Hafta sonu sahile gidip, denize girecektik. O gece regl olmuştum. Sabah moralsiz ve ağrılı bir şekilde Ayşe ile buluşma yerine doğru gittim.
Selim, Elif ile, Doğan da, Zeynep ve Pınar ile birlikte gelmişler, sahilin o bölümünü kiralamışlardı.
Ayşe, Selim'i seviyordu ama Doğan abi onun kahramanı gibiydi. Doğan'ı her gördüğünde koşup boynuna sarılıyordu.
Doğan, Ayşe'yi görünce kollarını açtı. Ayşe koşarak yine boynuna sarıldı, "Ağabeyim, seni çok özledim."
"Bende, fıstık burun. Bende. Ne haber, nasılsın bakalım. Son üç ayım kaldı. Üç ay sonra hep birlikteyiz. Bu kadar ayrılmak yok. Söz."
"Abii, siz evlenince beni üzerine yazdırsana. Sizinle kalayım."
"Nurseli ablan izin verirse olur."
"Kahramanının yerini kimse tutamaz, seninle yarışacak değilim." dedim omuz seğirterek.
"Son olarak, Zeynep ablana da soralım, kabul ederse olabilir."
"Zeynep abla söz, hiç yaramazlık yapmam. Ne söylersen yaparım."
"Bir düşüneyim. Pınar, Ayşe hastanede söz dinlemiş miydi?"
"Evet evet, ne söylersek yaptı."
" Tamam. Yemek ne biliyorsun? Ben eve geldiğimde yemekler hazır olsun isterim."
"Nurseli abla bana öğretiyor. Düğüne kadar daha çok öğrenirim. Sen hangi yemeği seversin, en iyi onu öğreneyim."
"Selim, bak yaa nasıl da sattı bizi." dedim
"Abla sürekli sizinleyim, aranızda salça oluyorum. Biraz da onlarla olayım. Anlarsın ya!" deyip göz kırpınca Doğan, Ayşe'nin omuzlarından sıkıp, Zeynep'e, "Ooo bunun plan başka, kabul etmeyelim Zeynep!" dedi.
Zeynep, "Bence de erken fark ettiğimiz iyi oldu!" dedi.
Pınar, biraz kaldıktan sonra izin isteyip ayrıldı. Herkes suya girdi. Selim ve ben sahilde oturuyorduk. Güneş ışınlarının denize vuran yansımasına bakıyordum.
Takip ettiğim her ışık süzmesini, dalgalar arasında kaybolana kadar izliyor, sonra tekrar yeniden bir ışık daha takip ediyordum. Selim, dirseği ile vurup, daldığım yerden kendime getirdi.
"Biz girmeyecek miyiz?"
Bir an daldığım yerden Selim'e bakıp tekrar manzaraya döndüm ve Selim'in sorusunu cevapladım. "Sen gir, benim keyfim yok."
"Neden moralin mi bozuk?"
"Hayır!"
"Hasta mısın?"
"Hayır!"
"Yüzme bilmediğin içinse ben seni yüzdürürüm merak etme!"
"Selim, ısrar etme, istemiyorum dedim yaaa!"
"Neden o zaman. Dün çok istekliydin. Bir günde ne oldu ki?"
"Düşün bakalım. Bir günde ne olmuş olabilir?" deyince biraz düşündü...
"Oooo anladııımm. Pardon ya kusura bakma. Tamam üzülme. Seninle de haftaya geliriz!"
"Haftaya da olmaz!"
"Neden kaç gün ki?"
"Bazen sekiz bazen dokuz."
"Yuuuh kaç günde biiirr!"
"19-23 değişiyor!"
Selim sustu. Bir gözünü hafif kısıp, başını, sağlı sollu aşağı yukarı yaparak, aklından hesap yapmaya çalışır gibiydi. "Selim, ne yapıyorsun?" diye sordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Maziden Gelen Sır (Dreame Ve Çizgi Stüdyo da Devam Ediyor)
Ficción General♥️'ler bir atınca harfler önemini yitirir!.. Yolların değil, yılların ayırdığı bir aşk hikayesi !.. Hayatta hiç bir karşılaşma tesadüf değildir. Karşılaşıp hayatına aldığın her insan, Ya imtihanındır. Ya bir cezadır. Yada Allah'ın bir lütfudur. "ben...