"O gün, "Kendinde değil!" lafını daha iyi anladım ama ben o an neredeydim? Bir ayağı kırık, tripota yerleştirilmiş kamera gibi hissediyordum. Acıkmadım, susamadım. Hatta ameliyat için tahlil verilene kadar tuvalete bile gitmemişim.Hemşire elime şişeyi verdi ben buna ne yapacağım dedim. Onu bile unuttum!.."
..Acınacak halime iç çekip Hilde'ye baktım
"Hatırlıyor musun, sonra ne olmuştu?!" dedim."Evet, hatırlıyorum güldürme yine!"
Bir süre bende güldükten sonra devam ettim, "Hilde, Mert komiserin arkasından; sizin Doğan komiserinizin gelmişinin de geçmişinin de ta-..." derken, Selim, ağzımı kapatıp işaret parmağıyla sus yaptı.
Söylediklerini söylemeyeceğimden emin olunca elini çekti.
"Doğan abi, bu yaşına kadar duymadığı bütün küfürleri, hatta bundan sonrakileri de tek bir seferde duymuştur. Ebesinden, dedesine, okul hocasından, polis yapanlara, bakkalına, kasabına, kapıdaki çöpünü alan adama kadar sövdü. Bi görseniz, Filiz ağzını zor kapatıyordu. Dalak, ciğer, iç dış organlarda nasipsiz kalmadı tabi..."
Selim ve Elif'te gülüyordu.
"Yukarı çıktık ya, en komiği de orasıydı, elinde idrar kutusu, dedim, 'Aha açıp suratına dökecek!"
"İçimden geçmedi değil ha! Kadına lazım olmasaydı yapacaktım. O yüzden vazgeçtim!" diyen Hilde'ye Selim, şaşırarak, "Ne kutusu ne?" dedi yüzüde da midesi bulanıyor gibi şekil alırken.
Olayın birazını ben, birazını Hilde birazını da Filiz anlatmaya başladı. Herkes kendi hissettiğini anlatıyordu.
Selim bizi dinledikten sonra, gülerek. "Desenize en iyisi benmişim ya!" deyince hepimizin suratı birden asılmıştı, kızarak bakmaya başladık.
Elif, "Saçmalama abi ya!" deyip omuzuna vurdu...
~~~~~~•~~~~~~
Doğan, Selim'e olanları az çok anlatmış,
"Kızların aşağıda olduğunu bilmiyordum, bilsem almaz mıydım?" demişti. "Hastaneyi bildiklerini bile bilmiyordum, biz hastane gizli kalacak demiştik! Onlar nereden öğrenmişse öğrenmiş. Kapıdaki görevli de beni aramış ulaşamamış. Alp'de bilmediği için izin vermemiş, öyle kalmışlar." demişti.Selim, bu kadar olabileceğini düşünemedi, Nurseli'nin tepkisine hak vermişti... Nurseli ne söylese yerden göğe kadar haklıydı... ~~~~~~•~~~~~~
...Sonra içeri girip hastanenin içini gezdik. Doktorları ziyaret ettik.
Benim doktorum Selim'le daha önce konuşmuştu. Selim, hastanedeyken doktora bilgi vermesi için ricada bulunmuş, doktor hanım da, "Hastamın son arzusu olan kişi beni görmek istemiş" diyerek odaya gelmişti.
Odaya girince doktor, Selim'e, "Sizleri görmek ne güzel, nasılsınız?" diye sorunca şaşırarak, "Siz tanışıyor musunuz?" dedim
+)"Evet burada görüşmüştük. Beyefendi senin durumunu sordu ben de bilgi verdim." deyince aslında Selim'in beni merak ettiğini öğrenmiş ve yaptığıma yine pişman olmuştum...
Hastaneden sonra, rotayı Selim oluşturdu, restorana gittik. O gün akşama kadar Selim ve ben çocuklar gibi sevinç içinde vakit geçirdik.
Akşam giriş saati dolmadan yurda geldik. Selim, "Yarın görüşürüz. Okuldan alırım sizi." deyip gaza basmıştı.
"Tamam!" deyip Arabanın peşinden bakarak, içimden, "Emri vakilerini bile seviyorum senin." dedim. Hilde, omuzuma dokunup, "Sırada ne var?" diye sordu... Elif'e el sallarken, "Abim!.." dedim "Selim abim!.."
Yurda girerken Filiz, "Selim'i sana Allah gönderdi vallaa, o buldurur abini merak etme." deyince, "Ben önce kendimi buldurayım sonra sıra ona da gelir." dedim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Maziden Gelen Sır (Dreame Ve Çizgi Stüdyo da Devam Ediyor)
General Fiction♥️'ler bir atınca harfler önemini yitirir!.. Yolların değil, yılların ayırdığı bir aşk hikayesi !.. Hayatta hiç bir karşılaşma tesadüf değildir. Karşılaşıp hayatına aldığın her insan, Ya imtihanındır. Ya bir cezadır. Yada Allah'ın bir lütfudur. "ben...