'Onu bilemem ama sana hayran onu biliyorum'
Bana hayran bir Mete düşüncesi bile komik duruyordu. Öncelikle hayran olunacak bir vasfımın olduğuna pek inanmıyordum. Ayrıca bu adam bana göre daha sosyal bi hayata sahipti yani her türlü hayran olacak yüzlerce insana denk gelmiş olması lazımdı. Handan'ın yorgunluktan bayılmasını istemediğim için onu eve bırakıp aklımdaki onlarca fikirle markete gelmiştim. Evet market türü yapacaktım muhtemelen annemin duysa delireceği bir etkinlik olsada benim için bir kafa dağıtma planıydı. Önümdeki sebzeleri kendimce seçerken annemin sesini duyar gibiydim. Sürekli beynimin içinde konuşan bu sesin bir gün beni özgür bırakacağını düşünüyordum. Görmezden gelmeye alıştığım için kendimce doğru bildiklerimi yapmaya devam ediyordu ama aklımın bir köşesinde hep duruyordu. Tıpkı şuan beni görse bunlar senin işin değil Helin sen güzelce giyinip etrafta dolaşmalısın diyeceğini tahmin ettiğim gibi. Kulağımdaki ses elimdeki seçtiğim sebzeleri koyduğum poşetler ve alışveriş arabası ile reyon arası turuma devam ediyordum. Zihnimde durmadan yanıp duran yemek fikirleri Handan ile konuşmam annemin göz deviren sesi ve bir süreliğine izini sürmeye gizlice devam edeceğim Serdar ile oldukça verimli bir turdu açıkçası. Aynı anda on beş şeyi düşünme huyum bana yeter diye isyan ederken bir köşeden Handan'ın kaynanasını düşünüyordum.
Kadını göstermişti bana daha doğrusu ısrarlarıma dayanamayıp en sonunda adını söylemişti ama tanımıyordum. Ciddi manada insanların isimleri hakkında fikrim yoktu oda sonunda resmini gösterdiğinde bir kaç kez bir anlığına fark ettiğim zorlama kızılları tanımıştım. Zorlama kızıl diyordum çünkü gerçekten durmadan boyuyor gibi olan bir görüntüye sahipti. Yaşı itibari ile sürekli boya yaptığıda ortadaydı.
Gözlerime ilişen yufkalar ile yeniden aklıma Mete gelirken gerçekten ne yapmam gerektiğini düşünmem gerekiyordu. Ona bir yerde sormam gerekenler olacaktı. Belkide babası ve abisini kaybetmesinin sorunlusu olarak Dilara'yı görüyordu. Hem Serdar yanlarında duracak kadar yakınsa onlara neden normal biri gibi davranmıştı ki. Bu denklemi çözmek için Mete'ye ihtiyacım vardı. Birde Handan'ın dedikleri var diye iç sesim ile kendimi göz devirirken bulduğumda önümde duran çikolata reyonu bana göz kırıyordu. Helin detoks diye bağıran annemin sesi yeniden kulağıma dolarken elime attığım ilk çikolatayı sepete attım. Susman gerikiyor artık içimde bir yerde sonsuza kadar yaşayamazsın.
Aldıklarımı ödeyip arabaya yerleştirdikten sonra buraya gelirken gördüğüm çiçekin önünde durdum. Gözüme çarpan çiçeği almak için hızlıca dükkana girdiğimde bana gülümseyen kadına bende gülümsedim. Aldığım beyaz açelya çiçeğinide diğer eşyaların yanına bıraktığımda yeniden şuan evim olan yere doğru yola çıktım.
Halen içimde bir yerde maalesef ki bu duruma alışamamıştım. Belkide duygular olsaydı daha kolay olurdu diyen iç sesime ilk defa hak verirken aslında onunda ben olduğumu kendime hatırlattım. Önümde akan trafik ile yeniden Mete'ye ait binanın otoparkına geldiğimde park ettim. Mükemmel diyen iç sesim ile çantamı ve aldıklarımı kucağıma toplarken yanıma koşturarak gelen genç adamı fark ettim.
' Helin hanım ben taşırım '
Sen taşırsın da sen kimsin diyen iç sesime rağmen onun Mete'nin bahsettiği güvenlik için olan kişilerden olduğunu kendime hatırlattım. Saksıyı kucağıma alırken çiçek toprağı ve yeni saksıyı alan adamı izledim. İçimde herkesi şüpheli gören o ses ile yaşamak cidden zordu ama izlemek ve gözlemek yapmak için birebir bir şüpheydi. Market poşetlerininde bir kısmını da zorla elime aldığımda yüzündeki gergin ifadeye rağmen geri adım atmadım. Elim kopmaz diye bağıracak olan sesime ama yardım güzel olur diye sakinleştirirken asonsöre bindik.
' Acaba isminiz nedir'
' Kadir Helin hanım '
Bir türlü göz göze gelemediğim adamı süzmeye devam ederken gergin halinin devam ettiğini fark ettim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Beyaz Açelya
General Fiction' Bazen benim bile fark edemediğim anlarda beni düşünüyor. Öyle ki henüz kendimi bile fark edemediği sorunlarımı ben görmeden çözmüş oluyor. Nasıl olurda inanmam'