Sağlık çalışanları, sedyeyi Hilde'nin yanına koyup, Selim'le Doğan abiye "Siz diğer yanına geçip tutun." demişlerdi. Herkes Hilde'yi kolları üzerine alıp sarsmadan bebek gibi sedyeye koymuştu.
Sağlık çalışanlarının biri oksijen tüpü takarken diğerleri sedyenin bağcıklarını takmaya çalışıyordu. Gelinliğin kabarık yerlerini elleriye bastırıp daha çok sıkıyorlardı.
Canım arkadaşımın canı yanıyor muydu acaba.
Bağırmaktan Ayşe'nin sesi kısılmış, Filiz ise delirmiş gibi Hilde'nin başının altında bıraktığı kan yığınına bakıyordu. Onlar merdivenlerden inerken ben yine Hilde'yi izliyordum, ama bu sefer yüzümden akan mutluluk değil, hüzün yaşlarıydı. Hilde'ye bakıyordum, gözümü bir an olsun arkadaşımın yüzünden çekmeden.
Önüme set olan ne varsa başımı diğer tarafa eğip yine bakmaya çalışıyordum. Hilde'nin yüzünde bir mimik arıyordum, yaşam belirtisi sayılabilecek ufacık bir seğirti. İçimden kabul etmiyordum ama belki de son görüşüm olacaktı ve ben onun yüzünü hafızama kazıyıp ömrümün sonuna kadar unutmamak istiyordum...
Aşağıya indiğimizde bir kaç arabanın yaklaştığını gördük. İçlerinde Nur teyze ve Hilde'nin annesinin olduğu araba da vardı. Ambulansın neden geldiğini merak eden bakışları Hilde'yi o halde görünce matem ifadesine dönüşmüştü.
Hilde'nin annesi ve babası koşup "Kızıııımm!" diyerek Hilde'ye sarılırken Nur teyze ağıt yakarak bayılmıştı. Sağlık çalışanlarının önceliği Hilde olduğu için ambulasa koymuşlardı. Doğan abi yerine baygın olan Nur teyzeyi ambulansa almışlar, sırasıyla ikisine de damar yolu açmaya çalışıyorlardı.
Ambulansın kapıları kapanırken son bir defa baktım arkadaşıma. Elimi ağzıma kapatıp, göz yaşlarımı hızlı hızlı boşaltarak bakıyordum canım Hilde'me.
Onu net görmek istiyordum.Selim arabayı getirdiğinde Doğan abi araba durmadan önüne atlayıp hemen binmişti. Bense biran önce binmek için ambulansın peşinden baka kalan Filiz'le Ayşe'nin kolundan çekip arabaya çekmiştim.
Düğün konvoyu yapıp geldiğimiz bu yolları, şimdi gelin arabasının kornası yerine, ambulansın acı acı çalan sireniyle gidiyorduk. Doğan abi gözünü bir an olsun ayırmıyordu. Ben onu hiç ağlarken görmemiştim. Ben aslında hiç bir erkeği öyle ağlarken görmemiştim.
Arada bir de kapıyı yumrukluyordu. Selim daha güçlü gibi gözüküp ona moral vermeye çalışıyordu. Arada bir koluna dokunup destek dokunuşu yapıyordu. Doğan abi ambulansa bakarken, acı acı tebessüm ederek, "Selim hatırladın mı?" dedi. Selim, burnunu çekti, "Suuussss!" deyip kendisi sustu.
"Yavaş sürseydim, yetişemeseydik lan."
"Sssuuussss dediiimm "
"Böyle gideceğine öyle gitseydi, ağlasaydı laann, benim için ömrünün sonuna kadar ağlasaydı. Yaşasaydı da ağlasaydı. Seksen sene yüz sene ağlasaydı laann, böyle ağlatacağına kendi de ağlasaydı. Yansaydık aşkımızdan, o otobüsün gidişi bu kadar yakmadı laaannn. "Doğan" dedi laaann düşerken "Doğan" dedi. "Komiser"den Doğan'a terfi ettim ama ben onun güvenini boşa çıkarttım, elini tutamadım. Yakalayamadım onu. Benim yüzümden düştü, ben elini bırakmasaydım düşmezdi. Ona inansaydım düşmezdi."
Selim'in dikiz aynasından bakışıyla, gözlerimi bir an olsun ayırmadığım ambulansa bakamaz olmuştum. Ellerimi yüzüme kapatıp ağlamaya başladım.
Benim yüzümden olmuştu. Ben kına gecesi yalan söylemeseydim, Doğan abi bana inanıp Hilde'yi tutacaktı. Benim yüzümden olmuştu...
~~~~~~•~~~~~~Ambulans ~~~~~~•~~~~~~
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Maziden Gelen Sır (Dreame Ve Çizgi Stüdyo da Devam Ediyor)
General Fiction♥️'ler bir atınca harfler önemini yitirir!.. Yolların değil, yılların ayırdığı bir aşk hikayesi !.. Hayatta hiç bir karşılaşma tesadüf değildir. Karşılaşıp hayatına aldığın her insan, Ya imtihanındır. Ya bir cezadır. Yada Allah'ın bir lütfudur. "ben...