iki gece

70 12 12
                                    


Sadece iki gecede hayatımın bu kadar değişeceğini söyleseler sanırım bunu söyleyen herkese gülerdim. Bir kaç ay önce gelip bunlar yaşanacak demiş olsalardı yine gülerdim. Hiç şüphesiz hayatımın son bir kaç ayında yaşadıklarım tüm ömrümden daha çok olay barındırıyordu. İnandığım her şeyin şekil değiştiriyor olması da yeni kararlar alabilmek için önümü kesiyordu. Güven duygumun geri dönülmez bir şekilde yıkıldığı ortadaydı. Televizyonların magazin kısmında değil de haberler kısmında yer alan aile fertlerimiz susmak bilmeyen telefonlar evin içinde birbirimizden nefret ettiğimizi saklayamadığımız anlarla beraber nefes alıyordu.

Ferit abim beni eve bıraktığı an yeniden ortadan kaybolmuştu Kadir dışında gerçekten güvendiğim kimse yoktu bu evde ve her an uykumdan irkilerek uyanıyordum. Çünkü amcamın ensemde olduğunu hissediyordum. O yüzden bu iki günde derin bir uyku uyuyamamış olmanın getirisi olarak her an yorgun hissediyordum.

Bardakta soğumuş çaydan bir yudum daha aldığımda annem ile mutfak masasında oturmuş duvar manzarasına bakıyorduk. Ciddi manada binanın duvara bu kadar yakın olması gizli bir hapishane izlenimi veriyordu. Duvar bana sürekli farklı anıları hatırlatıyordu. Bazen kaçmak istediğim evimizin duvarını bazen o duvardan kaçan kişiyi ve bazen de hemen önümdeki duvarın yok olduğunu oraya amcamın geldiğini hayal ediyordum. Ölüme yakındım ama bu bende korkudan çok özgürlük hissi uyandırıyordu. Oysaki kendi evim olarak görmeye başladığım o evde de özgürdüm. Mete bana her olanağı sunmuştu yetmezmiş gibi sevgide görüyordum ama içimde bir yerlerde hiç durmak bilmeyen bir karanlık her yerden kuşatıyordu beni ve sanki ölmek fikri bu karanlığı yok edecekti.

'Ne düşünüyorsun'

'Hikayenin sonunu'

Hiç beklemeden verdiğim otomatik cevaba inanmış olan annem yüzüne yayılan gülümseme ile bana baktı.

'Muhtemelen baban serbest kalır '

'Babam düşündüğüm bir detay değil bunca olaya karışan birisinin elleri de diğerleri kadar kirlidir.'

'Helin '

'Ne var biliyor musun anne ilk defa bir yere ait gibi hissediyordum ve buna yine siz engel oldunuz. Seçme şansım olsaydı sizi seçmezdim'

'Meryem ile düzelirsiniz. O seni suçlamaz'

'Sence önemli olan beni suçlamaması mı? Ben kimi suçlayacağım yüzlerine baktığımda aklıma gelen ilk şey ne olacak. Sence Meryem hanımın yüce gönüllü oluşu gerçeği benim zihnimden silecek mi?'

'Helin'

'Tek istediğim bitmesi suçlular cezasını çeksin ve bende herkesten uzakta kalabileyim'

Tam olarak planladığım şeyi ona anlatıyor olmamak için üstü kapalı bir şekilde dilimden düşen fikirlerim onu üzmüştü. Yüzüne yayılan hüznü görmeme sebep oluyordu ama ben onun buna üzülüyor olmasına bile üzülemiyordum. Çünkü ilk defa kendim için bir yol arıyordum ve bunun buralarda olmayacağı kesindi. İçimde ki ses Mete diye fısıldarken onu susturacak onlarca nedene sahiptim. Her duygunun onun anlattığı kadar kolay unutulduğuna inanamıyordum. Belki de uzun zamandır kaçmak isteyen tarafım bu sefer bir sebep bulmuştu emin değildi. Önceliğim olduğum anı yaşamaktı en azından nefes alamaya devam edebilmeliydim. Zihnim her an başka düşünceye evrilirken gidemeyeceğim doktor randevusu da kulağıma fısıldanıyordu.

kapı tarafından gelen hareketlilik ile oturduğumuz yerden kalktığımızda Ferit abimin koşarak içeri girdiğini gördüm. Gözleri hepimizin üzerinde gezinirken onunla göz göze geldim. Yüzüne yansımayı bekleyen bir gülümseme ile bize bakıyordu.

Beyaz Açelya Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin