55.Bölüm - Birbirini Tanıyan Kalpler-

436 21 50
                                    

Bu kainatın her karışında bir yara vardır aslında. Her canlının bir yarası, bir derdi vardır. Her canlı sınanır, Bir çiçek mesela, yağmur bekler yapraklarına, Bir hayvan bir kap yemek bekler, su bekler mesela.. Peki ya insan, o ne bekler? Bazen ufacık bir sevgi, bazen bir şifa, ve daha nicesi.. Her yürekten ayrı bir dilek buluşur semada... Ve İki kardeşin dilekleri de o semada buluşan binlerce dilekten 2 tanesiydi...

Güneş ışıkları odayı doldururken gözlerini araladı Kenan , bugün beklediğinin aksine güzel geçecekmiş gibi bir his vardı içinde, belki de bu hissin oluşmasında en büyük pay Fuat hocasının İlaçlarla kaslarını uyandırmayı başardıkları, çok kısa bir çalışmadan sonra yeniden eskisi gibi yürüyebileceğini söylemesiydi.. Belki de kollarında huzurla uyuyan küçük kardeşinin ona olan sonsuz güveniydi. İlaçlar onu güçsüz düşürüyordu, muhtemelen ağrıları da oluyordu, ama o yine de abisine bunu belli etmek istemiyordu. Kenan da farkındaydı bunun. Başını çevirip kardeşini saçlarından öptü uzun bir süre boyunca. Ne çok şey yaşamıştı bu kadar zamanda. Ama yine de mutluydu. Yanında onu seven, ona güvenen, kendini ona teslim edebilecek, kollarına sığınabileceği, Onu sarıp sarmalayacak, ve en önemlisi hiç düşünmeden kendini teslim edeceği bir kardeşi vardı.

Veysel kafasını kaldırdığında uyandığını düşünmüştü Kenan, ama Veysel başını yeniden yerleştirdiğinde abisine daha yakındı. Bir kaç kez kuruyan dudaklarını nemlendirmek için ağzını açıp kapatmış, sonra huzurlu gülümsemesiyle uykusuna devam etmişti.. Bu halleri Kenanı gülümsetiyordu. O kadar masumdu ki, onu nasıl üzebildiklerini, nasıl kalbini kırdıklarını bir türlü anlayamıyordu. Oysa Kenan kardeşini mutlu edebilmek için her şeyi yapmaya hazırdı. Onun o masmavi gözlerinde oluşacak ufacık bir parıltı bile kalbine eklenen yeni bir yıldıza dönüşüyordu.

Ne kadar süre olduğunu bilmese de bir eliyle uzun süre boyunca okşamıştı kardeşinin saçlarını. Kardeşini uyurken seyretmiş, neredeyse fısıltı denebilecek bir sesle konuşmuştu onunla. Biricik kardeşini uyandırmak istememişti.

"Canım" dedi yeniden saçlarına bir öpücük kondurmadan önce.

"Keşke bilsen, keşke görsen kalbimde ne kadar çok yarayı sadece varlığınla sarabildiğini" dedi yavaşca kardeşinin saçını okşamaya devam ederken.

"Sen iyi ki varsın, ve sen iyi ki benim kardeşimsin." dedi gülümserken.

Veysel ise gözlerini hafifçe aralasa da abisinin saçlarını okşadığını fark edince yeniden yummuştu gözlerini, bu biraz daha devam etsin istiyordu.

"Ve ilaç saatimiz geldi, hadi bakalım uyanma zamanı uykucu" dedi şevkat dolu sesiyle.

"Ayrıca bir daha abini kandırmaya çalışma küçük bey, uyumadığını biliyorum" dedi Kenan gülerek kardeşini uzun uzun öptü bir kez daha.

"Biraz daha ne olur" dedi Veysel uyku sarhoşu bir şekilde.

"Tamam, ama önce kahvaltı ve ilaçlar" dedi Kenan.

"Tamam, ama bir şartım var" dedi Veysel de göz ucuyla abisine bakarken.

"Neymiş şartın?" dedi Kenan.

"Hatırlıyor musun?" dedi Veysel abisine iyice sokulurken.

"Neyi?" dedi Kenan anlamazca.

Veysel başını kaldırıp tekrar abisine baktıktan sonra anlatmaya başladı.

——————————————————

Verilen son ilaç çok ağır gelmişti vücuduna.İlacı değiştirmek zorunda kalınsa dahi o etkiler çıkmamıştı vücüdundan Veysel'in.

Umut Ansızın Gelir (VeyKen) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin