9

129 16 11
                                    

'Fatih'in annesi Nergis Hanım mı?'

Annemin yüzüne yayılan gülümseme avını yakaladığını fısıldıyordu. Zavallı Mete henüz annemi tanımadığı için avlanmıştı. Yüzündeki gülümseme Mete ve benim aramda dolaşırken onu tekrar sınadı.

'Evet Fatih'in annesi bir sorun yoktur umarım Doğan '

Mete'nin yüzündeki rahatsız ifade nasıl bir karmaşada olduğunu gizlerken annemin keyifli ifadesine güldüm. Belli ki durum hoşuna gidiyordu hemde fazlasıyla.

'Sorun değilde ne gibi bir samimiyetten dolayı olduğunu merak ettim '

Güzel kıvırmıştı sonrasında onu tebrik etmeliydim. Onları baş başa bırakma fikri pekte mantıklı olmadığından üzerimdekileri kızlardan birisi ile odama yönlendirip yanlarında kaldım.

'Nergis çok sever Helin'i her zaman gelini olacağını söylemiştir hatta ama şartlar farklı gelişti. Eminim şansı olsaydı şuan karşımda senin oturma şansın olmazdı.'

Mete'nin gözlerine düşen karanlık ilk defa bu kadar yoğun bir hal alırken annemin onu izleyen halindeki sakinliğe çarpıp geriye dönüyordu. İçinde kopan fırtına tam olarak ne ile ilgiliydi bilmiyorum ama gelecek olanı yatıştırmaya çalışıyordu. Ona doğru hareketlenip yanına oturduğumda koluna dokundum. Bunu fark etmemişti bile o kadar kendi içinde bir yerdeydi ki.

'Emin olun benim olduğum yerde başkasının şansı yoktur'

Kararlılık ile yoğunlaşan sesi içimi ürpertirken annemin kahkahası odayı doldurdu. Keyifli hali bu sefer bir maske gibi yüzüne yerleştiğinde gelecek olanı bende beklemeye başladım. Umarım Mete'yi delirtmezdi.

'En son bu şekilde kendinden emin olan Kurt maalesefki artık aramızda değil. Sende dikkatli ol kızım genç yaşta bekar kalsın istemeyiz dimi'

'Anne saçmalıyorsun dur artık.'

Mete'nin bir anlık titreyen ellerine gözlerim takılırken yeniden koluna tutundum. Kesinlikle sakin değildi kesinlikle. Yinede kendini tutup anneme gülümsediğinde onu hiç tanımadığım gerçeği aramızda dolaşıyordu.

' Korkmayın Hülya hanım ben tanıdığınız hiç bir Kurt'a benzemem.'

Sesindeki yoğunlukla tezat bir sekilde güldüğünde oturmanın ikimiz içinde işleri çıkmaza sürükleyecekğini fark ettim. Ayağa kalktığımda ikisinin birbiri üzerindeki bakışlarının arasına girip Mete'ye baktım.

'Biz bahçeye çıkalım '

Ona seslenişimi sanki duymuyormuş gibi gözleri halen karın bölgemin üzerinde dururken aslında halen anneme baktığını biliyordum yinede onun kendini bu şekilde kapatmasına engel olmak için omzuna dokundum. Hareketim onu kendine getirirken peşime takıldı. Annemin yüzündeki gülümseme ile bahçeye çıktığımızda derin bir nefes aldım. Beni takip eden adım sesleri ile annemlerin favorisi olan kış bahçesine adımladım.

İkimizde içeriye girdiğimizde halen içerdeki ruh halinde olduğunu görüyordum ama ona iyi gelecek şey neydi bilmiyordum. Annemin zehirli dilinin onu soktuğunun farkındaydım ama çözüm kısmı yoktu sanırım yinede biraz daha sakinleşmesini umarak ona koltukları gösterdim.

'Sen otur ben bize çay getireceğim hemen gelirim'

Cevap vermesini beklemeden hızla eve girdiğimde annemin halen oturduğu koltukta gülümsediğini gördüm.

'Bunu neden yapıyorsun'

' Küçük bir sınavdı Helin'

Annemin beni izleyen gözlerine bakmak midemi çalkalarken mavi gözlerinden yayılan keyif beni dahada rahatsız etti.

Beyaz Açelya Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin