33. Bölüm

356 17 26
                                    

Veysel'in gözyaşları elindeki kağıda bir bir damlarken hem Cemile , Hem de Döndü anlamaz gözlerle onu izliyordu.

"Oğlum, ne o?" dedi Döndü merakla. Veysel bir şey dememişti. Konuşsa ne diyecekti ki. Aslında babası haklıydı, Evet babasını seviyordu, ama özellikle abisi geldiğinde daha iyi anlamıştı, bir insanı sevdiğinizde neler yapabileceğinizi. Hep babasının bir sözüne affedebileceğini düşünmüştü, ama babası onun kalbini o kadar çok kırmıştı ki artık ortada bir kalp olduğundan bile şüpheliydi Veysel. Ama yine de babasına kızgın kalabileceğini düşünmüyordu.

Kağıdı katlayıp tekrar zarfa koydu. İçten içe farkındaydı, bu olanlar onun suçuydu . Babası kendisi yüzünden yapmıştı bunu.

...................................

"Ya almıyor aklım!" dedi sinirle Kenan. Babasına taktığı serumu bir kez daha kontrol ederken.

"Bunu nasıl yapabilir ya !" dedi. Öfkeliydi babasına. Böyle saçma bir şey yaptığı için çok öfkeliydi.

"Sakin ol biraz" dedi Ece Kenan'ı telkin edercesine. "Zaten uyanır bir kaç saat sonra, sonra kendin sorarsın." dedi.

Midesini yıkamış ve serum ile sıvı desteği veriyorlardı. Kenan müşahade odasından çıktığında gözü Veysel'e takılmıştı. Olduğu yere çökmüş kardeşinin titreyen elleri.. Sonra o ellerin arasındaki beyaz zarf çekmişti dikkatini.

Kendisini gören Veysel ona doğru gelirken dikkatini kardeşine vermişti Kenan. "Abi, Babam nasıl?" dedi Veysel korkuyla. Kenan kardeşinin  yüzüne baktı önce. "Durumu gayet iyi, midesini yıkadık. bir ya da iki saat sonra kendisine gelir" dedi gülümseyerek.

"O ne?" dedi kardeşinin elindeki Zarfı isaret ederek.

"Valla bizde bilmiyoz abi.. Babamın eşyalarını istemisti Anam, Ne olur ne olmaz getir demişti. Ben de eşyalarını toplamak için odasına girdim. Orda buldum. Bi de bu var " dedi Cemile  "Veysel elindekini okudu ama bize de demiyor birsey" dedi isyan edercesine. Elindeki, üzerinde KENAN yazan zarfı kendisine uzatmıştı.

Kenan elinden zarfı aldı. Açıp okumak istese de orada yapamayacağının bilincindeydi.. Yalnız kalması gerekiyordu.

Kimseye bir şey demeden odasına gitmiş masasına oturmuştu.  Zarfı açtı ve içindeki kağıdı yavaşca çıkardı

"Kenan.. Oğlum..
Seninle çok sonra karşılaşmış olsak da hep gurur duydum seninle. Kalbini kırdığım zamanlar oldu doğrudur. Ben Nasıl Veysel'e iyi bir baba olamadıysam sana da olamadım. 35 yıl önce Seni kaybettiğimi düşündüğüm o anlara gidiyor aklım "Çocuğun öldü" dedikleri o an. Hiç inanmadım onlara. Kabullenmedim,.. Peşini bırakmamalıydım oğlum. Senin kimsesiz büyümene izin vermemeliydim. Affet beni. Affet ..

Baban."

Okuduğu satırlarla yumruğunu sıktı Kenan. "Ne kadar kolay ya ?!" dedi sinirle. "Yaz bir kağıda, iç bir ilaç ohh miss valla." dedi yine. Bu satırlarda ne yazarsa yazsın Kenan sakinleşmeyecekti. Babası babalık yapmak yerine vazgeçmeyi seçmişti, Çocuklarından , hayattan vazgeçmeyi seçmişti. Pişman olduğuna da inanmıyordu Kenan. Sadece bir şeyleri görmüş olabilirdi ancak.. Ama pişman olmak demek bir şeyleri düzeltmeye çalışmak değil midir? O sadece hatalarından kaçmak, ve geride kim varsa onları suçlu hissettirmek için yapmıştı bunu... Yine tek derdi kendini aklamaktı.

Gözyaşlarını elinin tersiyle sildi, tam ayağa kalkacaktı ki kapının yavaşca açıldığını fark etti.

"Abi, gelebilir miyim?" dedi Veysel çekinerek.

Umut Ansızın Gelir (VeyKen) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin