yüz on bir

26 4 8
                                    

Lale ertesi sabah ne kadar yalvarıp yakarsa da dayısı asla izin vermemişti.Bu yüzden isteği gerçekleşmemişti.Gerçi onun pek aklında değildi.Marsala ile günlerini geçiriyor akşama kadar bir şeyler çiziyordu.Mehmede de vakit kalmıyordu artık.Akşamları bir şeyler çiziyor gece yarısı uyuyordu.Zevcisi de o sırada uyuduğu için pek bir şey geçmiyordu aralarında ta ki Mehmed ressamın kadın değil de erkek olduğunu anlayana dek...

Bir sabah yine ikisi de hazırlanıyordu.Lale iki haftadır onu ikna etmeye çalışıyordu lakin Mehmed gelmemekte ısrarcıydı.

-Yine ressama mı gidiyorsun sen?Bıktım ama artık.

-Evet yine gidiyorum.

-Keşke getirmeseydim şu ressamı.Bana vakit ayırmaz oldun.Çok özledim seni.

-Sanki sen çok ayırıyorsun.Yüzünü gören cennetlik.Sabah kütüphaneye oradan divana oradan yine kütüphane...Dairemize gel bir şeyler yaz oku.Ertesi gün yine aynı şekilde...Başka işin mi var senin?

-Tamam sen haklısın.Yeter ki sus...ya da susma.O bülbül sesinden mahrum bırakma beni.

- Deli...Mehmed.

- Hmm.

-...Sen de gel tanıştırayım sizi.O da çok merak ediyor seni.

-Olmaz katiyen gelmem.İşim gücüm var.Başka bir zamana.

- Ne olur...Yapma böyle...Ne olur.

-Olmaz güzelim...hadi selametle.Marsala Hatuna selam söyle.

Bunu duymasıyla yerinde dondu kaldı Lale.Mehmed ressamı kadın mı zannediyordu?Demek ki gereksiz kıskançlık yapmamasının sebebi buydu.Bunu öğrenirse geçireceği krizleri düşündü ve sertçe yutkunup zorlukla konuştu.

-Aleyküm selam...Marsala...Beye...Beye söylerim.

Son kelimelerini ağzında yuvarlayarak söylemişti.

hateHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin