(( Nişandan bir gün sonra ))Selim, Pazartesi öğlene doğru emniyete gelmiş, yüzü sirke satıyordu.
Alp, arkasından seslendiği hâlde duymamış, söylene söylene odasına gidince Alp'te merak edip peşinden odasına gelmişti.
Selim, odaya girip kapıyı sertçe itince kapı Alp'e vuracakken eli ile engel oldu, "Hop, hop! Yavaş, ne oluyor? elimi kırıyordun lan!" dedi
Selim, Alp'in espiri yada dün ile ilgili bir şeyler söyleyeceğini düşünerek, "Alp, moralim bozuk abicim, sonra!" dedi "çık" der gibi
Alp, bir süredir mesafeli oluşlarının da katkısı olduğunu bildiği için, "Anlatmak istemiyorsan giderim." dedi. "Artık ben kimim ki, ben gideyim de Doğan'ı çağırayım!"
Selim, ne kadar ciddi olduğunu göstermek için, "Alp, karı gibi trip mi atıyorsun, Hayırdır? Savcıyla çok takılma, bak seni de kendine benzetmiş." dedi
Alp bu sefer de tehdide baş vurmuştu. "Anlatıyor musun, Doğan'ı arayayım mı?"
Selim, hâlinin müsebbibi o olduğu için tehdidine boyun eğip, "Arama... hele o puştu hiç arama..." Dedi ve daha çok bağırarak. "Başıma ne geliyorsa onun yüzünden geliyor... Bir kız buldum, lan sevdik sevmedik, bana dedi bekle üstüne gitme, uzaktan takip et... Üç ay uzaktan uzağa takip ederek sevdim. Tam, "aha" dedim, kız mesaj attı başlayacağız, kodumun kurşununu yedik, kendime gelmişim, kızcağız da iyi güzel bekliyor, bir hafta geçti yok...
Bi öğrendim beyimiz kızı pert etmiş. Hadi pert ettin, düzelttiğini söyle değil mi? Yook!.. yetmezmiş gibi gitti en yakın arkadaşını öptü... O kızı öptü kaç ay yine görüşemedim, sonra tam barıştım iyiyiz baldızları da halletmişim, iyi hoş derken, polis gecesi kızı yine öptü... Yav kızı ne zaman öpse biz kötü olduk...
En sonunda da geçen sene bi şaka yapayım dedim, senin çay bahçesine geldiğin gün, bunlar tartışmış kodumun huysuzu kıza karı gibi trip atmış onun da ceremesini ben çektim... Nurseli de tutturdu "Onlar barışmazsa ben de barışmam" diye, ne yapayım abi sen söyle!"
"Vay şerefsiz, beni kıskandı haa? Sorarım ben ona... Bende, evlilik stresi zannettim görüyor musun?.. Nurseli de Zeynep'ten ayrılsın mı istiyor?"
"Aynen, Zeynep'e de yazık, annemden biliyorum abi, bir ömür mutsuz olacaklar, Doğan, sevmiyor aklı hala Hilde de. Daha dün yine yalvardı ya!"
"Hilde mi inatlık yapıyor?"
"Evet!.. koduumun uyuzunun sevdiği kız da kendi gibi gururlu, inatçı çıktı. Tencere kapak, o yüzden olamıyorlar, ne yapacağım. Hadi sen söyle şimdi?.."
"Sana yardım edeceğim ama biraz bekle, şimdi bir şey yaparsan ikisi de inanmazlar, Nurseli ile barışmak için yapıyorsun zannederler, yanılıyor muyum? Bana biraz süre ver halledeceğiz. Tamam mı?"
Selim'in gözlerinin içi gülerek, "Harbi mi lan, bak oğluma adını veririm!" deyince Alp kızar gibi, "Vermeyecek miydin ki?" dedi
Selim, bu işin kendisi için ne kadar önemli olduğunu gösterir gibi, "İkinciye de veririm, hatta üçüncüye de veririm." demişti.
Alp gülerek, "Saçmalama lan!.. Ama biraz sabret, Doğan'da üç ay sabretmişsin, bende en fazla iki ay sabredersin anlaştık mı?" deyince Selim Nurseli konusunda ne kadar sabırlı olduğunu göstererek, "Tamam söz, Nurseli dönsün iki ayda, iki yılda beklerim, sorun değil." dedi.
"İyi o zaman, işine bak ama sakın Doğan'a bulaşma, benden haber bekle."
"Sendeyim abi, sen ne dersen o!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Maziden Gelen Sır (Dreame Ve Çizgi Stüdyo da Devam Ediyor)
Narrativa generale♥️'ler bir atınca harfler önemini yitirir!.. Yolların değil, yılların ayırdığı bir aşk hikayesi !.. Hayatta hiç bir karşılaşma tesadüf değildir. Karşılaşıp hayatına aldığın her insan, Ya imtihanındır. Ya bir cezadır. Yada Allah'ın bir lütfudur. "ben...