Elinde günlüğünü görmesiyle hışımla üzerine yürüdü ve elinden çekip aldı.Haddinden fazla sinirliydi lakin kendine hakim oluyordu.
-...Mehmed.
Kalbini kırmak istemediği için cevap vermemeyi seçti.Şu an içinden deli gibi bağırmak gelse de kendine zorlukla hakim oldu.
-Mehmed...dinle beni.
-...Lütfen konuşmayalım.
Annesinin yüzüğünü ve günlüğünü alıp hışımla ayrıldı daireden.Ona yakalanmış olmanın verdiği hüzünle Lale sandalyeye geri yığılıp ağlamaya devam etti.
Böyle bir şey nasıl yapardı?Özel alan saygısı da mı yoktu?Ondan böyle bir şey hiç beklemezdi.Arkasındaki muhafızları gönderip camiye ilerledi.Sakinleşmek istiyordu ve bu hayli uzun sürerdi.
Tüm gece onu bekledi.Yoktu gelmiyordu.Büyük pişmanlıkla koltuğa oturdu.
Daireye döndüğünde koltukta uyuyordu.Sabaha doğru gelmişti.Güneş hala doğmamıştı ve yağmur yağıyordu.Elbiseleri ıslandığı için önce hamama gidip yıkandı.Ardından hızla giyinip onu yatağa uzattı.Kendisi de koltuğa uzandı.Yarın perşembe olduğu için sabah namazını kıldıktan hemen sonra öğleye dek uyudu.
Aralarındaki soğukluk birkaç gün devam etti.Lale defalarca özür diledi lakin Mehmed ona ne bağırdı ne de bir söz söyledi.Bu durumdan hem sıkılıyordu hem de fiziksel durumu daha kötü bir hal alıyordu.Yıllar önceki hastalığın tekrar tecelli ettiğinden emindi artık.Sıklıkla bayılıyor yürümeye dahi hali olmuyordu.Bu durumu dayısıyla konuşmuş o da Gülnihal Hekimi çağıracağını söylemişti.Bir de bunların üstüne aralarındaki küslük de eklenince tamamen bitmişti Lale.
Gözlerini açtığında sabah olmamıştı lakin beliren bir aydınlık vardı.Mehmed terasın kapısını açmış yerdeki yastıkların üzerine oturmuş dışarıyı izliyordu.Yağmurun verdiği soğukluk nedeniyle kalkmıştı Lale.Onu öyle görünce ayaklanıp ilerledi ve yanına oturdu.Kısa bir süre sonra Mehmed üzerine örttüğü battaniyeyi açtı ve onu yanına çekti.Büyük çekingenlikle omzuna başını yasladı hatun.Bir süre öyle kaldılar.Sessizce izlediler güneşin doğuşunu.Uzun süre öyle kalabilirlerdi lakin ezan okununca ayaklanıp namazını kıldı ikili.
Namazdan sonra onun masaya ilerlediğini görünce cesaretini toplayıp konuştu hatun.
-Mehmed...Bir şey söyle artık...Bağır çağır ama susma.
-...Sana kırgınım.Bana böyle bir saygısızlıkta nasıl bulunursun hala aklım almıyor.
-Bir şey anlatmıyorsun bana...Kara kutu gibisin.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
hate
RomanceEy Avnî! Sevgilinin sana ram olacağını sanma Sen İstanbul padişahısın o Galata'nın şahıdır