17. Bölüm💙

116 9 10
                                    

Hiçbir şey demeden hastaneden çıktım. Sahile doğru ilerledim. Deniz kenarına oturdum. Ben Cenk'i bu kadar çok seviyorken nasıl ayrılacaktım? Göz yaşlarım kendiliğinden akmaya başladı ardından burnuma o tanıdık koku geldi. Arkama döndüğümde Cenk öylece dikilmiş bana bakıyordu.

"Neden ağlıyorsun güzelim, noldu?"

Ben bu adamı taparcasına sevmişken nasıl ayrılacaktım?

"C-cenk benim sana bir şey söylemem lazım."

"Söyle sevgilim, dinliyorum seni."

Yapma, yapma bunu işte yapma...

"B-ben daha fazla i-iletletemiyorum Cenk."

"Neyi ilerletemiyorsun Yağmur, anlamıyorum açık açık söylesene."

"Ben ayrılmak istiyorum Cenk."

Tek nefeste söyleyebilmiştim. Cümlemin sonunda ağzımdan bir hıçkırık çıkmıştı. Gözyaşlarım bana ihanet edip hızlı hızlı akmaya başladı. Cenk bu cümlem ile afalladı.

"S-sen ne diyorsun Yağmur? Ne demek ayrılmak istiyorum?"

"Ayrılmak istiyorum işte. Yapamıyorum Cenk. Bana göre bir şey değil bu."

Arkamı dönüp gideceğim esnada Cenk kolumdan tutup kendine çekti.

"Seni buna zorlayan şey ne?"

Ne? Anlamış mıydı?

"Hiçbir şey. Hiçbir şey beni zorlamıyor. Ben istemiyorum kendi kararım lütfen uzatma."

Evet bir kez daha Cenk yıkılmıştı. Bu sefer yıkan kişi ben olmuştum. İstemeyerek de olsa sevdiğim adama zarar vermiştim.

Daha fazla bir şey demeden hızlıca uzaklaştım. Serkan'a mesaj attım anında benim evime gelip kendine evine götürdü beni.

"Senden nefret ediyorum."

"Aaa ama güzellik yapma böyle. Bak hem biz çok güzel bir çift olacağız. Ha bu arada o otelden ayrılmanı istiyorum."

"Sen benimle ilgili kararları veremezsin."

"Sen beni çok hafife alıyorsun Yağmur. Neler yapabileceğimi gayet iyi biliyorsun."

"Ne yani senden korkmamı falan mı bekliyorusun?"

"Sadece önden bir uyarı yapıyorum güzelim."

"Allah senin bela-"

Cümlemi tamamlayacağım esnada dudakları ile dudaklarıma yapıştı. Tiksinircesine geri ittiğimde şaşkınca bana baktı.

"Sakın, sakın o hareketi bir daha yapma! Bir daha bana dokunma!"

Sesim olduğunda da sert çıkmıştı. Böyle şeylere asla tahammülüm yoktu. Kapıya doğru yöneldiğimde bileğimden tuttu.

"Nereye?"

"Sana ne."

"Yağmur bak ben sabırlı bir adam değilimdir."

"Ne yaparsın ha ne yaparsın? Döver misin mesela canımı mı acıtırsın?"

"Evet canını acıtırım ama dolaylı yerden acıtırım yani direkt sana uygulamam."

"Sakın sevdiklerime karışma sakın."

Kolumu onun ellerinden kurtardım kapıya doğru hızla ilerleyip eve doğru yürüdüm. Aldığım nefes bana artık dar geliyordu. Sessiz, sakin bir hayatım varken şimdi olaylar eskik olmuyordu.

Telefonu elime alıp Tuğba'yı aradım. Şuan tek ihtiyacım olduğu kişi oydu.

"Tuğba her zaman buluştuğumuz yere gelebilir misin?"

"Noldu benim çiçeğime? İyi misin?"

"Değilim Tuğba, hiç iyi değilim gel her şeyi anlatacağım."

Telefonu kapattım ve her zaman ki kafemize gittik. Çok geçmeden Tuğba da geldi. Çok endişeli gözüküyordu.

"Anlat bakalım güzelim noldu."

"Her şey üst üste geldi Tuğba ben, ben ne yapacağımı bilmiyorum. Çıkmaza sürüklendim ve çıkış yolu aradıkça hepten her şey mahvoluyor."

"Tamam sakin sakin anlat olanları."

Her şeyi başından beri anlattım. Mantıklı düşünen Tuğba bile şuan diyecek bir şey bulamıyordu. Telefonumun çalması ile sohbetimiz yarıda kesildi. Arayan Cenk'ti. Vakit kaybetmeden aramayı yanıtladım.

"Acil bir toplantı çıktı Yağmur Hanım. Sizinde o toplantıda bulunmanız gerekiyor."

Yağmur Hanım mı demişti? Cenk ile aramıza soğukluk girmişti Serkan yüzünden. Olayın etkisinden çıkıp cevap verdim.

"Geliyorum Cenk Bey."

İşte şimdi her şey yeniden başlıyordu.

Bölümlerin ilerleyişi hakkında yorumlarınızı merak ediyorum💙 oylarınızı ve yorumlarınızı eksik etmeyin💙 bölümleri çok uzun tutmamaya çalışıyorum umarım seviyorsunuzdur.

Keyifli Okumalar💙

Instagram Hesabım: @sude_den_oykuler

İlklerimin SahibiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin