Selamm ballarım, bu fic için son kez merhaba... :)
Hemen hemen 3 ayda çok güzel bir fic çıktı diye umuyorum. Buradaki okuyucularımı çok sevdim... bana bu yolculukta eşik ettiğiniz için gerçekten çok teşekkür ederim.
Biraz duygulandım, o nedenle iyi okumalar dilerim.
...
"Adı kaçaktır şimdi sende, ne varsa aşktan. Şehre kadar ne varsa ürkütüp gözlerimiz, her gün aynı mavinin aynı dama sebepsiz getirdiği bir bulut sakallar çizip duran...
Saklı tuttun, saklı tutmanı sevdim, en karanlığa açılan kapını sevdim."
..
Bölüm 53 (Final): Bu bir veda, bir tebessüm. Yaz günü gibi, açık kurşuni renkler arasında yaşanan aşk gibi.
Anlamak, sevmenin başlangıcıdır.
Ben Taehyung'u anlamaya başladığımda sevmeye başladım. Ve onu anladıkça, sevmeye artan anlıklarım daha fazla arttı. Yine de zaman zaman, özellikle aya baktığımda geçmiş günler aklıma süzülüyorlardı. Farkında olmadan da ağlıyordum. Bu sanırım üçüncü ayımdan yaklaşık yedinci ayıma kadar bebeklerimden ötürü yaşadığım derin hormonlu ya da birden fazla hormonlu olmamın sıkıntılarıydı. Bazen ortada hiç sebep yokken Taehyung'u yumrukluyordum. Çünkü karnımdan ötürü hareket edemediğimden bütün buna sebep olan Taehyung'dan hıncını almak daha kolayıma geliyordu. Sonrasında çocuklarım üzülmesin diye de size değil, babanıza gıcık olduğumdan böyle yapıyorum aşklarım sakın yanlış anlamayın ve doğduğunuzda babanızdan yana değil benden yana olun diye de tembihliyordum sürekli onları.
Ama haksızda pek sayılmazdım.
Tamam, kocamın ben gittikçe kilo almaya başlarken onun daima fit ve yakışıklı olması sinirlerimi bozuyordu. Elbiseler daima bedeni büyümeye başlıyor ve Jennie bu konuda bana özel elbiseler tasarlıyordu. İşte, bilirsiniz, kıskanıyordum. Çok seviyordum ve onu çok kıskanıyordum.
Sonrasında yanıma uzanıyor, karnımı okşuyor ve öyle çok sevdiğini dile getiriyordu ki içimde yer alan bu çirkin duygular silinip gidiyordu. Ah sonrasında, biraz şehvetli anlarda yaşıyorduk. Bu konuda resmen doktorumla bir saat görüşmüştüm çünkü Taehyung benden habersiz bunu araştırmıştı. Ben karnımın daha da belirgin olmasından sonra bu şeyleri yaşarken bir şey olmasından endişe duyuyordum fakat o, bunu nasıl başarıyordu bilmiyorum ama sadece sevgisini hissetmek için sarıldığım kollarının arasına girdiğimde bile bana dayadığı bazı şeyleri ile ona hayret ederek bakıyordum.
Tam ağzımı açacakken, "Seni her daim arzuluyorum ve bence bunun bedeninle ilgisi yok. Sadece kalbini kalbimin kıyısında hissettiğimde, sadece öpmek ve teninde dolaşmak istiyorum. Bunun için kızma bana. Seni bir ömür boyu tutkuyla sevecek olan bana acı. Çünkü emin ol yanımdayken bile sana doyamamak çok kahrediyor beni," diyor ve ben, öpüyordum onu. Bir şekilde beni yoldan çıkarıyordu. Dilinin sadece kelimelerde ustaca kullandığı falanda yoktu. Yüzüne oturttuğunda beni bunu çok daha iyi anladım. Neyse, bunlar çok ama çok özel anlardı ve aklıma geldikçe sıcaklıyordum.
Halen de öyle.
Doğumum üzerinden üç sene geçmiş olsa bile durum böyleydi.
Ancak kızım Hera'ya bakarken, kardeşlerine attığı bakışlar korkunçtu. Nasıl olurda bu konuda Taehyung'a benzerdi hayret ediyordum. Gülümsüyordum. Yine aklıma gelen Taehyung yüzünden doğum sırasında bile elimi tutarken çattığı kaşlarını anımsadım. "Jungkook çok korkuyorum," diyordu. Halbuki orada acı içinde çığlık atarken ve neredeyse şiş karnımın gergin derisi üzerinde gördüğüm miniklerimin kafası yüzünden ben korkudan bayılmak üzereydim. İki erkek alfa ve bir kız omega çıkacaktı oradan ve Taehyung bu haberi aldığında yaşadığı mutluluğun aksine, ağlayacak gibi duruyordu. Bana bir şey olacak korkusundan ötürü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
dead butterfly
FanfictionJungkook, kardeşinin sevdiği adama kavuşabilmesi için düğün günü onun yerine geçmiş ve kaçması için ona zaman kazandırmıştı. Oysa bilmiyordu ki; Delta Kim Taehyung'un artık eşinin o olacağını ve ölümden beter bir hayatı onunla yaşayacağını. For; Tae...