15.bölüm

62 29 18
                                    

Elimde tesbih bildiğim bütün duaları okuyordum. Birden, sanki arkadan bir ses duyup irkildim. Arkama baktığımda kimse yoktu. Kalbim çok hızlı atmaya başlamıştı. Göğsümde şiddetli bi acı hissetmeye başladım.

Kalbimi sakinleştirmek için elimdeki tesbihi kalbime bastırdım. Hıçkıra hıçkıra ağlıyordum ama neden ağladığımı bilmiyordu. İçimden sürekli ağlamak geliyordu. Telefonum çaldı. Hıçkırıklarımın arasında, güçlükle, "Alo!" dedim. Telefondaki Hilde'ydi,

"Neredesin Nurseli?"

Cevap veremedim.

Ağladığımı fark etmişti, telaşla, "Ne oldu?" Dedi. "Bilmiyorum!" deyip ağlamaya devam ettim.

"Neredesin? İçeri mi girdin? Nurseli neredesin!"

"Camideyim!" dedim içimi çekerek

"Ne taraftasın?"

"Yukarı caddeye doğru?"

"Tamam geliyorum!"

"Sen neredesin ki?"

"Yoldayım! Senin yanına geliyorum."

~~~~~~•~~~~~~
Yarım saat sonra Hilde otobüsten indi. Telefon hala açıktı. Nurseli hiç susmadan ağlıyor, konuşamıyordu. Caminin temizlik görevlisi gelmiş, o da Nurseli'yi sakinleştirmeye çalışmış, başaramamıştı.

Hilde bir yandan yürüyor bir yandan nefes nefese "Tamam canım geldim! Az kaldı!" diyerek onu sakinleştirmeye çalışıyordu.

Caminin avlusuna gelince Nurseli'ye, "Geldim, hadi dışarı gel!" dedi

"Hayır! Ondan haber alana kadar çıkmayacağım!"

"Kızım saçmalama, böyle nasıl haber alacaksın?"

"Beni aramasını bekleyeceğim!"

"Saçmalama! Gel hadi! Emniyete gidelim gelmiştir belkii."

Nurseli, ısrarla gelmiyordu. Hilde, çaresiz ayakkabıları çıkarttı ve içeri girdi. Nurseli, kıbleye doğru dönmüş, bir eli kalbinde, diğer eli ile ağzını kapatmış hıçkırarak ağlıyordu.

Kollarından tuttu. Kaldırmaya çalıştı ama adeta bir ceset gibiydi. O kadar ağırdı ki, yerinden kıpırdatamadı.

~~~~~~•~~~~~~
Hilde yanıma oturdu.
"Böyle olmaz! Gidelim, Orada bekleyelim, gelince kapıda görürsün. Bak, o bugün başını kaşıyacak fırsatı bulamaz. Görürüz sonra da okula gideriz olur mu?"

Beni sakinleştirme çabalarından biriydi ama olmuyordu. Ben sanki ben değildim, Hilde'yi duyuyordum ama bana konuştuğunu anlamıyordum.

~~~~~~•~~~~~~ Bir saat olmuş Nurseli kalkmadığı gibi sürekli ağlıyordu. Caminin imamı da gelmişti.

Nurseli'ye dualar okuyup, sende içinden tekrar et demişti. Hilde ayağa kalkıp,
"Ben gideceğim. Haber alıp seni arayacağım. Gelirsin olur mu?" dedi

Nurseli, "Olur!" anlamında başını salladı.

Hilde, hocaya," Telefonu açıp kulağına tutar mısınız? deyip 'ooff'layarak dışarı çıktı. Caddenin aşağısına inerken siren seslerini duymaya başladı. Telaşlandı. Adımlarını hızlandırdı. Arabanın biri geliyor biri gidiyordu. Arka girişe geldiğinde ekip otosundan inen polislerin yanında kelepçeli adamlar vardı.

Polislerin yanında suçlular iniyordu ama polislerin yüzlerinde bir asıklık vardı.
"Ne oldu acabaa? diye düşünürken bir arabadan sadece polisler indi. Hepsi berbat gözüküyordu. İçlerinden birinin üzeri kanlıydı. Telaşla, "Acele edin çabuk bütün birimlere kan anonsu verin!" diyordu.

Maziden Gelen Sır (Dreame Ve Çizgi Stüdyo da Devam Ediyor)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin