67. Bölüm💙

21 2 0
                                    

Cenk ile ikimiz az da olsa sakinleşince bahçeye çıktık. Bu süreç beklediğimden de çok zor ilerliyordu.

Pastaları kesip yedikten sonra Miray'ın hediyeleri verildi.

Saat epey geç olduğu için herkes evine gitmişti. Ben de Miray'ın ihtiyaçlarını karşılayıp yatağına yatırdım.

Odama geçtiğimde Cenk yatak başlığına sırtını yaslamış öylece karşı tarafa bakıyordu.

Yanına gidip başımı göğsüne koydum. Hiç vakit kaybetmeden o da elleri ile belimi sardı.

"Özür dilerim güzelim."

"Ne için?"

"Bugün dayanamayıp bütün yükü senin omzuna bıraktığım için."

"Öyle şey olur mu sevgilim? Hem bunda özür dilenecek hiçbir şey yok. Biz birbirimize destek olmayacaksak kim olacak?"

"İyiki, iyiki karşılaşmışız ve iyiki benim karım olmuşsun. Sen benim bu hayattaki en büyük şansımsın."

"Sende benim bu hayattaki en büyük şansımsın sevgilim."

Dudaklarını dudaklarıma bastırıp uzunca öptü. İkimiz de nefes nefese ayrıldığımızda;

"Sana doyamıyorum. Sen benim aklımı başımdan alıyorsun."

Bugün fazlasıyla yorulmuştum ve yarın Miray'ın erken saatte doktor kontrolü vardı onun için fazla oyalanmak istemiyordum.

"Sevgilim artık uyusak iyi olacak. Çünkü yarın erken kalkmamız gerekecek."

"Tamam güzelim uyuyalım."

"İyi geceler sevgilim."

"İyi geceler güzelim."

İkimiz de kendimizi uykunun kollarına teslim etmiştik.

☆☆☆

Sabah erken saatte uyanıp banyoya girdim. Orada işlerimi halletikten sonra Miroşum'un odasına girip kıyafetlerini ayarladım ve çok olmadan Miroş da uyanmıştı.

"Annecim günaydın prensesim."

"Güyaydın anne."

"Nasılmış bakalım benim prensesim."

"İyiyim ben."

"Hep iyi ol kızım."

Miray'ın kıyafetlerini giydirdikten sonra salona indirdim ve biraz anne kız oyun oynadık.

Cenk yanımıza geldiğinde artık hastane için yola koyulmuştuk.

Korkuyordum hemde deli gibi korkuyordum. Doktorun ağzından tek bir kötü kelime dahi çıksa nasıl dayanacaktım?

Artık gerçekten dayanacak gücüm, takatim kalmamıştı. Ama mecburdum...

Hastaneye geldiğimizde randevu saatimiz gelmişti ve hemen doktorun odasına doğru ilerledik.

Kapıyı tıklayıp içeri girdiğimizde büyük bir ilgi ile karşılamıştı bizi.

"Hoşgeldiniz Cenk Bey, Yağmur Hanım."

Cenk ile sadece başımızı oynatmıştık.

Doktor Miray'a dönüp;

"Nasılsın bakalım küçük hanım?"

"Teşeküy edeyim."

Miray'ın yaşından büyük hareketlerinden dolayı doktor bile hayran oluyordu. 

"Şimdi asıl konuya gelebiliriz."

Kalbim artık resmen ağzımda atıyordu.

"Maalesef güzel haber vermek isterdim ama bu pek mümkün değil."

Doktorun cümlesi bitti an kapı abim tarafından açılıp içeri girdi.

"Doktor Bey çocuğun yanında durumu konuşmuyordunuz herelde."

Durum her ne ise bu pek de iç açıcı değildi anlaşılan ve abimin önceden haberi olduğu için Miray'ı almaya gelmişti.

"Hayır Mert Bey, tam da çocuğun yanında konuşuyorduk çünkü gerçekleri bilmeye hakkı var."

"Ama bu şekilde değil. Bu şekilde öğrenmemeli. Bir başkası tarafından değil, anne ve babası tarafindan öğrenmeli."

"Her neyse Mert Bey. Bu konuyu daha fazla uzatmayacağım anlıyorum üzüntünüz var. Eğer müsade ederseniz durumu Yağmur Hanım ve Cenk Bey'e de izah edeceğim."

İsmimizin geçmesi ile abim dolu gözler ile bize baktı.

Bana doğru bir adım attı. Önce saçlarımdan öptü ve ardından Miray'ı aldı kucağımdan.

"Gel yeğenim biz seninle biraz gezelim."

Abim ve Miray odadan çıktıktan sonra artık neler duymam gerekiyorsa bir an önce duymak istiyorum.

"Evet konu çok fazla dağılmadan durumdan bahsedeyim. Maalesef yaklaşık 1 buçuk aydır kemoterapi uyguluyoruz ama herhangi bir olumlu sonuç elde edemedik."

Artık duyduklarım nefesimi kesiyordu. Doktorun her bir cümlesi bir bıçakmış gibi sırtıma saplanıyordu.

"Ne olacak şimdi?"

Cenk'in titrek bir şekilde sorduğu soru ile doktora odaklanmaya çalıştım.

"Miray'ın bir kardeşe ihtiyacı var. Ona ilik verebilecek bir kardeşe."

İşte bunu beklemiyordum. Her şeye kendime hazırlamıştım ama buna asla, asla bu duruma ihtimal vermiyordum, veremiyordum.

Çünkü ben anne olamazdım. Ben hamile kalamazdım. Eğer hamile kalırsam yine her şeyi sil baştan yaşayacaktım ve ben kendimi daha bu konuda yeni yeni toparlamışken bir daha aynı şeyleri yaşayamazdım bu durumu bir kez daha kaldıramazdım.

Cenk'in bana baktığını hissediyordum ama ben ona bakamıyordum.

"Şimdi söyleyeceklerim belki de çok fazla olacak ama mecburum. Üzgünüm son 9 ayınız kaldı."

Doktorun son kurduğu cümle bende ve Cenk de bardağı taşıran son damla olmuştu.

Resmen Miray'ın son 9 ayı kaldığını söylüyordu.

Hiçbir şey diyemeden odadan çıktığım gibi kendimi bahçeye attım.

Nefes alamıyordum, boğuluyordum son 9 ay kaldı diyordu.

İyi de bu he dedi mi olacak şey değil ki. Hem ben hamile bile kalamazdım.

Bu neyin imtihanı, ne yapmış olabiliriz ki biz bu durumdayız.

Gözümün karardığını hissediyordum etrafın döndüğünü...

Duyduğum son ses ise Cenk'in yakarışlarıydı.

Evettt canlarım çok acıklı ilerliyor🥺 gerçekten her bir kelimesinde gözyaşlarımı tutmam mümkün olmuyor onun için geceleri yazıyorum hatta bu bölümü şimdi saat 03.45 de yazıyorum🙈 evet bu saate kadar bölüm yazdım🙈 umarım beğenerek okursunuz💙 bir sonraki bölüm Cenk Korkmaz anlatımı ile olacak💙 yıldızı parlatmayı ve yorum yapmayı unutmayın💙 sizleri çok seviyorum ve kocaman öpüyorum💙

Keyifli Okumalar💙

Instagram Hesabım: @sude_den_oykuler

İlklerimin SahibiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin