Doğan, kapıyı işaret ederek, "İn git kardeşim, seni zorla tutan yok." dedi
~~~~~~•~~~~~~
... Atakan, başımı kaldırıp ıslanan gömleğini göstererek, "Sırılsıklam oldum. Yeter artık başla!" dedi
Dudaklarımı büzerek, "Ama daha bitirmedim ki!" deyince, diğer omuzunu da göstererek, "Biraz da buna sakla! Adil olalım değil mi? dedikten sonra ciddileşerek, "Okuldan mı?" diye sordu. Soruya şaşırarak, soruyla cevap verdim. "Kim okuldan mı?"
Atakan yine ıslak omuzunu gösterip, "Bunların sahibi beyefendi hazretleri?!"
Yine dudak büzerek başımı yukarı kaldırdım, ne "Evet" ne "Hayır" diyebiliyordum.
Atakan, "Resmi vardır herhalde!" deyip çantamdan telefonu almaya çalıştı.
"Ya! Atakan bırak!" deyip çantamı almaya çalıştım. Atakan, çantamın içinde özel eşyamı görünce çantayı geri verdi.
Çantamı alıp, "Kızların çantası kurcalanmaz tamam mı?" dedim fermuarını çekerken...
~~~~~• Doğan, hâlâ dürbünle bakıyordu. Nurseli'ye hak verir gibi, "Evet at hırsızı kılıklı, kızların çantası kurcalanmaz! Değişmeyen kanundur bu." dedi
Selim, yarasına bastırarak, "Neyi bekliyoruz acaba, evlenme teklifini mi?" deyince Doğan, gözlerini ayırmadan, "At hırsızının hazin sonunu bekliyoruz! Az bekle!" dedi...
~~~~~~•~~~~~~
... Telefonu çıkartıp, Selim'in resmini gösterdim. Atakan, resme bakarak, "Kaç yaşında?" diye sordu
"27!" dedim
"Daha büyük duruyor! deyince, "Resimde böyle normalde değil!.." dedim başka bir resmini daha göstererek...
~~~~~~•~~~~~~
... Doğan, şaşırdı. Dürbünü indirip
"AHA!" dedikten sonra tekrar baktı.Selim merakla, "NE?!" diye sordu
Doğan, dürbünden gözlerini çekip Selim'e dönerek, "Senden konuşuyorlar!"
dedi omuzlarını anlık kaldır indir yaparak.Selim'de şaşırarak onları izlemeye başladı.
~~~~~~• Atakan, "Nasıl tanıştınız?.."
~~~~~• Doğan, "Girme o topa girme!.."
~~~~~• Ayağa kalkıp canlandırarak anlatmaya başladım...
~~~~~~•~~~~~~
... Doğan olacakları bilmiş gibi, "Hadi buyrun! İki saat bitmez bu. Neyse hadi gidelim. İşimiz bitti." dediBu sefer Selim, "Dur! saçmalama bekle." deyince Doğan, kaşını kaldırarak, alaycı bir tavırla, "Ne oldu? Hani gidelim diyordun?!" dedi
S: "Oğlum! pey. Efendimiz ne demiş? Gördüğünün yarısına duyduğunun hiç birine inanma!"
D: "Bunu, şimdi mi söylüyorsun? Seni dinleseydim kızı bitirmiştin be!"
S: "Bi sus, dur bakalım ya!" deyip İzlemeye devam ettiler...
~~~~~~•~~~~~~•
...Bir yandan ağlıyor, bir yandan da hararetli bir şekilde; Selim'e çelme takışımı, düşmesini, beni yere yatırıp kelepçe takmasını göstererek anlatıyordum.Atakan, elimden tutarak, "Oturda anlat!" deyip yanına oturttu. Sonra Selim'in vurulmasını anlattım...
~~~~~~•~~~~~~
... Nurseli, ayağını gösterdiğinde Doğan, "Aha sıra bana geldi! Ben en yakın sınır kapısına ışınlanıyorum abi. Hadi görüşürüz." deyip kapıyı açtı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Maziden Gelen Sır (Dreame Ve Çizgi Stüdyo da Devam Ediyor)
General Fiction♥️'ler bir atınca harfler önemini yitirir!.. Yolların değil, yılların ayırdığı bir aşk hikayesi !.. Hayatta hiç bir karşılaşma tesadüf değildir. Karşılaşıp hayatına aldığın her insan, Ya imtihanındır. Ya bir cezadır. Yada Allah'ın bir lütfudur. "ben...