Mesai saati bitmişti. Odamdan çıkıp asansöre doğru yöneldim. Kolumda bir el hissettim arkama döndüğümde tüm endamı ile karşımdaydı.
"Hadi gel ben seni eve bırakayım."
"Teşekkür ederim Cenk Bey ben sizi daha fazla meşgul etmeyeyim."
"Ne bu şimdi Yağmur. Neyin tribi?"
Bu adam harbi zeki. Leb demeden leblebiyi anlıyor.
"Siz beni yanlış anladınız Cenk Bey. Ben trip falan atmıyorum. Diyorum ki ben sizi daha fazla meşgul etmeyeyim. Gidip odanıza gelen kız ile ilgilenin. Güzel kız ihmal edilmeye gelmez."
Ayy allahım ne diyorum ben böyle?
"Haa şimdi anlaşıldı senin derdin. O kız benim kardeşim oldu mu Yağmur Hanım. Hemde öz kardeşim."
Aman tanrım! Cenk bana açıklama mı yapmıştı? Peki ben ne demeliydim?
"Açıklama yapmanıza gerek yok Cenk Bey."
"Bir daha Bey demeni istemiyorum Yağmur. Bu konuda çok ciddiyim."
İkimiz asansöre binip otoparka doğru ilerledik. Ne kadar reddetsem de kazanan o olmuştu. Beni eve bırakacaktı bay çok yardım sever.
Eve geldiğimde üzerimi değiştirip ılık bir duş aldım. Yemek için bir şeyler hazırlayıp yedikten sonra odama geçtim ve boş boş tavanı izledim.
Bu adam benim hiç aklımdan çıkmıyordu. Her saniye onu düşünmeden edemiyordum. Ben böyle değildim kesinlikle böyle değildim bu adam benim ayarlarım ile oynuyor.
Boş boş tavanı izlerken uyuyakalmıştım.
☆☆☆☆
Sabah alarmın sesi ile gözümü açtım. Ayy sabahın köründe uykumun en güzel yerinde çalan şu alarm sesine o kadar gıcık oluyordum ki...
Yataktan zorda olsa kalkıp banyoya girip işlerimi hallettim. Üzerimi giyinip otobüse doğru yürüdüm. Sabah pek kahvaltı yapma gibi bir alışkanlığım yoktu.
Bir anda kendimi sıkış sıkış otobüsün içinde buldum. Eee alıştın tabi 2-3 gündür Cenk'in özel şoförlüğüne aniden gerçeklere dönünce şok etkisi yarattı.
Yarım saatin sonunda otele gelebilmiştim. Bu sefer geç kalmamıştım. Bir ara kendime madalya takacağım.
Asansöre binip odama çıktım. Cenk daha gelmemişti. Sabah sabah ayılabilmek adına kahve aldım. Bir yandan kahvemi yudumluyor bir yandan da dosyaları inceliyordum. Anlaşılan bugün pek yoğun gecmeyecekti.
Kapım tıklatıldı ve içeri Serkan Bey girdi.
"Günaydın Yağmur Hanım."
"Günaydın Serkan Bey."
"Kendime kahve almıştım size de getirdim."
"Aa öyle mi teşekkür ederim, çok naziksiniz."
Kahveye olan aşkım sorgulanamaz! Kahve kırmızı çizgimiz!
"Nasılsınız, alışabildiniz mi işinize?"
"Evet alışabildim çok güzel bir ortam gerçekten de."
"Öyledir..."
Biz sohbet ederken kapı açıldı ve sinirden her an patlayacak olan Cenk'i gördüm.
"Serkan Bey, her zaman sizi bu şekilde görmek benim hoşuma gitmiyor."
Sinirden cümle kurmakta bile zorluk çekiyordu. Onu bu kadar sinirlendiren şey neydi? Beni bir erkek ile görmesi mi? Yoksa mesai saati esnasında sohbet etmemiz mi?
"Cenk Bey sakin olun sadece ufak bir sohbet ettik. Zaten bende şimdi çıkıyordum."
"Geç bile kaldın."
Serkan Bey'in odadan çıkması ile Cenk beni kendi ile duvar arasına aldı. Bu hareketi ile kas katı kesilmiştim.
"Ne yapmaya çalışıyorsun Yağmur?"
"Ben bir şey yapmıyorum Cenk B-..."
Cenk aniden dudağıma yapıştı. Dudağıma yapışması ile cümlem havada kaldı.
İkimiz de nefessiz kaldığımızda benden ayrıldı.
"Sana bir daha bana Bey diye hitap etme demiştim ve bu konuda ciddi olduğumu söylemiştim."
"Böyle mi susturmaya çalışıyorsun beni?"
Sesim titrek çıkmıştı hâlâ anın etkisinden çıkamıyordum.
"Bir daha olursa daha farklı şekilde susturacağım."
Tam kapıdan çıkacağı sırada yine bana doğru adım attı.
"Serkan'dan uzak dur. Hatta bütün erkeklerden!"
Neydi bu şimdi? Beni Serkan Bey'den mi kıskanmıştı.
Bölümü nasıl buldunuz canlarım💙 yorumlarınızı merak ediyorum💙 yıldızı parlatmayı unutmayın💙 Cenk ile Yağmur arasındaki elektriklenme konusunda ne düşünüyorsunuz?
Keyifli okumalar💙
Wattpad ve instagram hesabımı takip etmeyi unutmayın💙
Instagram Hesabım: @sude_den_oykuler
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İlklerimin Sahibi
RomanceYağmur Atılgan aşka inanmayan sadece iş ve gelecek odaklı olan bir kız taa ki karşına Cenk Korkmaz çıkana kadar. Yağmur Atılgan'ın karşısına Cenk Korkmaz çıktığı an kartlar yeniden dağıtılıyor. Cenk ve Yağmur'un hikâyesine hazır mısınız?