Re:Valorant Highschool

64

Yoru

"Sınıfta çalışırız ya."

"Evler dolu zaten daha iyi olur."

"O zaman sen dosyaları ayarla ben de lavaboya gideyim bi ya."

Kafasını sallayıp odasına ilerlediğinde ben de lavaboya ilerlemiştim. İşimi bitirdikten sonra kapı pat diye açılmıştı elimi yıkarken. Sıçrayıp elimi pantolonuma silip nefes nefese bana bakan Chamber'a döndüm.

"Hayırdır?"

"Pardon korkuttum, konuşalım mı?"

"Ne konuşacağız?"

Kafasıyla dışarıyı işaret edince yanına çıkmıştım. Koridorda yürürken durdurmuştum.

"Burada söyle."

"Başka yere geçelim ya da kahve içmeye falan gideriz ne bileyim."

"Olmaz Phoenix'i bekliyorum."

Göz devirip iç çekmiş ve önüme gelmişti. Duvara yaslandığımda önünde kollarını birleştirmiş ve ayağını yere vurmaya başlamıştı.

"Götle don musunuz siz ya, bu adam niye hep etrafında?"

"Yakınız çünkü."

"Bu adam senin kolunu kırmadı mı ya?"

"Kırmak istememişti sonuçta."

"Dövdü seni Yoru sen manyak mısın!?"

"Ya geçmişte kaldı niye bunu konuşuyoruz şu an?"

"Tehdit falan mı ediyor seni söylesene sen bana."

"Hayır Chamber ne tehditi?"

"Uzak dur şu adamdan."

"Ne diyorsun sen ya?"

Ellerini iki yanıma koyduğunda kaşımı kaldırıp bakmıştım suratına, rizz god gerçekten.

"Phoenix'ten uzaklaş. Dengesiz herifin teki o, bir dediği bir dediğini tutmuyor."

"Seni niye bu kadar ilgilendiriyor Chamber bu konu? Hm? Bi' söylesene bana."

"Ya sence Yoru? Sen beni hiç görmüyor musun ya?"

"Ne görmem gerek Chamber?"

"Beni."

Beklemediğim anda beni öptüğünde itip tokadı geçirmiştim refleksle, tam kızacağım sırada Phoenix'in yumruğuyla gözümün önünden resmen uçmuştu. Olanları idrak edip hemen Phoenix'i tutmaya çalışmıştım. İzleyen Astra'ya dönüp panikle yüzüne bakmıştım.

"Astra yardım çağır!"

Astra koşarak gittiğinde koca adamın karnına iki elimle sarılıp tüm gücümle geriye doğru çekmiştim sendeleyip hafiften kucağıma düştüğünde dönüp resmen alev almış bal rengi gözleriyle bakmıştı.