'Bana kalsa aile yemekleri gerçekten yük'
'Handan abla sen bir şey yapmıyorsun ki sadece tabak yerleştirme yapıyorsun arada'
'Alin sen benim düşmanım mısın ?'
'Kızlar kavga etmeyi bırakıp etleri mangalın başına götürseniz'
Meryem hanımın sözünü dinleyip ilk tepsi ile ilerleyen Alin'in peşinden burun kıvıran biricik doktorumuza baktım. Annesi bir kaç dakika önce Handan'dan olmaz diyerek ona verdiği sos işini eline alıp gitmişti. Tam bunun üzerinden yola çıkarak söylenmeye başlayan Handan tabiki de Efe'nin minyatürü gibi olan Alin'in dilinden kurtulamıyordu. Bahçeye kurulmuş olan masanın kar beyazı kumaşı hafif esinti ile havalanırken tabakları dizmeye devam ediyordum. Bir yandan da etraftaki cümbüş havasını izliyordum. Hava güzeldi keyifler yerindeydi ve Kurt ailesi kendi geleneksel yemeklerinden birini gerçekleştiriyordu. Etraftaki kalabalıkta halen yabancı gelen yüzler olsa da çoğu aile fertleriydi. Efe abinin en iyi mangalı ben yakarım adlı konuşması üzerine tüm gözler nu izlerken başarısız bir ateş yakma girişimi ile yerini Erkan'a bırakmıştı. Mete ise onların bu halini izleyip oturduğu yerden keyiflice soğuk içeceğin tadını çıkarıyordu. Meryem hanım yine bazı meyvelerin karışımından muhteşem bir içecek yapmıştı. Gözlerim onun bu rahat hallerine takılırken gerçekten de ailesi ile lan anlarda durgunlaşıp sakin bir hal alan ifadesini izlemek büyük bir keyifti.
'Sen gerçekten benim berbat kuzenimi seviyorsun'
'Sevdiğimi daha önce söylemiştim Handan'
'Kabul edemiyorsam'
'Hadi ama sende en çok onu seviyorsun'
'Maalesef doğru Kurt'lar içinde tek sevimli olan o'
'Ya bence Efe abide sevimli'
'Dostum hayır o kahır kahır '
'Handan kız sen öyle boş boş durup ne bekliyorsun kıza yardım etsene'
Sanki kendinden bahsettiğimizi anlamış gibi bize seslenen adam ile gülmemi tutamadım. Handan homurdanırken Efe abinin de güldüğünü görebiliyordum.
'Hayır bana diyorsun da sen becerip ateş yakamadın '
'Ben başka şeyler yakıyorum abim senin aklın almaz'
'Yenge Efe abim sanırım alem yapıyormuş'
Handan gıcık bir şekilde gülüp söylediği şeyi daha da abarta bilmek için bir kaç adım uzakta olan mutfağa giderken peşinden koşan adamı izledim. İnanılmaz komik bir ilişkileri vardı. Hiç durmadan bu şekilde devam ediyor oluşlarına hayrandım.
Mutfak masasına bırakılmış olan hazır mezeleri masaya götürürken bir yandan da Alin ile beraber sessiz bir şekilde hareket ediyorduk. Herkesin deli gibi sesli olduğu ortamda sadece ikimiz yan yana geldiğimizde susup kalıyorduk. Önceden okulda yaşadığı komik olayları anlatırdı ama artık birbirimize bakarken bile tedirgindik. Sanki o bağımız kopmuş gibi geliyordu bazen ama içten içe bir şekilde düzeleceğimizi hissediyordum. Mete'nin zihnime ilmek ilmek işlediği bu düzelecek masalına inanılmaz bir şekilde kapılıp gitmiştim. Terapilerde iyi gidiyordu bir şekilde günü kurtarıyordum. Hatta iki gün sonrası için Elif'e sergisi için yardım bile edecektim. Evet geçmişten gelen gerçek birileri de vardı hayatımda.
Masa tamamen hazır olduğunda herkes yavaş yavaş yerleşti. Hemen yan tarafımda duran Erkan ve onun çaprazında kalan Handan arasında gidip gelen gözlerim tabağıma bırakılan kızarmış et ile Mete'ye döndü. Gerçekten her seferinde önce benim tabağımı dolduruyordu. Bazen onun yüzünden yediğim yemekler sebebi ile midemin öleceğini hissediyordum zira kendisi ile aynı ebatlarda olduğumu düşündüğünü varsayıyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Beyaz Açelya
General Fiction' Bazen benim bile fark edemediğim anlarda beni düşünüyor. Öyle ki henüz kendimi bile fark edemediği sorunlarımı ben görmeden çözmüş oluyor. Nasıl olurda inanmam'