Alp, Selim'in isteği ile Engin'in evine gidip yakınında beklemeye başladı.
Bir saat bekledikten sonra, gelen giden olmaması üzerine gideceklerken Engin'in telefonda konuşarak arabadan indiğini görüp vazgeçtiler.
Hâle balkona çıkıp, "Kimo?" diyerek güldü...
•~~~~~~•
İçeriden kahkaha seslerini duyunca gözlerimi kırpıştırarak açtım. Ne kıkırdaşıyorlar diye merak edip odadan çıktım.
Hâle balkonda Engin'le konuşuyordu. Bende yanına gelip aşağıya baktığımda Engin'in Hâle'ye yalvarmasını gördüm. Hâle'den umduğunu alamayınca bu sefer bana yalvararak, "Selin bu beni eve almıyor, kapıda kaldım." deyince ev onun evi değilmiş gibi hesap sordum.
"Anahtarın nerede?"
"Evde unutmuşum yaa!"
"Aklın nerede?"
"Senceee?"
"Aklın neredeyse oraya git canım hadi naş naş!"
"Selin, sen yapma bari ben nereye gideyim bu saatte."
"Bana ne, bu saatte nereden geliyorsan oraya git!"
"Bak aç sana ne aldım göstereyim."
"Önce söyle, hoşuma giderse açarım!"
"Kabak çekirdeği, fıstık, badem, fındık."
Sevinmiş gibi el çırparak, "Dur bekle hemen açıyorum." deyip kapıya giderken Hâle arkamdan isyan etti.
"Bu ne bee, abimi aldı elimden, arkadaşımı aldı elimden." derken, o Atakan'la Engin'i kasdetmişti ama ben, "Üzülme sende benim bir şeyimi alırsın ödeşiriz!" dedim Selim'i kasdetmeyerek.
Kapıyı açıp yüzümü yıkamak için banyoya gittim...
•~~~~~~•
Selim, balkondan onları izlerken, yüzünde kendine acır bir ifade oluşmuştu.
Alp'te farkedip üzgün bakınca, "Bu mu lan kötü Selin, bu mu delirecek kadar karalar bağlayan Selin?" deyince Alp derin bir nefes çekti.
"Selim, Nurseli'yi saymadın?.. Benim gördüğüm Nurseli ile bu iki dakikalık gülen Nurseli arasında dağlar kadar fark vardı."
"Laann hani hanii, bi zil takıp oynamadığı kalmış."
"Ooofff Selim yaa, iki dakikada nereden anladın acaba?"
"Biraz sonra çekirdek çitlemelerini duyunca mı inanacaksın."
"Duysam bile inanmam Selim, o kadar basit değil."
"Gidelim hadi, yarın şu gizemli komşuya gideceğim."
"Emin misin?"
"Ben öyle başka kimliklere bürünmedim kardeşim, "Emin" değilim "Selim'im" sür gidelim."
•~~~~~~•
"Nazlı, Engin'in elinden çerezleri alıp kaselere koyarak balkona çıkmıştı. Bende elimi yüzümü yıkayıp yanlarına geldim. Artık kendimi toparlamalı ve bir an önce bu evden gitmeliydim.
Selim yada Hakan abi Selin'i merak ederek gelebilirlerdi.
Engin, balkonda Hâle'ye sarılmış, "Arkadaşını kim almış, aha da buradayım, nankör." diyordu.
Sandalyeye oturup onları izlemeye başladım. Elif ile ileride nasıl olacaklarını düşünüp dalmışken, Engin, "Selin, hadi birazcık ye, bak bu çekirdekler yeni kavruldu, direk kazandan alıp geldim." dedi, kaseyi önüme uzatarak.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Maziden Gelen Sır (Dreame Ve Çizgi Stüdyo da Devam Ediyor)
General Fiction♥️'ler bir atınca harfler önemini yitirir!.. Yolların değil, yılların ayırdığı bir aşk hikayesi !.. Hayatta hiç bir karşılaşma tesadüf değildir. Karşılaşıp hayatına aldığın her insan, Ya imtihanındır. Ya bir cezadır. Yada Allah'ın bir lütfudur. "ben...