25. Bölüm💙

77 8 0
                                    

Emniyete gittiğimizde Cenk parmaklıkların arkasında öylece oturuyordu. Bizi gördüğünde ayağa kalktı.

"Ne işiniz var sizin burada? Yağız neden getirdin?"

"Dinlemediler abi."

Parmaklıkların arasından Cenk'in elini tuttum.

"Neden yaptın bunu? Neden bunu kendine, bana, bize yaptın neden?"

"Abi şimdi sen olmadan biz ne yapacağız?"

Gözyaşlarım yine bana ihanet ederek akmaya başlamıştı.

"Abi ben şimdi müdür ile konuşacağım iyi bir avukata ihtiyacımız olacak. Senin tanıdığın varsa iletişime geçeyim."

"Avukat falan istemiyorum Yağız. Sen ne kadar halledebiliyorsan hallet."

Ne demekti bu şimdi?

"Cenk sen ne dediğinin farkında mısın?"

İçeri polis memuru girmişti.

"Bu kadar görüşme yeter. Sizi dışarı alalım."

Zor da olsa Ayça ile ikimiz emniyetten çıkmıştık. Yağız bizi eve bırakıp emniyete geri döndü.

Felaketimiz olan o evde yine Ayça ile ben tek başımızaydık.

Ayça sandığımdan da güçlü çıkmıştı. Dik durmaya çalışıyordu ama ben çoktan pes etmiştim.

"Tamam Yağmur hadi toparla artık kendini. Böyle salma. Abim çıkacak oradan. Yağız abimi bırakmaz o şekilde."

"Ya duymadın mı avukat istemiyorum diyor. Ne yapamaya çalışıyor anlamıyorum ki?"

Sinirlerim iyice alt üst olmuştu. Odaya çıktığımda Cenk ile olan tüm anılarımız gözümün önünde canlandı.

Meğersem Cenk ile ne kadar da az anılarımız varmış. Bizim hayatımız hep olaylar üzerine kurulmuştu. Ayça'nın kaçırılması, Cenk'in vurulması ve benim kaçırılmam ve yine Cenk'in gözaltında olması.

Hayat bize hep acımasızca yaklaşmış. Hayat bize küçük yaştan itibaren acımasızca yaklaşmış.

Yatakta uzanmış öylece Cenk'in kıyafetlerini kokluyordum. Sevdiğim adam, ilklerimin sahibi şuan parmaklıklar arasındaydı.

Düşüncelerimin arasında kaybolup kendimi uykuya teslim ettim.

☆☆☆

Sabah gözlerimi açtığımda saat epey geç olmuştu. Bütün olaylar üst üste gelince yorgun düşmüştü vücudum.

Banyoya girip ılık bir duş aldım. Uzerime rahat şeyler geçirip aşağıya indim. Ayça salonda oturmuş kitap okuyordu. Beni görünce kitabı bıraktı.

"Günaydın Yağmur. Nasılsın biraz daha iyi misin?"

"Bilmiyorum, b-ben hiçbir şey hissetmiyorum."

"Anlıyorum seni Yağmur. Abime bu kadar bağlanmışken bir anda bu olayların olması zor."

"Ben hep sevdiklerimi kaybeden taraf oldum. Ben hayatta hep kaybeden taraf oldum Ayça. Ya sevdiğim adamı da kaybedersem."

"Abimin bir planı vardır illaki öyle boş boş durmaz. Hadi ama artık takma kafana."

Kesinlikle Ayça'ya bir şey olmuştu. Benim tanıdığım Ayça bu olamazdı.

"Ben emniyete gideceğim haberin olsun."

"Hiç gerek yok bence Yağmur biz evden dışarı çıkmayalım."

"Sen iyi misin Ayça? Kaç gündür bir garip davranıyorsun. Benim tanıdığım Ayça bu değil!"

Sesim biraz fazla yüksek çıkmıştı. Ayça da ayağa kalkıp;

"Ne yapabilirim Yağmur. Senin gibi ortalıkta ruh gibi mi dolanayım? Abim bir yolunu bulur. İnan ona."

Kapıya doğru yöneldiğimde;

"Nereye?"

"Hava alacağım biraz."

Dışarı çıktığımda sahile doğru yürüdüm. Temiz hava iyi gelmişti. Biraz olsun düşüncelerimden kurtulmuştum.

Telefonum çaldığında arayan Tuğba olduğunu gördüm. Aramayı ilk başta reddettim. Şuan konuşacak durumda değildim. Bir kez daha aradığında açmak zorunda kaldım.

"Bebitom nasılsın?"

"İyiyim Tuğba sen nasılsın?"

"İYİYİM..." hepimizin ağız alışkanlığı yaptığı o kelime...

"Sesin iyi gelmiyor Yağmur bir sorun mu var?"

Aslında Tuğba'ya anlatsam iyi olacaktı.

"Tuğba ben çok kötüyüm. Şuan bir çıkmazın içindeyim ne yapacağımı bilmiyorum."

"Tamam bebeğim sakin ol neredesin söyle bana geleyim yanına."

"Sahildeyim Tuğba."

Telefonu kapattıktan kısa süre sonra Tuğba gelmişti. Çok uzatmadan olayları kısaca özet geçmiştim.

"Kıymam sana ben. Sen bunca şeyi yaşarken ben seni nasıl tek bırakırım."

"Şuan yanımdasın ya o bana yeter Tuğba."

"Güzelim benim üzme artık kendini. Hallolur eninde sonunda."

"İnşallah Tuğba. Ben artık sevdiklerimi kaybetmek istemiyorum."

Tuğba ile biraz sohbet ettikten sonra ikimizde eve gitmek için ayrılmıştık. Ben eve geldiğimde Yağız'ın bizde olduğunu gördüm. Ayça ile bir şeyler konuşuyordu.

Tek bir cümle duydum. Kafamı karıştıran o cümle...

"Ne zaman bitecek peki bu oyun?"

"Bilmiyorum güzelim şuan kartlar Cenk'in elinde."

"Peki Yağmur? Abim gittiğinden beri çok kötü. Yağmur'a da söyleyelim mi?"

"Hayır sakın! Cenk Yağmur'un haberi olmamasını istedi."

Neyden bahsediyorlardı bunlar? Neyden haberim olmayacakmış? Ne oyunuymuş bu?

İçeri girdiğimde ikisinin gözü bende kalmıştı.

"Y-yağmur ne zaman geldin?"

"Bana anlatmak istediğiniz bir şey var mı?"

Sesim çok soğuk çıkmıştı. Benden bir şey saklıyorlardı üstelik başrolü Cenk'ti.

Evet canlarım bir bölüm daha bitti. Yorumlarınızı merak ediyorum🙈 yıldızı parlatmayı unutmayın💙
Instagram ve Wattpad hesabımı takip etmeyi unutmayın!

Instagram Hesabım: @sude_den_oykuler

Keyifli Okumalar💙

İlklerimin SahibiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin