Kan aldıktan sonra Miray'ı normal odaya götürüp koluna serum taktılar. Miray o kadar kendinden geçmişti ki yapılan müdahaleye rağmen hiç gözlerini açmamıştı.
Damar yolunu açıp serumu taktılar. Biz de Cenk ile beklemekten başka bir şey yapamadık.
Saatlar, dakikalar sanki geçmiyordu. Doktordan gelecek iyi haberi bekliyorduk.
Sonunda Miray gözlerini yavaş yavaş açtığında sanki dünyalar benim olmuştu. Sonunda o boncuk gibi olan gözlerini görebilmiştik.
Sandalyeden kalkıp Cenk ile yanına gittik. Bizi gördüğü an gülümsemeye başladı.
"Annecim, benim güzel kızım sonunda uyandı mı?"
"An-ne."
"Söyle güzel kızım."
"Ba-ba."
"Söyle babacım."
"Ayıyo."
Kolunu gösterip ağrıyor demişti. O an içim paramparça oldu.
"Babacım kolunu oynatma tamam mı? Geçecek birazdan çıkaracaklar onu."
Saçlarına dudaklarımı bastırıp uzunca öptüm o güzel kokusunu içime çektim.
"Bizi çok korkuttun annecim."
"Koykmayın."
Son zamanlarda tek kelime bile olsun konuşabiliyordu.
Doktor odaya girdiğinde bizde ayağa kalkmıştık. Doktordan gelecek iyi bir haber bizim için yeterde artardı.
"Sonuçlar çıktı mı doktor bey?"
"Evet Cenk Bey. Sonuçlar şuan elimde."
"Neyi varmış? Neden böyle oldu durduk yere?"
"Öncelikle sakin olmalısınız Yağmur Hanım. Sorduğunuz soruların cevabı şuan bu sonuçlarda. Sizi şöyle odama alayım lütfen."
Cenk ile afallamıştık. Kötü bir şey olmuş olamazdı değil mi?
Miray'ın yanına gidip;
"Annecim biz hemen geleceğiz tamam mı? Ben şimdi halanla teyzeni çağıracağım onlar senin yanında olacak bizde hemen gelicez annecim."
Odadan çıkarken Ayça ile Tuğba hemen girmişti. Onlara da haber vermiştik. Haberleri olur olmaz hemen buraya gelmişlerdi.
Abim çocuk doktoru olduğu için bizzat kendisi ilgilenmişti.
Doktorun odasına geçtiğimizde duyacaklarımdan ilk defa korkuyordum.
"Evet sizi dinliyoruz."
Cenk'in sesi ile düşüncelerimden uzaklaştım. Dikkatle doktorun ağzından çıkacak cümleye odaklandım.
"Öncelikle geçmiş olsun. Şunu söylemem gerekiyor ki sizleri çok zor süreç bekliyor."
"O ne demek oluyor?"
Daha fazla sessiz kalamayacaktım. Taksit taksit konuşuyordu. Ne diyeceksen biran önce söylesin işte!
"Üzgünüm kızınıza lösemi tanısı konuldu."
Duyduğum cümle ile sanki hastane başıma yıkılmış ben o enkazın altında kalmışım gibi hissediyordum.
Doktor bir şeyler söylüyordu ama kulaklarım uğulduyordu ne dediğini anlamayacak kadar kendimden geçmiştim.
Bu olamazdı. Benim kızım kanser olamazdı. O daha çok küçüktü. Onun bedeni bu hastalığa dayanamazdı.
"N-ne olacak şimdi?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İlklerimin Sahibi
RomanceYağmur Atılgan aşka inanmayan sadece iş ve gelecek odaklı olan bir kız taa ki karşına Cenk Korkmaz çıkana kadar. Yağmur Atılgan'ın karşısına Cenk Korkmaz çıktığı an kartlar yeniden dağıtılıyor. Cenk ve Yağmur'un hikâyesine hazır mısınız?