Normal bir insan olsa kapanmadan yetişirdi kapıya lakin onun için aynı durum söz konusu değildi.Zorlukla yürüdüğü için bir iki adım atabilmişti sadece.Kapı kapandığı için yığıldı göbek taşının üstüne.Gözleri kararıyor başı dönüyordu.Onun bu halini gören Mehmed korkuyla yanına yaklaşıp önünde diz çöktü.Hayatının anlamını bu halde görmek fazlasıyla yıkıyordu onu.Elini dudaklarına götürüp defalarca öptü.
-...Yapma böyle artık...Biliyorum senin için çok kıymetliydi.Canından can gitti biliyorum.Kimse yerini dolduramaz onu da biliyorum lakin ölümlü dünya...Ölenin arkasından ölünmez.Onun yerini doldurabilir miyim hayır tabii ki de lakin bunun için uğraşabilirim.İzin ver bana...Bak ben seni her şeyden ve herkesten fazla seviyorum.Senin için vazgeçmeyeceğim hiçbir şey yok...Baktığım her yerde sen varsın...Herkeste hep seni arıyorum...Ben de öyle bir iz bıraktın ki seni unutmam mümkün değil ömrüm yetmez...Ben senin sohbetine gülüşüne güzelliğine zekana kültürüne savaşçılığına cilvene nazına seni sen yapan her şeyine aşığım...Senin ışığınla kör olmuşum ben gayri iflah olmam...Senin için herkese dünyaya kaidelere karşı gelirim...Allahın huzurunda yemin ederim ki son nefesime kadar aklımda da kalbimde de hayatımda da başka hatun olmayacak...Ne olur gitme...Beni bu hayatta yapayalnız bırakma...Senden azade bir hayat düşünemiyorum ben...Acınla mateminle sınama beni...Birlikte yaşayalım acını Lale'm.
Onun gözleri dolu dolu dinlediğinin farkında olan Mehmed aylardır düşlediği konuşmayı yapacaktı şimdi.
-...Hem şöyle düşün...Biriyle çok iyi arkadaşsın kardeşsin sırdaşsın...lakin o seni kaybediyor...Arkandan bitap düşmesini mi tercih edersin yoksa dimdik ayakta durup senin yavrularına bakmasını mı?...Yapma...Kalk ayağa...Senin sevgine muhtaç iki tay var...Rüzgâr ve Alaca...Babam da çok yıkıldı senin arkandan...Solup gitti adeta...Ne yemek yiyor ne bir şey içiyor...Sarayda adım sesleri bile duyulmuyor artık...Oturmuş odasında ibadet etmekten başka bir şey yapmıyor...Sana çok ihtiyacımız var bizim...Sensiz o dairede yaşamak ne zor biliyor musun sen?
Sözleri bittiğinde başını Lalenin dizine yaslayıp sıkıca sarıldı bacaklarına.Konuşmasa öyle dursa,onu görse bile yeterdi.Bir süre öyle kaldılar.Mehmede kalsa ömrünün sonuna dek kalırdı o şekilde lakin Lale çenesinden tutup başını kaldırdı.İşte yine gidiyordu.Korkmaya başlamıştı Mehmed.Konuşması işe yaramamış mıydı?
-...Mehmed...iyi...misin?
Bunu duymasıyla sevinç gözyaşları dökmeye başladı adeta.Dört ay sonra ilk defa duymuştu sesini.Elini yanağına götürüp okşadı.Lale de okşuyordu şimdi yanağını.Yüzüne zorlukla bir tebessüm kondurdu.Bunu gören Mehmed doğrulup canını acıtmayacak şekilde sarıldı.Kokusunu çekti içine.Aylardır özlemiyle yanıp tutuşuyordu.Ayrıldıklarında ellerini öptü.Lale ise onu zorlukla yüzüne kondurduğu bir tebessümle izliyordu.Vücudu çok halsizdi lakin buna rağmen elini çıkan sakallarında gezdirdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
hate
RomanceEy Avnî! Sevgilinin sana ram olacağını sanma Sen İstanbul padişahısın o Galata'nın şahıdır