'Tüm bunların sonunda ölme lütfen'
İçimden geçen korkuların en belirginin bu olması beni hiç şaşırtmamıştı. Göğüs kafesimin üzerinde uzanan Mete'nin başına sarılmış bir şekilde bunu düşünüyordum. Bir kaç dakika önce artık uykuya daldığının gösteren solukları sayesinde kendimi serbest bırakmıştım. Gözlerimden süzülen yaşlarla Mete'nin başına gelebilecek olan ihtimalleri düşünüyordum ve buna sebep olacak kişi tamda ailem oluyordu. Bana söz vermemişti zaten ölüm üzerine söz verilebilecek bir durumda değildi ama yalandan da olsa söz vermesini isterdim. Burnuma dolan kokusu ve zihnimde dönen tespihin görüntüsü arasında gelip geçiyordu zihnim.
Babaannemin bir keresinde seçme şansım çocuklarım bana benzesin isterdim dediğini hatırlıyordum. Hiç tanımadığım dedem inanılmaz acımasız bir insanmış onun hakkında anlatılan hikayelerde bu durumu destekliyordu. Herkesin korktuğu yanında nefes alırken bile dikkat ettiği birisiymiş. Babaannemin onunla nasıl evlendiğini bir türlü anlayamamıştım. Çünkü neşe dolu cıvıl cıvıl bir kadının anlatılan o adam ile aynı karede gözümde canlandıramıyordum. Tıpkı kendimi ait hissedemediğim o aile fotoğraflarında olduğu gibi.
Mete uzun zamandır aradığım o ailenin kapısını bana ardına kadar açmış ve bunu yaparken tüm kartlarını açık oynamıştı. Benimle sahip olduğu her şeyi paylaşırken benim ona bu laneti getirmiş olduğum fikri içimi yakıp kavuruyordu. Her ihtimal birbirinden kötüyken tüm senaryoları yakmak istiyordum. Meryem hanımın nasıl korktuğunu görmüştüm Alin'inde ikisi de daha önce sevdiklerini kaybetmiş insanlar olarak bir yenisine hazırlıklı değillerdi. Ve Mete bunun farkında olarak oynuyordu bu kumarı.
yeni bir kayıp fikri içimi buz kestirirken bir yandan sönmeyen ateşi hissediyordum. Kendi içimde bile bir türlü anlamlandıramadığım bunca şeyin sonunda halen bu evde olup olamayacağımı bilemiyordum. Emin olduğum tek şey Mete'nin burada uzun yıllar boyunca varolmasıydı. Ben olmasam bile.
'Zihnin uzun bir mesaide yine'
Boynuma vuran nefes ve kalınlaşmış bir ses ile bana döndüğünde halen yarı oturur bir vaziyette ona sarılıyordum.
'Helin düşünmemen için tüm varlığımı verebilirdim. Ama maalesef o güzel zihnin buna imkan sağlamıyor.'
'Uyandırdım mı?'
' Tahmin ettiğinden daha sessiz ağlıyorsun ve bu beni rahatsız ediyor'
'Beni de rahatsız ediyor Mete '
Doğrulurken bir yandan da saçlarımı yüzümün yanlarına topladı. Yüzüm tahmin ettiğimden daha çok kızarmış olmalı ki bana göz devirdi.
'Zihninden geçeni anlat bana'
'Sonunu düşünüyorum'
'Ama olumsuz ihtimallerle dimi'
onu onayladığımda benim gibi yatağın başlığına yaslandı. Kollarını göğsünün üzerinde bağlayıp karşı duvarda duran manzara resmine baktı. Sanırım zehirli zihnimi susturmak için bir şeyler düşünüyordu. Gözlerinin kenarları kısılırken bir yandan da emin olmak ister gibi bir hali vardı.
'Bilmediğin şeyler var. Öğrenmemen gereken şeyler. Her şeyin sonunda senin için kolay olsun diye sakladığım şeyler var'
'Ailemde ki asıl irtibatının kaynağının kim olduğu gibi mi?'
Söylediğim şeyi beklemediğini belli eden bir ifade ile bana baktığında omuzlarımı kaldırıp indirdim. Aptal değildim durduğum yer bir bataklık olsa da etrafımdaki ormandan haberim vardı.
'Henüz kim olduğunu bilmiyorum ama zaten merakta etmiyorum. Tek tahminim direk kan bağımızın olduğu'
'Doğru direk kan bağınız var'
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Beyaz Açelya
General Fiction' Bazen benim bile fark edemediğim anlarda beni düşünüyor. Öyle ki henüz kendimi bile fark edemediği sorunlarımı ben görmeden çözmüş oluyor. Nasıl olurda inanmam'