Kader bağı

85 13 17
                                    

Tabiki de sarı elbise planımı devreye sokmamıştım. Çünkü hem sarı elbisem yoktu hemde sarı renk zaten beyaz tenli bende ruh gibi bir görüntüye sebebiyet verirdi. Yada Mete ile aranız iyi diyen iç sesime ne alaka der gibi bir tutum sergileyip üzerimdeki yosun yeşili elbise ile göz kırptım. Yosun yeşili olduğunu mağazadaki genç kız özellikle belirttiği için unutmamıştım.

Geniş ve ilk defa gerçekten ferah bir alanda yapılan etkinliğe yavaş yavaş ilerlerken Mete hiç olmadığı kadar sakindi. Hemen önünde ilerleyen Meryem hanım ve Alin arasında gözlerini gezdirirken bende onun sakinliğine ayak uydurmuştum.

Mekanın içinden yayılan hafif bir müzik daha alanın dışındayken bizi kucaklıyordu. Piyonanın sesi duvarları aşarken bir yandanda güzel bir sesten çıkan hafif bir eser kulaklara doluyordu. Bu davet uzun zaman sonra katıldığım ilk davetti ve ben ilk defa bir Kurt olarak buradaydım. Haliyle uzun bir süre incelemeler olacaktı.

Mekanın içinde ilerlerken şimdiden göz göze geldiğim bir kaç kişiye gülümsedim. Bel boşluğumda duran Mete'nin eli ile görünmez bir kalkanın içinde gibi hareket ediyordum. İlginç olan kısım ise henüz Handan'ın ortalarda olmamasıydı. Gerçi o olmasa bile bir kaç masa arkada duran kadına dişlerimi geçirecektim. Nasıl o iş yerine kadar gidip kızı rahatsız edebiliyorsa bende onu rahatsız edebilirdim pek tabii.

' Doğan biz önce Hülya hanımları görelim '

Meryem hanım annemlerin olduğu masaya ilerlerken annemin ilk defa bu kadar yorgun gözüktüğünü fark ettim. Gerçek banada ilk defa özensiz duruyordu ve sanki kötü şeyler oluyordu. İçime dağılan acı ile zoraki yutkunduğumda belimdeki elin olduğu yere daha sıkı tuttunduğunu hissettim.

Masanın hemen yanında bizi bekleyen gözler saf bir nefret ile canlanırken annemin yorgun gözleri masanın üzerindeydi.

' Merhabalar ' diyen Meryem hanımın neşeli sesine rağmen masadakiler hoşnutsuz bir ses ile başlarını salladılar. Yengemin uzun uzun Mete'ye baktığını fark ettiğimde bende istemsizce ona baktım yüzündeki gülümseme ile masayı süzüyordu. Bir şey yapmıştı ve ben bunu bilmiyordum. Beni huzurlu bir alana bırakıp etrafımdaki herşeye soyutluyordu. Ve tamda şuanda karşımdaki gözler bana nefretle baktığını gizlemiyordu bile.

' Merhabalar Meryem hanım pek keyiflisiniz'

Annem daldığı bir uykudan uyanmış gibi bize döndüğünde yengem çoktan konuşmuştu. Gözleri önce yüzümü izlemiş sonrasında hemen belimde duran kola gitmişti. Gördüklerinden hoşlanmamış gibi yüzü düştüğünde ona yaklaştım.

' Anne iyi misin?'

Sadece ikimizin duyabileceği bir ses ile sorduğum soru bile onu bu ana getirememiş gibiydi.

' Ne oldu Helin annenle gizli gizli konuşuyorsun '

' Gizli gizli konuştuğum bir şey yok hala'

Yüzündeki ayıplar ifade ile beni izlerken yeniden Mete'ye baktım yüzündeki ifade değişmemişti. Her ne yaptıysa oldukça mutlu görünüyordu. Annemin yanındaki sandalyeye oturduğumda bana bakan koyu yeşilleri izledim.

' Sen iyi misin Helin'

' Evet ben iyiyim ama sen yorgun görünüyorsun '

' Bende iyiyim hatta uzun zaman sonra ilk defa bu kadar İyiyim'

Yüzüne yayılan bir gülümseme ile Mete'ye baktığında onu izliyordum. Durumu bana hiç iyi gözükmüyordu ama o iyi olduğunu iddia ediyordu.

' İzninizle ben beylerin yanına geçiyorum'

Mete cevap bile beklemeden saçlarına dudaklarını değdirip öptükten sonra yanımızdan ayrıldığında gözlerim yeniden ateş hattı gibi gözüken masada gezindi. İdil yüzündeki nefret ile bana bakarken birinin bana bir şey demesini bekliyordum. Çünkü ne olduğunu bilmiyordum bile. İçimde yükselen merak duygusu ile kendimi tutamadım.

Beyaz Açelya Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin