin sesini duymakta, görmekte, nefretimi körüklemekten başka bir boka yaramıyor."

Kızgın gözleri kuzgun gibiydi. Biliyordum, tam şu anda yüzüme esen nefesime karışan soluğumu kesmek istercesine ve beni ürkütmekten, korkutmaktan, iç dünyamın çapak tutan göz damlalarına düşürmekten başka bir işe yaramıyordu. Kasvete düşmüş yüzümü tek eliyle avuçladığında, sertti, düşüncesizdi. En az beni iki yüzlü sanırken. Çünkü baş parmağıyla yanağımdan süzülen yaşlarımı o tutamları derime işlercesine bastırarak siliyordu.

"Ağlama," diyordu, kesinlikle benim ağlamamdan dolayı öfkesi dinmiyor aksine daha fazla artıyordu. Merhametten değildi. Bu gece yüzünde merhametten, sabırdan ve tahammülden eser yoktu. "Bu göz yaşlarının benim için hiçbir anlamı yok. Sadece bir aldatmacasın. Yalancı, ahlaksız ve iki yüzlü. Şimdi karşımda hiçbir suçu olmayan günahsız biriymiş gibi göz yaşı dökme. Çünkü senden dökülmesini istediğim kandan göz yaşları. Bunu da o sürtük abin ve sevgilisini gözlerinin önünde öldürdüğümde dökeceğini biliyorum. Bu nedenle sakla o sürekli akan yaşları. Tiksiniyorum."

Çehremi sıyırarak geçirdi parmakları. O gerilen kasları bana sırtını dönerken dinmesi için bastırdığım ellerim, onun yüzümde bıraktığı izleri parçalarcasına yok etmeye çalışıyordu. Öyle çok kanıma dokunuyordu ki sözleri, en kötüsü de tüm söylediklerine karşı susmak zorunda kalmış olmamdı.

Oysa ben; benimle dün gece ilgilenmiş bu adamın bir an için merhamet dolu sanmıştım. Ben bir an olsun bir kalbi olabileceğini sanmıştım. Ne büyük bir yanılgı ne de büyük bir aldanıştı.

Şimdi onun sırt üstü uzandığı koltukta, bir kolu gözlerinin önünü kapatmak istercesine sıyırırken, bir dizini kırarak o üstsüz haliyle uzanıyordu. Beni bir enkaz içinde bırakmış, beni bu mezar gibi görünmeye başlayan yatağın içinde ufacık kalana kadar, ondan gelecek hiçbir şeye katlanamayan biri olarak battaniyenin altına sığındım. Kafama kadar çektim. O aptal göz yaşlarım, kalbimi her gün daha fazlasıyla bıçaklayan bu kırıcı, aşağılayıcı sözler karşısında dumura uğramasından ötürü dayanamaz haldeydim.

Çünkü incittiği ben değildim. Ama ben kendimden geçeli bir hayli zaman oldu. Bu eve adım attığımda ve bu kararı aldığımda çoktan vazgeçmiştim kendimden. Lakin benim özümü öz yapan, omegamdı. Beni bu duyguları katan sonrasında bunu hiçmiş gibi Delta'nın yakışıksız sözleriydi. Onun beni anlaması mümkün değildi. Ancak ben; ondan gelecek her şeyi derinlerde hissetmek zorundaydım. Tıpkı tek taraflı yapılmış bu evlilik gibi.

Bana olan davranışlarını düşünmemeye çalıştıkça durmaksızın ağlıyordum.

"Siktiğimin odasında bile rahat yok. Bu koskoca dünyada senin yüzünden huzur bulacağım tek bir yer bile yok," diyerek bir hışımla kalktığını hissettiğim Delta'dan dolayı irkildiğimde, nefes almamak için bile o aldığım nefesi yutkunuşumla kesmeye çalıştım. Çok sürmedi ki odanın kapısı açılıp kapandı.

dead butterflyHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin