14. Bölüm💙

123 12 5
                                    

Cenk Korkmaz;

O an her şey bende koptu. Dünya başıma yıkıldı sanki. Canımdan çok sevdiğim kardeşimi koruyamamıştım. Ne yapacağımı bilmiyordum tek bildiğim şeyi yaptım uzaklaşmak...

Her canım sıkkın olduğunda geldiğim yere geldim. Burası da bana annem ile babamı hatırlatıyordu. Tatile hep buraya gelirdik. Ama şimdi hepimiz darmadağın olduk.

Canım hiçbir şey yapmak istemiyordu. Saatlerce boş duvarı izledim. Telefonuma gelen bildirim sesi ile ekrana baktım. Yağmur'dandı defalarca aramıştı ama açmamıştım.

Telefonu elimden bırakacağım sırada telefon çaldı arayan Yağız'dı. Telefonu açıp açmamak konusunda kararsız kalsam da açmıştım.

"Cenk nerdesin olum sen. Neden telefonlarımıza cevap vermiyorsun?"

"Dinlenmeye ihtiyacım var Yağız."

"Neredesin, söyle geleyim yanına."

"Tek başıma kalıp kafamı dinlemem lazım."

Telefonu kapatmıştım. Çalışma odasına gittim. Albümleri koyduğum bölümü açtım. İçinden albümleri çıkardım. İçinde bir sürü mutlu fotoğraflarımız vardı. Hepsine tek tek baktım.

Albümün ilk sayfasında Ayça'nın yeni doğduğunda benimle birlikte çekindiği fotoğraf vardı. Saatlerce albüme baktım. Keşke eski günlere geri dönebilseydik. Eski günlere geri dönebilmek için neler vermezdim ki...

Kapının çalması ile albümü yerine koydum. Kapıyı açtığımda Yağız karşımda duruyordu.

"Neden geldin?"

"Seni yalnız bırakmaya gönlüm el vermedi."

Elimi omzuna attım.

"Gel içeri kardeşim."

İkimiz de içeriye geçtik. Sessizcene öylece bekliyorduk. Yağız bir şeyler söyleyecek ama sanki cümlelerini toparlamaya çalışıyordu.

"Seni anlayabiliyorum Cenk. Ama böyle yaparak kendini mahvediyorsun. Hem kendini hem Yağmur'u. Yağmur da perişan oldu."

"Biliyorum ama elimden başka bir şey gelmiyor Yağız."

"Sadece sen acı çekmiyorsun kardeşim. Bende acı çekiyorum. Senin için bu durum nasıl zorsa benim içinde o kadar zor."

"Ne demeye çalışıyorsun sen?"

"Diyorum ki sevdiğim kadın öyle içerde yatıyor ama benim elimden bir şey gelmiyor. Benim içinde ne kadar acı bir durum olduğunu anlamışsındır umarım."

"S-sen bir dakika sen Ayça'yı mı seviyorsun?"

"Evet seviyorum ama sevdiğimi bile söyleyemiyorum. İçimde bir yangın var ve o yangın gid gide körükleniyor. Benim bunları sana anlatmamın sebebi ben her şeye rağmen ayakta dimdik duruyorum. İçimden her yeri kırıp dökmek geliyor ama yapmıyorum. İnanıyorum Ayça uyanacak. Sende inan ve toparlan. Böyle kendini uzaklaştırma."

Haklıydı hem de sonuna kadar haklıydı. Düşünmeden hareket ediyordum.

"Sen küçükken hayat sana acımasız davranmış. Sen küçükken mücadele etmeye başlamışsın. En ufak şeyde hiç kimse seni yıkamaz."

"İyiki geldin kardeşim. Ben bunları hiç düşünemedim. Hep ani kararlar verdim. Geçecek hepsi geçecek."

İkimizde arabaya bindik. Yağız'ı evine bıraktıktan sonra Yağmur'un evine gittim. Kapıyı açtığı an ona sımsıkı sarıldım. Kokusunu içime çektim. Kokusu bana iyi geliyordu.

Bu hareketim ile afallasada hızlıca toparlandı. İçeri geçtik hiçbir şey söylemeden yatağa geçip yattık. Her şeyin sonu güzel olacak. Bunun hayalini kurarak uykuya daldım.

Evet canımlaaarr 100 okumayı aştıkkk🥳 başından beri desteğini esirgemeyen herkese teşekkür ederim💙 iyiki varsınız iyikiiiiiiiiii💙 sizleri kocaman öpüyorumm💙

Instagram ve wattpad hesabımı takip etmeyi unutmayın. Oylarınızı ve yorumlarınızı bekliyorum💙

Keyifli Okumalar💙

Instagram Hesabım: @sude_den_oykuler

İlklerimin SahibiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin