Kezban hanım Atakan'ın arkasından seslendi.
"Eve gitmedi ağlıyordu!"Atakan umursamaz bir şekilde, arkasına bile bakmadan Selin'lerin eve doğru yürüdü. Evin önüne geldi. Yavaşça bahçe kapısına vurdu. Derin bir nefes alıp kapıyı açtı. Selin'lerin girişte sağda bahçeleri, solda da iki katlı evleri vardı.
Melek hanım, elinde çapayla toprağı eşeliyordu. Atakan'ı görünce, "Geldiniz mi oğlum!" dedi. Bu sözünden Selin'in gelmediği belli oluyordu.
"Melek teyzeee... bennn!.."
Ne söyleyeceğini bilmiyordu.
Selin yoktu. Kezban biliyorum demişti ama inanmamıştı. "Hemen geleceğim!" deyip kapıyı kapattıktan sonra hızlı adımlarla Kezban Hanım'ın evine doğru gitti.
Atakan geldiğinde Kezban hanım etrafta yoktu. Bahçede göremeyince içeri girmiş olabileceğini düşünüp kapıya vurdu.
İçeriden annesi bağırdı,
"Geeeel!"Atakan içeri girdi.
Girişte sağ taraftaki odada divanda yatan döndü nineye doğru ilerledi. "Döndü nine nasılsın, iyi misin?"
"Çok şükür, çok şüküüür. Sen kimsin?"
"Adem'in oğlu Atakan!"
"Ooo sen o kadar büyüdün mü yaa?"
Döndü teyze köyün ebesiydi. Bir çok kadının doğumunu yaptırmıştı.
Hatta Atakan'ın küçük kardeşinin de doğum haberini vermiş acil doktora gitmesi gerektiğini söylemişti. çünkü bebek tersti. Döndü teyze sayesinde hem annesi hem kardeşi kurtulmuştu...
Döndü nine on yıl öncesini dün yaşanmış gibi soruyordu. "Annen nasıl, hastaneden çıktı mı?"
"Evet çıktı."
"Nasıl, bebekle annen iyi mi bari?"
"İyiler çok şükür!"
Atakan, Döndü ninenin lafı uzatmasına fırsat vermeden, "Kezban teyze nerede?" diyerek konuyu değiştirdi.
"Bahçeye çıkmıştır.Kim bilir neye daldı yine gelmiyor."
Kızının nasıl bir yapıda olduğunu, annesi de biliyordu. Ama mum dibini aydınlatmıyordu. Döndü nine, ne kadar iyiyse; kızı da aksine o kadar kötü karakterdeydi.
Atakan, "Ben bir bahçeye bakayım!" diyerek kapıya çıktı.
Kezban hanım, yorgun gibi yavaş yavaş adımlarla geliyordu .
Atakan, Kezban hanım daha bahçeye adımını atmadan, "Selin nerede!" diye sordu.
"Dur hele bir soluklanayım."
Elindeki bakracı kapıya götürüp, bıraktı. Girişteki muslukta ellerini yıkadı. Arkasındaki iki kapaklı dolaptan bardak aldı ve su doldurdu.
Yavaş yavaş içiyordu. Atakan'ın Artık sabrı taşmıştı.
"YETER ARTIK!
SELİN NEREYE GİTTİ!
SÖYLESENEEEE! "Kezban hanım irkilerek,
"Tamam yaa kızma, anlatacağım! Ama söz ver konuştuklarımız aramızda kalacak, bildiğini Selin'e belli etmiceksin." dedi
"Tamam, söyle hadiii!"
"Buraya geldi. Morali bozuktu, biraz konuştuk. Ağladı." deyip uzuuun uzun anlattı...
"İşte böyle, sonra da ağlayarak şu eve doğru gitti."
Atakan duyduklarına inanamıyordu.
Bu kadına da güvenemiyordu. "İyi ama neden böyle bir yalan söylesin." diye düşündü. İç sesi kendine, "Kezban işte iki atıp tutuyor yine, hemen inanma oğlum!" diyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Maziden Gelen Sır (Dreame Ve Çizgi Stüdyo da Devam Ediyor)
Ficción General♥️'ler bir atınca harfler önemini yitirir!.. Yolların değil, yılların ayırdığı bir aşk hikayesi !.. Hayatta hiç bir karşılaşma tesadüf değildir. Karşılaşıp hayatına aldığın her insan, Ya imtihanındır. Ya bir cezadır. Yada Allah'ın bir lütfudur. "ben...