Lale saraya dönerken Mehmed kılıç talimi yapabilmek için has bahçeye geçti.Gün öyle geçti.Lale yorgun olduğu için kütüphaneden çıkıp daireye geçti. Akşama doğru saraya dönmek istedi Şehzade.Fazlasıyla yorulmuştu.Aklında olan tek şey koltuğa uzanıp uykunun tatlı kollarına kavuşmaktı.Şimdi babasının yanına gidecek sonra da dairesine geri dönecekti.İşi bittikten sonra has odaya doğru yürüdü.Babası az önce ayrılmıştı has bahçeden.Arkasından gitse yetişirdi.Yalnız olmanın verdiği rehavetle yürürken ismini duymasıyla yerinde duraksadı.Babasının sesiydi bu.Koridorda konuşuyorlardı.Bir köşeye geçip dinledi onları.
-...Kılıç talimi çok iyiydi Halil Paşa.
-Şehzademiz Mehmed geliştirmiş kendini.
-...Bu evlilik ikisine de iyi geldi Halil.Mehmed düzeldi diyebilirim.Üzüm üzüme baka baka kararır derler.Birbirlerine benzemeye başladılar bile.Geçende kütüphanede gördüm onları.Ciddi bir tavır takınmıştı ikisi de.
Bunları duyan Mehmed gülümseyip saklandığı yerden çıkacaktı ki babasının tekrar konuşmasıyla duraksadı.
-Halil bir sorun yok değil mi?
-Neyde hünkarım?
-Anladın sen beni...Mehmed konusu.
-Hmm...Dediğiniz gibi yapıyorum hünkarım...Verdiği tüm emirler bana danışılmadan yerine getirilmiyor.Gittiği her yer inceleniyor.Yönettiği divanda verilen kararlar da sizin ve benim haberim olmadan kabul edilmiyor.
Mehmed duydukları karşısında kulaklarını tıkayıp başını salladı.Yanlış duymuşumdur belki diye düşünebilmek için...Hayır değildi.Babası böyle bir şey yapmazdı değil mi?Ona hiç mi güvenmiyordu?Tamam bazı hataları olmuştu lakin bunu düzeltmek adına aylarını vermişti.Güzel sözlerle gururunu okşarken arkasından iş çeviriyordu demek.İtimadı yok muydu ona?Peki durum böyleyken tahta çıktığında ondan ne bekliyordu?Bugüne kadar babasının dediği,yaptığı her şeye göz yummuş bir bildiği var demişti lakin buna asla.Gözlerinden süzülen yaşları silip sahte bir gülümseme ile yanlarına yaklaştı ve eğildi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
hate
RomanceEy Avnî! Sevgilinin sana ram olacağını sanma Sen İstanbul padişahısın o Galata'nın şahıdır