Bundan Sonra Ne Olacak?

194 16 2
                                    

- Hmm, bir düşünelim bakalım. Senden istediğim her şeyi yapacaksın değil mi?

Arel, Arya'nın ses tonundan hoşlanmamıştı. Yanılmıyorsa büyük bir hatanın eşiğindeydi. Yine de kaybetmişti, sözünün arkasında durmalıydı.

- Evet.

- O zaman bana istediğim zaman kullanacağım bir dilek hakkı ver. İnsanın ne zaman dara düşeceği belli olmaz.

- Bu kadar karmaşık düşünmek zorunda mısın? Şimdi ne istediğini söyle işte.

- Hayır. Elimde böyle bir güç varken onu layıkıyla kullanmalıyım, öyle değil mi?

Bunu söylerken bakışları epey bir tekinsiz görünüyordu. Bunun üzerine Arel sessizce mırıldandı:

- Cadı...

- Bir şey mi dedin?

- Öyle olsun bakalım dedim. Ama benim de bir şartım var.

- Ne şartı? Öyle bir şey konuşmamıştık.

- Soracağım soruya cevap ver yeter.

- Bu kadar mı? İyi, sor bakalım.

- Yemek yapmayı bilmediğine eminim. Nereden öğrendin?

Arya bunu duyunca öksürmeye başladı. Biraz zaman kazanması gerekiyordu ama aksi gibi aklına bir bahane de gelmiyordu.

- Şey... Şeyden, ben...

En sonunda pes etti:

- Hatırlamıyorum.

- Bu "hatırlamama" olayına bu konuda da inanmalı mıyım?

- Bence inanmalısın.

Arel, şüpheli bir şekilde ona baktı. Ruhunun derinliklerini görüyor gibiydi.

- Seninle ilgili o kadar beklenmedik ve o kadar yeni şey var ki, mümkün olsa aynı görünüme sahip olan başka birinin senin yerini aldığını düşüneceğim.

Arya, buna nasıl bir tepki göstermesi gerektiğini bilemedi. Önce yutkundu, sonra Arel'in gözlerinde bu karmaşanın çözümünü aradı. Ona her şeyi anlatabilecek miydi? Diyelim anlattı, sonra ne olacaktı? Hangi insan bu olanlara inanırdı ki? Ne diyecekti? Bir gün, hiç tanımadığım biri, bana bir kitap verdi ve bir de bakmışım buradayım mı diyecekti? Anında deli muamelesi görürdü.

- Öyle bir şey nasıl mümkün olur?

- Mümkün olmadığı için kafamda daha çok soru işareti var zaten Sühan. Seninle konuştukça sürekli yeni bir gizemle daha karşılaşıyorum.

- Belki de her şeyi çözmek için sadece zamana ihtiyacımız vardır.

Arya bu cümleyi kurduğu sırada, Arel, omletten bir parça almak için çatalını uzatmıştı ki öylece kalakaldı.

"Aptal! Neden öyle bir şey söyledim ki? Neyi çözeceğiz birlikte?"

Birkaç saniyelik sessizliğin ardından Arel, ona şakacı bir şekilde cevap verdi:

- Seni çözmek için öyle sıradan bir zaman yeterli olmaz Sühan. Sana bir ömür lazım.

Arya, hiç duraksamadan daha şakacı bir tonda konuştu. Ama belli ki konuşmadan önce yeterince düşünmemişti.

- Bana bir ömür adamana gerek olmadığı için şanslısın o zaman.

Asıl sessizlik Arya'nın bu sözlerinden sonra olmuştu. Birden ikisinin yüzündeki alaycı tavır yok oldu ve yerini yeni bir farkındalığa bıraktı. Aralarında daha önce var olmayan ilginç bir şeyler oluyordu.

Zamansızların Ardından Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin