yüz on iki

25 5 3
                                    

Lale ile Ressam çalışırken Mehmed aralarına oturmuştu.Onun kıskançlık damarının tuttuğunu bilen Lale pek ses çıkarmıyordu lakin artık sabrı taşmıştı.

-Hocam üzüm ye.Daha iyi çizersin.Kusura bakma ben az önce yüksek sesle konuştum.Rahatsız ettim hatta telafi için meyve tabağı yaptırayım.Yedikten sonra çalışmanızı bitirirsiniz.Geç oldu değil mi?

-Mehmed daha öğlen ezanı okunmamış.

-Bence çok geç.Hadi kalk gidelim biz.

-Otur oturduğun yerde...Sabrımı sınama...Hocam siz yiyebilirsiniz.Eğer istiyorsanız yeni bir tabak da getirtebilirim.

-Sağ olun...Yeter bana.Sul-

O konuşurken hemen sözünü kesti Mehmed.

-Benim de gözlerim çok bozuldu.Okumaktan herhalde.

-Mehmed.

- Hmm.

-Zevcim ne yapıyorsun?

-Kitap okuyorum.İçerideki havasızlık boğdu beni.Temiz hava iyi gelir diye düşündüm.

-...Sultanım kitap önerisinde bulunuyordunuz bana.

-Maurizia Hocam kitap önerilerini sen yap diye anlaştık.Lale Hatun yaparsa ne anlamı kalır?

-Maurizia değil Marsala.

-Aynı şey...Karıma bakma süren bitti.

Elinin tersiyle başını diğer tarafa çevirip vücuduyla Laleyi kapattı.

-Mehmed ne yapıyorsun?

-Kitap okuyorum.

-Hocam akşamla ilgili bir şey geldi aklıma.Kusura bakmayın...Mehmed akşam yemeğinde aşçılara yaptıracağımız yemekleri mi konuşsak acaba?Gelsene bir hayatım...Gel canım.

Onu çekiştirip ayağa kaldırdı ve biraz öteye geçtiler.

-Mehmed ne yapıyorsun?

-...Bu adam sahtekar...Seni kurtarmaya çalışıyorum.

-Beni kurtarmaya çalışıyorsun!Bu hocayı bana tutan sensin!En iyi ressam dedin!

-Evet dedim...lakin beni de kandırmış.

-Mehmed yapma bak.Resim yapmak istiyorum.Zaten bunun dışında bir sürü işlerim var.Bari beni burada rahat bırak.

-Tamam ben de biraz kitap okuyayım sonra gideceğim.

-Gittiğin yerde oku!Git artık!

-Gitmiyorum saray benim değil mi?Ben burada çalışacağım...Çok kötüyüm.

-Ne oldu?

hateHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin