23. Bölüm

423 25 15
                                    

Ece elindeki dosyaya belki de 1000. defa göz gezdirirken kafasını dağıtacağını düşünerek telefonun radyosunu açmış kulaklığı kulağına takmıştı.  Çalınan melodiyle gözünü sıkıca yumdu, gözlerinden iki damla yaşın düşmesine engel olamamıştı.

🎶 "Bana bir masal anlat baba,içinde tüm oyunlarım , kurtla kuzu olsun, şeker ve bal." 🎶

Eliyle gözündeki yaşları silerken dün gece olanlara takılmıştı aklı. İkisini de o kadar iyi anlıyordu ki. İkisi de o kadar kendisi gibi gelmişti ki uzaktan bakınca .

Veysel'in hayal kırıklığı, Kenan'ın kardeşine kalp masajı yaparken yaşadığı o çaresizlik. Hepsini en derininde hissetmişti Ece. Kenanla bir bağı da buradan geliyordu belki de. Belki de bu yüzden ailesini , hayatını geride bırakıp sevdiği adamın yanına gelmişti.

...............

"Ne demek nabız yok! Ne demek nabız yok Ece!"

Kenan tüm bildiklerini unutmuştu sanki. Kardeşinin ona çaresizce "Bana bunu neden yaptın?" diye sorması. Kendisine bu kadar kırılmış olması yüreğindeki suçluluk duygusunu kat be kat arttırmıştı.

"Çekil!" dedi Ece. Yerde yatan adama baktığında biraz önce kendisine takılan neşeli halini hatırladı önce. Sonra kendini görür gibi oldu Veysel'in yüzünde sonra da kaybettiği kardeşinin yüzünü...

Kenan tüm gerçekliğini kaybetmişti sanki, Kenarda tir tir titreyen elleriyle kendi kendine söyleniyordu.

"Benim yüzümden... Benim yüzümden..."

Ece kaç dakikadır Kalp masajı yaptığını hatırlamıyordu.  Ama vazgeçmeyecekti

"Kenan ! Kendine Gel!" diye bağırdı köşede öylece duran ve kendini suçlamaya devam eden adama. Sevdiği adama.

Kenan önce Eceye baktı. Nerede olduğunu kavraması bir kaç saniye sürerken hızla atıldı. "3 deyince! " "3 !"

Ece'nin yerini Kenan almış, Ece de telefonla tekrar hastaneyi arayıp ambulansın neden hâla gelmediği konusunda telefondaki görevlileri azarlıyordu.

...............

Dosyaya bakmayı bırakıp odadan çıktı. Çünkü biraz daha durursa kafayı yiyecek gibi hissediyordu. Koridora çıktığında, aslında oradan kaçmak için odasına kaçtığını hatırlamıştı..

Koridorun bir ucunda Kenan'ı görmüştü, Dağılmış bir şekilde olduğu yere çökmüş, yine içinden bir şeyler fısıldamakla meşguldü. Belki dua ediyordu, belki de kendini suçluyordu, bilememişti Ece o anda. Sonra koridorun diğer yanına baktığında yine aynı şekilde duran Cemile...  Oradaki Banklardan birine oturmuş Annesi. Dedesi.. En son gözleri en başından beri anlamlandıramadığı adama döndü Muammer'e. Geri kalanların hallerine bakınca birine bir şey olduğunu anlayabilirdiniz, ama muammere bakınca sanki kimseye bir şey olmamış gibiydi.

Biliyordu bu acıyı Ece..Babası olduğu halde babasız yaşamanın acısını biliyordu. Bir çocuğun ruhunun  ölmesinin ne demek olduğunu biliyordu. O nefret dolu bakışları anımsadı Ece. Babasıydı sanki karşısındaki. Ona nefretle bakan babasıydı sanki..

"Ne istedin yavrumdan" dedi Annesi olduğunu bildiği, ama şu an adını anımsayamadığı kadın.

"Hiç mi için sızlamadı?" dedi . Adam tepki vermiyordu bile.

" "Oğlum" dedin, Gözleri nasıl parıl parıl parladı. Utanmadın mı? " dedi. Sorduğu soruların cevabını bilmekti bu. Cevaplarını bildiği soruları soruyordu çaresizce.

Umut Ansızın Gelir (VeyKen) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin