Selim gülümseyerek, "Hadi ya! Demek öyle, peki bu söylediklerini uyanınca da söyler misin?" dedi.
Nurseli, duymamıştı, Hilde'ye bakıp
"İlacın etkisi mi? Ateşin etkisi mi?" diye sordu.H:"Bu gibi durumlarda ateşin etkisiyle halisülasyonda görülebilir. Bilinçaltında olan şeyleri de sayıklayabilirler.
Ama çoğunluk sabah uyandığında hatırlamazlar.""Hadi yaaa tüh! Peki, o bilinç altında yatanla, konuştuğu aynı kişi midir?"
Hilde, iki kolunu yana doğru açıp, dudaklarını büzerek "Bilemem." işareti yaptı. "Uyanınca kendisine sor istersen." dedi.
~~~~~~•~~~~~~•~~~~~~•~~~~~~•~~~~~~
Ağzımda: Ekşi, tadını beğenmediğim dudaklarımı büzüştüren bi tatla uyanmıştım, ateşim düşmüş kendime gelmeye başlamıştım. Kontrole gelen doktor, serum bittikten sonra taburcu olabileceğimi ilaçları aksatmamam gerektiğini, öksürüğümün ilerlemesi halinde muhakkak doktora gitmemi söyledi ve "Geçmiş olsun." diyerek yanımızdan ayrıldı .İyice kendime gelmiştim. Konuşuyor, gülüyor, espri bile yapıyordum.
Gece yarısı serumum bitmiş, taburcu olmuştum. Selim'in bekleyin sözünü dinlememiş dışarıya çıkmıştık. (Donmak üzere olan it gibi titriyordum)
Acil kapısından çıkınca gecenin soğuğuyla ikimiz de üşümüştük, (En çok ta beenn)
Selim geldi. Beni ön koltuğa oturtup, direksiyona geçti. Kemerimi takarken, arkada ellerine sıcak sıcak üfleyerek ısınmaya çalışan Hilde'ye kızgın kızgın bakıp, "Neden içeride beklemediniz kii, niye acele ettiniz?" dedi. Haklı söze ne söylenebilir bilmediğimiz için cevap vermemiştik.
Yolda, Hilde ile tanışma fırsatı da bulan Selim, bir sıkıntı olursa kendisini aramasını tekrar tekrar söylüyordu.
Hilde, "Demek sen polissin, bende diyorum bu nasıl araba kullanmak. Ölcez zannettim, bir saatlik yolu 15 dk geldik." Diyerek arabada kısa süreli bir gülüşmemize sebep oldu.
Hilde'nin, "On beş dakikada geldik dediği yolu kırk dakikada gelmiştik. Yurdun kapısına girince Hilde yine benim koluma girdi ve "Bendee..." der gibi Selim'e baktı.
Hâlâ bitkindim ama Selim gitmeden de yurda girmek istemiyordum. Hilde, durumumu fark etmiş olacak ki,
"Teşekkürler Selim bey, siz gidebilirsiniz." demişti. (Sevmiştim bu kızı yaaa!)Selim ısrar etmedi ve arabaya binerek yola devam etti. Bende başımı Hilde'nin omuzuna yasladım, sanki yıllardır can ciğer kuzu sarması tanıdığımmış gibi, "Hiç tanımadığın birini, yıllardır tanıyor gibi hissedip ayrılmak istemediğin oldu mu?" diye sordum.
Hilde, sessiz bir kahkaha attı. "Ben miii?" deyip tekrar güldü ama bu sefer sesli gülüyordu. Neredeyse beni tutamayacak kadar kendinden geçmişti. "Ben mantık kızıyım, kızım! Bu duygular bana yabancı. Asla inanmadım, inanmam için de, dünyanın tersine dönmesi lazım." dedi
Gülmeye devam ederek, "Hadi yürü yürü iki saatte olsa uyuyayım. Ruh gibi derse girmek istemiyorum." dedi.
Belli ki bu konuya yabancı ve bana en son yardım edecek kişiydi.
Filiz masada uyuyakalmıştı.
Odaya girdiğimizde, hemen uyandı. Meraklı gözlerle bana bakıyordu.Hilde, Filiz'in merakını gidermek için,
"Önemli bir şey yok, Üşütmüş. Hırkayı geç giydiyse demek!" diyerek yatağına boylu boyuna uzandı."Allah'ım! Yatağım, yastığım, en büyük aşklarım, sizi çok özledim. Bir daha size kavuşamayacağım sandım." dedi ve gözlerini yumdu.
Filiz yanıma gelip benim yatmama yardım ettikten sonra, yüzü bana dönük bir şekilde yatağına uzandı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Maziden Gelen Sır (Dreame Ve Çizgi Stüdyo da Devam Ediyor)
Narrativa generale♥️'ler bir atınca harfler önemini yitirir!.. Yolların değil, yılların ayırdığı bir aşk hikayesi !.. Hayatta hiç bir karşılaşma tesadüf değildir. Karşılaşıp hayatına aldığın her insan, Ya imtihanındır. Ya bir cezadır. Yada Allah'ın bir lütfudur. "ben...