49. Bölüm💙

58 2 3
                                    

Başımdaki keskin ağrı ile gözlerimi açtım. Yatakta doğrulmaya çalışacakken kolumda hissettiğim sızı ile öylece bekledim.

Odanın kapısı açıldığında içeri Cenk girdi.

"Güzelim nasılsın?"

"İyiyim."

Hani her "nasılsın?" sorusu sorulduğunda muhakkak herkesin yalan olsa bile iyiyim dediği anlar olmuştur ya işte bende şuan o anı yaşıyordum. Peki gerçekten iyi miydim?

"Çok korkuttun beni."

Yanıma gelip elimi elinin arasına aldı. Diğer elim ile Cenk'e doğru uzanıp kolunu tuttum.

"Endişelenme iyiyim."

"Güzelim sana bir şey söylemem gerekiyor."

"Dinliyorum."

"Hani tedaviye başlayacaktık ya işte onu biraz ertelememiz gerekiyor."

Bir kere, bir kere gözümü açtığım tekrardan nefes aldığım için pişman olmayayım bir kere...

"Neden?"

Onca söylenecek kelime varken ben sadece "neden" diyebilmiştim. Sorduğum sorunun cevabından korkuyor muydum? Evet hemde deliler gibi korkuyordum ama gerçekleri de bir an önce öğrenmek istiyordum.

"Güzelim bu süreci doktor anlattı zaten. Bu süreç oldukça zor ve bu süreci sakin kafayla ilerlememiz gerekiyor. Yani onun için ertelemek zorunda kaldık."

"Tedaviyi iyi bir psikoloji ile yönetmem gerekiyor evet biliyorum ama bu bizim için mümkün mü peki Cenk? Söylesene bu bizim hayatımız için mümkün mü? Ya bizim hayatımızda bir kere bile sorun eksik olmuyor. Her günümüz bir olay. Ben saçma sapan şeyler için daha fazla süreci ertelemek istemiyorum. Ya hemen başlanacak bu tedaviye ya hiç."

Sözlerimde oldukça kararlıydım.

"Güzelim ama bu tedavinin uygulanması gibi olumlu sonuç vermesi de önemli eğer olumlu sonuç ver-"

"Tamam sus! Yeter artık ya bu neyin imtihanı ben anlamıyorum. Ben ne yapmış olabilirim ki bu kadar acı şeyler yaşıyoruz."

"Güzelim suçlama kendini hadi az kaldı ilerde çok güzel anılarımız olacak bunu düşün."

"Olmayacak Cenk. Artık güzel anılarımız olmayacak. Güzel günlerimiz diye bir şey olmayacak. Biz hep böyle acı çekeceğiz."

Ağlamalarım yerini hıçkırıklara bırakmıştı. Odaya doktor girdiğinde;

"Nasılsınız Yağmur Hanım?"

"Ayşe Hanımı çağrır mısınız?"

Tedavi süreci hakkında konuşmak istiyordum. Artık bu saçma olayların bir son bulmasını istiyordum.

"Tamam Yağmur Hanım öncelikle sakin olun. Aşırı stresten dolayı şuan buradasınız. Serumunuz bittiğinde çıkabilirsiniz. Geçmiş olsun."

Doktor odadan çıktıktan 5 dakika sonra tedavi sürecini birlikte ilerleteceğimiz Ayşe Hanım odaya girmişti.

"Ayşe Hanım, eşim ile konuşmuşsunuz tedaviye ne demek hemen başlayamayız?"

"Durumu Cenk Bey açıklanmıştır Yağmur Hanım. Üzgünüm elinden başka bir şey gelmiyor. Tedaviye başlasak bile olumlu sonuç vermeme ihtimali yüksek. O kadar çekeceğiniz durumdan sonra tabiki de tedavinin olumlu sonuçlanmasını isteriz. Ondan dolayı tedaviyi ertelememiz şart."

Artık tek kelime etmek için kendimde güç bulamıyordum. Her şey alt üst oluyordu. Hayat kesinlikle bize acımasız davranıyordu.

☆☆☆

Hastaneden çıkıp arabaya bindik. Yol boyunca ikimizde de sessizdik. Eve geldiğimizde Ayça, Yağız, Tuğba ve abim hâlâ bizim evimizdeydi.

Hiçbir şey demeden yanlarından geçip yukarı doğru çıkmaya başladım. Odaya geldiğimde içeri girip hemen kendim yatağa bıraktım. Gerçekten artık ayakta duracak halim yoktu.

Kafamdaki düşünceleri yok sayıp gözlerimi kapattım. Gözlerimi kapatmam ile karanlığa doğru çekilmem bir olmuştu.

☆☆☆

Yatağın hareketlenmesi ile gözlerimi açtım. Cenk yatağın kenarına oturmuş, ellerini başının arasına koymuş öylece karşıya bakıyordu.

Yavaş yavaş doğrulup arkasından sarıldım. Arkasından sarılmam ile irkildi.

"Güzelim uyandın mı?"

"Uyandım sevgilim."

"Ben mi uyandırdım yoksa?"

"Yok hayır. Zaten eskisi kadar uzun uyuyamıyorum biliyorsun."

Sırtını yatağın başlığına yaslayıp beni kendine çekip başımı göğsüne koymamı sağladı.

Elleri her saçlarıma gittiğinde o eşsiz dokunuşlarını hissediyordum.

Cenk'in o eşsiz dokunuşları çölde su bulmuş etkisi yaratıyordu.

"İyisin dimi güzelim. Bir yerin ağrımıyor."

"İyiyim sevgilim. Merak etme bir yerim ağrımıyor."

Artık böyle diken üstünde yaşamaktan çok sıkılmıştım.

"Cenk!"

"Söyle güzelim."

"Cenk ben sana bir şey söyleyeceğim. Nasıl tepki verirsin bilmiyorum ama ben bu düşüncemde oldukça kararlıyım. Ama tabiki senin düşüncen de benim için önemli."

"Dinliyorum güzelim."

"Şimdi sana açık açık her şeyi söyleyeceğim. Belki ben bir daha anne o-olamayacağım."

Cümle kurmak hiç bu kadar zor olmamıştı.

"Hem bir türlü tedaviye de başlayamıyoruz. Ben de bir çocuğu evlat edinmek istiyorum."

Cenk bu cümlemi beklemiyor olacak ki son cümlem ile afallamıştı.

"Güzelim..."

"Cenk biliyorum istemeyebilirsin. Sonuçta kendi canından olmasını isteyebilirsin ama ben yine de ikimiz için iyi olacağını düşündüm."

"B-ben ne diyeceğimi bilmiyorum. Çok iyi düşünmüssün ama o süreci nasıl atlatırız. Çünkü sende biliyorsun evlat edinme işlemi uzun sürüyor. O kadar da kolay değil."

"Evet biliyorum ama biz bunun üstesinden geliriz."

"Seni çok seviyorum güzelim. Senin çok güzel bir kalbin var ve iyiki, iyiki o kalp bana ait. İyiki sen iyikim!

"İyiki sen iyikim!"

Evetttt canlarımmm uzun bir aradan sonra çok şükür bölümü tamamlayabilim. Her hafta bölüm atmaya çalışıyorum. Uzun bir aradan sonra tekrar yazmaya başladım. Umarım bu bölümü beğenmişsinizdir. Oylarınız ve yorumlarınızı bekliyorum💙 instagram ve wattpad hesabımı takip etmeyi unutmayın💙

Keyifli Okumalar💙

Instagram Hesabım: @sude_den_oykuler

İlklerimin SahibiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin