İstanbul'a geleli üç ayı geçmiş ama hiç istediğim gibi gezememiştim.
Neredeyse dört ay önce yapayalnız oturduğum bu bankta, bu sefer dört kız arkadaşımla oturuyor, o gün yaşadığım olayı anlatıyordum.
Selim'in koşmasını, çelme takmamı, iki seksen yere düşmesini, kalkıp beni kovalamasını...
Hilde,"Mal mısın kızım? Madem yaptın bir halt neden kaçıyorsun. Otur oturduğun yerde!" deyince hâlâ nedenini anlamadığım şeyi söyledim.
"Ne bileyim yaa, O an korkudan ne yapacağımı bilemedim ki!"
"Haa, kaçmak daha iyi fikirdi. Hem de polisten!" dedi ve diğer kızlarla gülmeye başladı.
Etraftaki manzara eşliğinde resim çekindik. Ayasofya'yı ziyaret edip Gülhane'ye doğru yola devam ettik.
Gülhane parkını gezerken, iki üniformalı bir sivil polis arkamızdan yaklaştı. İçlerinden sivil olan, "Hanımlar bakar mısınız?" deyince hepimiz panik içinde geri döndük. Şaşırmıştık.
Sivil polis,
"Kimlikleri görelim lütfen!" dediğinde
Pelin, Filiz ve Özlem hemen çantadan kimlikleri çıkartmaya çalıştı ama Hilde,
"Ne sebeple acaba sorabilir miyim?" dediHilde'nin kolundan tutup susması için sıkıyordum ama anlamıyordu.
Sivil polis, "Hakkınızda ihbar var o yüzden!" dedi
Hilde yine itiraz ederek,
"Ne ihbarıymış o?"deyince Doğan komiser bana bakarak, "Biraz sonra burada bir operasyona katılacağız. İhbara göre burada son operasyon bükücü varmış. Onu uzak tutmak için geldik. Sorun çıkartmayın ve kimlikleri çıkartın lütfen!" deyip göz kırptı.Doğan komiserin, Hilde'ye çatmasının cezası bitmemişti.
"Polislik ciddi bir meslek, bu laçkalık size has olsa gerek!"
Doğan komiser birden ciddileşerek,
"Evet hanımefendi. Biz üzerimizde üniforma yerine buzdolabı taşıyoruz. Gülüp eğlenmek ve arkadaş gördüğünde espri yapmak, şakalaşmakta mesleğe aykırı!"Sağındaki polislere bakıp,
"Merkeze gidip istifamızı çekelim beyler, gördünüz mü? Mesleği kötüye kullanıyormuşuz!" dedikten sonra Hilde hariç hepimize, "Hoşça kalın" deyip yola devam etti.Üç dört adım atınca bağırdım, "Komiserim, kim ihbar etti peki?"
Komiser döndü ve "İsmim Doğan, elindeki tableti göstererek. "T.t.ye yakalanmışsın." dedikten sonra "Kendine iyi bak!" deyip baş selamı verdikten sonra yola devam ettiler.
Söylediği şeyi daha önce duymuştum ama hiç merak etmemiştim. Kızlara bakıp, "T.T. ne yaa?" dedim.
Hilde, koluma girip, "Seninki seni gizli gizli takip ettirmiş, teknik takip, olay bu!" dedi
"Nasıl yani telefonuma çip mi takmış? Ama benim telefonu hiç almadı ki!" dedim, teknik takip sanki sadece çiple oluyor gibi.
Hilde, cahilliğimi söyleyerek, "Çipe gerek yok kızım. Polis istediği numarayı 7/24 takip ettirebilir!"
Filiz ile Pelin aynı anda,
"Ay çok romantik!" dedi ama Özlem ve Hilde aynı düşünmüyorlardı.Özel hayata müdahale idi ama benim yüzümdeki ifadenin güzelliğini bozmak ve beni etkilemek istemiyor gibiydiler.
Bense hâlâ Doğan'ın arkasından bakıyordum.
Doğan da bir yandan telefonla konuşuyor bir yandan da arkasına dönüp bana bakıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Maziden Gelen Sır (Dreame Ve Çizgi Stüdyo da Devam Ediyor)
Narrativa generale♥️'ler bir atınca harfler önemini yitirir!.. Yolların değil, yılların ayırdığı bir aşk hikayesi !.. Hayatta hiç bir karşılaşma tesadüf değildir. Karşılaşıp hayatına aldığın her insan, Ya imtihanındır. Ya bir cezadır. Yada Allah'ın bir lütfudur. "ben...