elli dokuz

48 5 7
                                    

Daireye geldiklerinde Mehmed merakla Laleye yaklaştı.Oyununu çok merak ediyordu.Nasıl bir şey düşünüyordu acaba?Vereceği ceza neydi?Şimdi belli olacaktı her şey.

Mehmedin merak dolu bakışlarını fark eden Lale göğsüne sıkıştırdığı kutuyu çıkarttı.Aklında öyle bir fikir vardı ki Mara Sultan ve kardeşi korkudan kaçacak bir yer arayacaktı lakin onun amacı onları bu saraydan kovmak değildi.Böyle basit bir cezayı asla vermezdi.Aklına gelen fikirler yüzünden sinsice gülümsedi.

-...Lale beni korkutuyorsun.Neden öyle gülüyorsun?..Aklında ne var?..Söyle.

-...Al...al bu kutuyu.

- Ne bu?..ve nereden çıkardın sen onu?

-Bu Mara Sultanın mührü Mehmed.

-Mührünü mü çaldın sen?!Ya fark ederse?!

-Mührü almadım...Sadece macuna bastım...Sen şimdi bunun kopyasını çıkaracaksın...Akşamki yemeğe kadar halledebilir misin?

- Neden böyle bir şey yapıyoruz ki?..Farklı bir ceza versek olmuyor mu?İlla bu mu gerekli?

-Benim çekici zevcim ne olur soru sorma.Benim dediklerimi sorgusuz sualsiz yap.

- Off ya!

-Onlar kendine çok güveniyor lakin henüz beni tanımıyorlar...Akşam mum edeceğim ikisini de.Bakalım bir daha yaklaşabiliyorlar mı?

Mehmed bıkkınlıkla kendini yatağa bırakıp yakındı.Ne de yorulmuştu ama?Lalenin aklında neler vardı?Mührü neden istiyordu?Ne yapacaktı?Aklından geçenleri anlamak imkansızdı.Sorsa da söylemiyordu zaten.Bu yüzden öğrenebilmenin tek yolunu seçti ve dediklerini yapmaya karar verdi.

-...Mehmed hadi kalk!..Kalk dedim!..MEHMED!!

-...Tamam be!..Koskoca Veliaht Şehzadenin uğraştığı şeylere bak!Banane bu işlerden!

-Konuşma!!Başladın yine!..Hadi git be adam!..Yapmayacaksan ben hallederim!

hateHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin