Annem ile karşılıklı oturmuş hazırladığım şeylerden atıştırıyorduk. Her geçen gün solan bir çiçek gibi duran hali beni iyice endişelendiriyordu. Ama gittikçe dahada sessiz kalıyordu sorularım.' Babama aşık mıydın anne?'
Sorum belki ilgisini çeker diye dilimden dökülmüş olsada bu aralar bu duygu hakkında düşünüp duruyordum. Tabiki de en yakınım olabilecek birisinden bunu dinlemek istiyordum. Sorduğum soru onu daha fazla germiş olacak ki elindeki kahve fincanını tabağına bıraktı.
' Bir anda bunu neden merak ettin canım '
'Meryem hanım sürekli eşi ile olan aşk hayatını anlatıyor bende bir an sizinkini merak ettim işte nasıl tanıştınız falan'Gözleri bir anlığına çok uzaklarda bir yerlere dalıp gitti. Daldığı yerden geri gelmeyecek gibi uzun bir süre sessiz kaldı. Onu rahatsız etmemek için kendimce önümdeki tabakla ilgilendim. Sanırım pekte büyük bir aşk yoktu ortada.
' Bir aşk yoktu ortada bir mecburiyet vardı daha çok '
Çok sonra cevap verdiğinde artık ona sorduğum soruyu merak etmiyordum ama sanki bugün o gün diyen iç sesimi bir yüzleşmeye hazırladım. Uzun zamandır beklediğim bir yüzleşme.
' Bir iş anlaşması mıydı?'
' hayır baban beni seviyordu. Ama ben sevmiyordum'
'Peki nasıl kabul ettin. Sonradan mı sevdin'
Yüzüne yayılan gülümseme sevmediğini gösterirken gelecek olan cevabın benim gerçeğim olduğunu fark ettim. Neden sevilmediğim belkide bu sorunun içindeydi.
' Helincim bazen herkes sevgiyi bulabilecek kadar şanslı olmuyor'
' O yüzden mi bu kadar yorgunsun'
Masaya oturduğumuz ilk andan beri ilk defa gerçek anlamda göz göze geldiğimizde onu konuşturmak için yollar düşünüyordum.
' Mete bana aşık olduğunu söyledi. Ben bir cevap veremedim çünkü sevgi ile alakalı şeyleri ayırt edemiyorum sanırım '
' Helin' gözlerinin içinde dolmuş bir halde bekleyen gözyaşları ile onun şaşkın sesine takılmama çalıştım.
' çok garip bir andı ilk defa birisi bana hayatındaki önem sıranın herkesin üstünde olduğunu söylediği ve ben buna bir türlü inanamıyorum. Gittiğim uzman bunun geçmişten gelen bir durum olabileceğini düşünüyor.Sence anne çocukluğumda mı bir bozukluk var ?'
' Uzmana mı gidiyorsun?'
Yüzündeki hayret ifadesi ile bana bakıyordu. Bunu ona söylemek için beklemenin doğru bir karar olduğunu biliyordum. Daha önce böyle bir girişimde bulunduğumda önümü kesmişti bir yerden sonra insanlar konuştuğu için ergen bunalımı diye basitleştirmiş ve beni yeniden kendi içime kapatmıştı.
' Evet Mete'nin önerisiydi '
' Helin '
' İnanki önlem alıyor Mete kimsenin haberi olmayacak, halen o mükemmel kızınım?
Dediklerim onu ikna etmiş olmalı ki bir anlığına yeniden beni onayladığında ikimiz yeniden sessiz kaldık. Bağıra çağıra beklediğim bir yüzleşmeyi böylesi bir sakinlik ile masanın üstüne bırakmış olmak bana garip bir rahatlık hissi veriyordu ama aynı şey annem için geçerli miydi bilmiyorum? Yinede artık bir kapıyı aralamıştım ve geri dönecek kadar halim yoktu.
' En eski çocukluk anımı çok uzun zaman boyunca düşündüm ve elimde hep aynı anı var. Babamla ikiniz kavga ediyorsunuz ve ben salonun kenarında oyuncak tavşanım ile sizi izliyorum ve sen benden nefret ettiğini haykırıyorsun. Yıllarca bunun kendimin bir hayal ürünü olduğunu savundum. Çünkü saçmaydı sen benim annemdin ve beni severdin. Geçen gün Meryem hanım bana bazen sevginin bazı insanların elinden alındığını anlattı ve ancak o gün kabul ettim beni sevemediğini. '
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Beyaz Açelya
Ficción General' Bazen benim bile fark edemediğim anlarda beni düşünüyor. Öyle ki henüz kendimi bile fark edemediği sorunlarımı ben görmeden çözmüş oluyor. Nasıl olurda inanmam'