71. bölüm

15 3 0
                                    

Dalgın dalgın masada duran şeker tabağına bakarken bir an İstanbul'a gitmiştim.

Aynı bu şekilde oturmuş çay içiyorduk, tek fark Elif ve Ayşe yerine Hilde ve arkada çalan şarkının son kısımlarını dinliyor oluşumuzdu.

Hilde, dinlerken şarkıda geçen "Duman" kelimesini "Doğan" anladığını söyleyip gülmüştü. İçlerinde en güzel sesli ben olduğum için şarkının sözlerini açıp, "Bunu söyle ama duman yerine Doğan desene." diyerek bana vermişti. "Sonra yaparım" demiştim.

Bir iki deneme sonrası yapmaya çalışmıştım ama ona söylemek kısmet olmamıştı. Kim, durup dururken "Gel sana şarkı söylim" derdi kii, keşke söyleseydim...

Hilde'nin "yapalım" yada "yap" deyipte yapamadığım ne varsa yapmak istiyordum.

Bi ablanın babası vefat ettikten sonra kalp sıkışması şikayetiyle doktora gitmiş, doktorun ilk sorduğu, "Babanız ile nasıldınız, size bir şey söyleyipte yapmadığınız yada ertelediğiniz bir şey varmı?" Olmuştu.
Kendisi düşünürken hemen beyi cevap vermiş, hayır asla, dediğini anında yapan biriydi.
Doktor o zaman, "Güzel!" demiş "Eğer böyle bir şey olsaydı vicdanınızdan olacaktı ve benim size yapacak bir şeyim olmazdı ama üzüntü çarpıntısının tedavisi var." (Gerçek alıntı)

Bende şimdi vicdan yapmaya başlamıştım herhalde. Kısık sesle, sadece iki masaya duyuracak bir sesle şarkıyı mırıldanmaya başladım.

Denizin ortasında mavi bir sandal gibi
Ben sende kaybolmuşum da nerdeyim bilemedim

Hiç mi beni sarmaz ki, adaletli bir rüzgar
Savruldum vira vira da azizce sevilmedim

Çok zor firar firar gizli saklı biri var
Her dem Doğan Doğan vay halimiz vay anam

Ben nerede sen nerede yorulmuşuz seve seve
Ben ellerde sen ellerde hiç olmuşuz bile bile
Ben nerede sen nerede yorulmuşuz seve seve
Ben ellerde sen ellerde hiç olmuşuz bile bile

Doğan abinin arkamdan, "Bilerek yapıyor abiii bırak!" deyişini duyup sustum. Elimi yüzüme kapatıp ağlamaya başladım. Selim, yine arada kalmış gibiydi. Diğerleri Doğan abiyle giderken Selim beni kendine çekmişti, ayakta olduğu için başım, karın kaslarına değiyordu...

Selim'ler, akşama doğru iki arabayla yola çıktılar. Elif kalmak istemiş, "Nişanı erteleriz." demişti ama Selim kabul etmemişti. Büyük ihtimalle ben gidemeyecektim ve umduğum teklifte ertelenecekti. Şuan en son istediğim bu teklifti, Hilde olmadan içim buruk olur zevki çıkmazdı...

Nur teyze tam bir Osmanlı kadını gibiydi. Gelin kaynana toprağındanmış sözünü ilk kez bu kadar bariz görüyordum. Resmen, Nur teyze Hilde'nin yaş almış hâliydi. Asuman abla da benziyordu ama Hilde kadar değil. Nur teyze, Hilde'nin annesinin ben yapamam, dayanamam diyerek yapmadığı besleme görevini üstlenmişti...

~~~~~~•~~~~~~•~~~~~~•~~~~~~•~~~~~~
Hilde, ertesi günü Nur hanımı görünce ağlamıştı ama kayınvalidesi kendine has yöntemle susturmayı başarmıştı.

"Hele helee toprağhh başımaa, Allah beni elden ayağa düşürmeyeee, demek ben böyle olsam benden yükleneceeğnn hee, Allah gelin verüse de hayırlısını versin, gı bu yaştan sonra gızım olacağı kesin olsa doğurudum, bittek kendi doğurduğum bahar baağğ anladık."

Hilde, itiraz eder gibi. "ııııığğğğhhh" desede Nur hanım dinlemedi.

Ben Asumana da güvendiydim emme sen olunca beni bu gız pekler dediydim. Neydiiimm benim de gaderim böyleymiş, Allah'ım da bi gız vermedi ki yük olmayayım."

İtiraz eder gibi. "Iııığğğğhhh..."

"Heee, ne diyoonn... Ben anan gibi olamam onu mu diyon?"

Üzülür gibi. "Iıııığğğğhhh..."

Maziden Gelen Sır (Dreame Ve Çizgi Stüdyo da Devam Ediyor)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin