44. Bölüm💙

56 2 0
                                    

Sabah mide bulantısı ile uyanmıştım. Koşar adım banyoya gittiğimde kusmaya başlamıştım. Midemde hiçbir şey olmadığı için çok zorlanıyordum.

Saçlarım arkamdan toplandı. Ve Cenk'in bana huzur veren dokunuşlarını hissettim.

Cenk'in yardımı ile ayağa kalktığımda yüzümü yıkayıp odamıza geçtik. Saat daha 7 bile olmamıştı.

İkimiz de yatağa uzandığımızda Cenk beni ğöğsüne çekti.

"Güzelim daha iyi misin?"

Şuan kendimi çok yorgun hissediyordum. Sadece başımı sallamak ile yetindim.

Beni kendine daha çok yaklaştırdı.

"Ne zamana kadar böyle devam edecek bu bulantılar?"

"İlk 1-2 ay böyle idare edeceğiz sevgilim."

"Senin acı çekmene dayanamıyorum."

"Ama sonu her şey den güzel olacak."

Dudaklarını dudaklarıma bastırıp öpmeye başladı. Öpüşüne karşılık vermek yerine kendimi geri çektim. Bu hareketime anlam verememiş olmalı ki gözlerime anlamaz gözler ile baktı.

"Sana karşılık vermem demek yorgunluğumun üstüne yorgunluk eklemem demek o yüzden böyle yaptım sevgilim."

Cenk yüzüne muzur bir gülümseme yerleştirdi. Sonra aklına gelen şey ile gülüşü yüzünden silindi.

"Sana ve bebeğimize zarar verecek şey yapmam. Sanırım küçük "Korkmaz'ın" gelmesine kadar sabretmemiz gerekecek."

Cenk'in kurduğu cümle ile tebessüm ettim. Daha fazla dayanamayıp kendimi uykuya teslim ettim.

☆☆☆

"Yağmur hadi ama kalk bak geç kalacağız."

Gözlerimi açtığımda Ayça küçük çocuklar gibi zıplayıp duruyordu.

"Sabah sabah bu ne enerji allah aşkına."

"Pek sabah olduğu da söylenemez yengeciğim saat 2 yi geçiyor sende kalksan mı artık?"

Ayça'nın cümlesi ile odamdaki saate baktığımda saat 14.20'ydi bu kadar uyumuş olamazdım herelde.

"Hadi Yağmur bak senin yüzünden geç kalacağız."

"Nereye geç kalacağız?"

"Ayy inanamıyorum sana. Yeni uyandığın için beynine oksijen gitmedi diye mi böylesin sen."

"Kızım böyle bağırış çağırış uyandırırsan olacağı bu."

"Tamam tamam kızma yengelerin bir tanesi. Hani biz evleniyoruz ya hani alışveriş yapmamız gerekiyor ya."

Şimdi bazı şeyler kafama oturmuştu. Bu bizim deli Ayça'nın haftaya düğünü olacaktı ardından bizim diğer deli Tuğba'nın düğünü olacaktı.

"Off son zamanlarda iyice unutkan oldum. Tamam sen in aşağıya bende geliyorum şimdi."

Ayça aşağıya indiğinde bende banyoya girip işlerimi hallettim. Üzerime rahat kıyafetler giyip aşağıya indim.

"Hadi ben hazırım sende hazırsan çıka-"

Gördüğüm manzara ile cümlem havada kalmıştı. Ayça yere çökmüş ellerini başının arasına almıştı.

Yanına ilerledikçe benden uzaklaşıyordu. Sonunda kolundan tutup çektim.

"Ayça noluyor iyi misin? Bak bana Ayça."

Ayça donmuş gibi hiç bir şey söylemiyordu öylece duvarı izliyordu.

"Ayça bak bana noluyor neyin var?"

Birden hıçkırarak ağlamaya başladı. Başını göğsüme koydu dakikalarca ağladı.

Bende daha fazla soru sormadım biraz sakinleşmesini bekledim.

Sonunda ağlamaları azaldığında yüzünü bana çevirdi.

"Gitmiş, gitmiş Yağmur."

Kim gitmişti?

"Ayça güzelim kim gitmiş sakin sakin anlat."

"Ya-Yağız göreve gidecekti ya evleneceğiz diye ertelemişti ama acil işi çıktığı için gitmiş. Beni bir aramadı bile sadece mesaj yazarak gideceğini söylemiş Yağmur."

Şuan ne yapacağımı ne diyeceğimi bilemiyordum.

"Tamam sakinleş biraz gel otur şuraya."

"Bana haber vermedi bile ya gelip bir vedalaşmadı bile Yağmur. Bir yabancıymışım gibi sadece mesaj atıp gitti."

Haklıydı hemde sonuna kadar haklıydı. Kapı çaldığında kapıya bakmak için ayağa kalktığımda karnıma yine o keskin ağrıdan girmişti.

Hemen toparlamaya çalışıp kapıya doğru ilerlediğimde ayaklarım beni zor taşıyordu.

Zorda olsa kapıyı açtığımda Cenk gelmişti.

"Nasılmış bakalım benim güzelim."

Cenk'i görmem ile daha fazla dayanamayıp kendimi Cenk'in kollarına bıraktım. Ağrının şiddeti git gide artıyordu.

"Yağmur dayan güzelim dayan. Şimdi hastaneye gidiyoruz."

Beni kucağına alması ile dışarıya çıktı.

"C-Cenk."

Cümle kurmakta bile zorluk çekiyordum.

"Yorma kendini güzelim iyi olacaksın. İyi olacaksınız."

"C-cenk Ayça."

Ayça'yı duyması ile adımları yavaşladı.

"Noldu Ayça'ya?"

"Çok kötü durumda. İy-iyiyim ben onun yanına git."

Cenk hızlı adımlarla beni arabaya bindirdikten sonra eve doğru koşmaya başladı.

Ağrılarım sanki dakikalar geçtikçe daha da şiddetleniyordu.

Daha fazla dayanamayıp;

"Ahh Cenk!"

Bağırsam da duymazdı ki.

Islaklık hissettiğimde zorla da olsa başımı kaldırdığımda üstüm kan olmuştu.

Gözyaşlarım bir bir akarken Cenk Ayça ile birlikte geldi.

Hemen şoför koltuğuna bindiğinde arkasına dönüp bana baktı. O da kanı görmüş olmalı ki direksiyona sert bir yumruk attı.

"Hay ben böyle işin işine sikeyim."

"Cenk ona bir şey olmasın. Bir ş-şey yap."

Son cümlem bu olmuştu gerisi ise karanlık.

Evet canlarım galiba bu kitabı final yapmaya niyetim yok🙈 bölümleri kısa tutmaya çalışıyorum. Umarım bana kızıyorsunuzdur tam mutlu olacakları esnada bir şeyler çıkıyor ortaya🙈
Yorum ve oylamalarınızı bekliyorum💙
Keyifli Okumalar💙

Instagram Hesabım: @sude_den_oykuler

İlklerimin SahibiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin