Lale ile Ressam çalışırken Mehmed aralarına oturmuştu.Onun kıskançlık damarının tuttuğunu bilen Lale pek ses çıkarmıyordu lakin artık sabrı taşmıştı.
-Hocam üzüm ye.Daha iyi çizersin.Kusura bakma ben az önce yüksek sesle konuştum.Rahatsız ettim hatta telafi için meyve tabağı yaptırayım.Yedikten sonra çalışmanızı bitirirsiniz.Geç oldu değil mi?
-Mehmed daha öğlen ezanı okunmamış.
-Bence çok geç.Hadi kalk gidelim biz.
-Otur oturduğun yerde...Sabrımı sınama...Hocam siz yiyebilirsiniz.Eğer istiyorsanız yeni bir tabak da getirtebilirim.
-Sağ olun...Yeter bana.Sul-
O konuşurken hemen sözünü kesti Mehmed.
-Benim de gözlerim çok bozuldu.Okumaktan herhalde.
-Mehmed.
- Hmm.
-Zevcim ne yapıyorsun?
-Kitap okuyorum.İçerideki havasızlık boğdu beni.Temiz hava iyi gelir diye düşündüm.
-...Sultanım kitap önerisinde bulunuyordunuz bana.
-Maurizia Hocam kitap önerilerini sen yap diye anlaştık.Lale Hatun yaparsa ne anlamı kalır?
-Maurizia değil Marsala.
-Aynı şey...Karıma bakma süren bitti.
Elinin tersiyle başını diğer tarafa çevirip vücuduyla Laleyi kapattı.
-Mehmed ne yapıyorsun?
-Kitap okuyorum.
-Hocam akşamla ilgili bir şey geldi aklıma.Kusura bakmayın...Mehmed akşam yemeğinde aşçılara yaptıracağımız yemekleri mi konuşsak acaba?Gelsene bir hayatım...Gel canım.
Onu çekiştirip ayağa kaldırdı ve biraz öteye geçtiler.
-Mehmed ne yapıyorsun?
-...Bu adam sahtekar...Seni kurtarmaya çalışıyorum.
-Beni kurtarmaya çalışıyorsun!Bu hocayı bana tutan sensin!En iyi ressam dedin!
-Evet dedim...lakin beni de kandırmış.
-Mehmed yapma bak.Resim yapmak istiyorum.Zaten bunun dışında bir sürü işlerim var.Bari beni burada rahat bırak.
-Tamam ben de biraz kitap okuyayım sonra gideceğim.
-Gittiğin yerde oku!Git artık!
-Gitmiyorum saray benim değil mi?Ben burada çalışacağım...Çok kötüyüm.
-Ne oldu?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
hate
RomanceEy Avnî! Sevgilinin sana ram olacağını sanma Sen İstanbul padişahısın o Galata'nın şahıdır