Ertesi sabah Padişah,Kate ve Mara hasta ziyaretine gelmişlerdi.Padişah onu böyle halsiz görünce içi ezilse de göstermeyip ellerini öptü ve gülümsedi.O Laleyle sohbet ederken Kate ve Mara korku ve endişeyle onları dinliyordu.Yaptıkları ortaya çıkarsa bu onların sonu olurdu çünkü.Yüzlerinde sahte bir gülümseme vardı.Mehmed ise onları ara sıra inceliyor hissediyordu adeta.Onların yaptığından kuşkusuz emindi.Bu nedenle babasıyla pusu meselesi hakkında konuşmuyordu.Onları suçlayıp kanıtlayamayınca babasının gözünden düşerdi.Bu yüzden gizli yürütüyordu her şeyi.
-Lalem güzel kızım...Nasılsın bir tanem?Daha iyi misin?
-İyiyim...Sadece halsiz hissediyorum.Vücudumdaki morluklar beni rahatsız ediyor sadece...Ara sıra da belime ağrı saplanıyor.
-...En iyi hekimleri sana getirttim.Her şeyini söyle onlara...Kızım...dün geceyi hatırlamak istemediğini biliyorum lakin sormam gerek.
-Neyi soracağınızı anladım...Hava karanlıktı.Kimseyi göremedim.Yüzleri maskeliydi...Zaten beni kurtarmaya geldiler hemen...Benim anlamadığım nasıl haberleri oldu?
- Ben gönderdim onları hünkarım.Akşam vakti geleceğini biliyordum...Âlim Bey'i görünce Lale Hatunun muhafızsız gittiğini fark ettim.Ne olur ne olmaz diye gönderdim.
-...İyi yapmışsın Mehmed...Kıymetlimi kurtardın bu şekilde...Lalem...Sana bunu reva gören kim olursa olsun bedelini canıyla ödeyecek.Sen benim en değerlim ailemsin...Şimdi iyice dinlen...Benim cihan güzelim...Ayaklanma.
Bu sözlerinden sonra korkuyla birbirine tutunmuştu iki kardeş.Padişah öyle sert bir ses tonuyla söylemişti ki bunu oldukları yerde titremişlerdi.Onlara göz ucuyla bakıp gülümsemişti Mehmed.Gece gündüz Yolsuz Alp'i arayacak bu işin peşini bırakmayacaktı.O soysuzun kellesini meydanda gezdirmediği müddetçe rahat etmezdi.İntikam ateşiyle bir noktaya dalmış gitmişken Padişahın omzuna dokunmasıyla kendine geldi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
hate
RomanceEy Avnî! Sevgilinin sana ram olacağını sanma Sen İstanbul padişahısın o Galata'nın şahıdır