97.Bölüm

136 13 30
                                    

Yıllar Önce :

"Deli değilim ben! bıraksanıza beni be!" derdi hep buraya gelişinde ama bu sefer ona bile gücü yoktu, dese de bir şeyleri değiştirmiyordu bu. Odaya giren doktora bakmamıştı bile, zaten o adamdan nefret ederdi. Kendini beğenmiş herifin tekiydi.

"Merhaba delikanlı" diye babacan bir ses duyduğunda bakışlarını kaldırdı kenetlediği parkelerden. Bu bir önceki doktor değildi.

"Yeni doktorun benim,ve bence çok iyi anlaşacağız seninle." dedi yine babacan bir şekilde adam. Veysel şaşırmıştı açıkcası, hiç böyle bir muamele görmemişti sonuçta.

Zaman geçmiş ve adam Veysel'in deli olmadığı kanaatine varmış, onu kimsenin dinlemediğini, onun da öfkesini göstererek aslında dinlenilmeye çalıştığını anlamıştı.

Bir gün bahçede otururken yanına oturdu adam. Sesi sakindi, derin bir nefes alıp başladı konuşmaya.

"Sen deli değilsin" dedi önce. Biraz durduktan sonra devam etti. "Bu hayatta herkes görülmek ister Veysel. Herkes duyulmak ister. "

"Ama bazen ne yaparsan yap, etrafındakiler seni görmez, duymaz. Bu seninle alakalı bir şey değildir aslında. Hayat, böyle bir şeydir işte. "

"Bu ne biliyor musun?" dedi elindeki kara kaplı defteri Veysel'in eline tutuştururken.

"Bu, senin sır kutun, anlatamadığın her şeyi bu deftere yazacaksın. Peki neden? onu biliyor musun?"

"Neden?"

"Çünkü seni hiç dinlemeyen insanlara kendini anlatmaya çalışmak kadar gereksiz bir şey yok bu hayatta. Hem sen içindekileri bu deftere yazacak, içindeki zehri boşaltacaksın, Hem de seni dinlemeyen, ve muhtemelen hiç dinlemeyecek insanlara derdini anlatmaya çalışıp da ömrünü gerçekten ruh sağlığı bozuk olan bu insanların arasında çürütmeyeceksin.Bir taşta iki kuş"

"Kendine daha fazla kötülük yapma evladım, derdini anlatmaya çalıştıkların seni dinleseydi buraya 9. gelişin olmazdı. Gel sen beni dinle. Bu kara kaplı deftere yaz hepsini. Bazen sayfalar bile yetmeyecek, olsun. Senin ömrün bir akıl hastanesinde biteceğine, varsın sayfalar, varsın defterler bitsin. "

*******************

Gözünden istemsizce düşen yaşları sildi Veysel. Yüzünde hafiften bir tebessüm oluşmuştu. "Şimdi dertlerimi bir deftere yazmama gerek yok. " dedi abisine bakıp.

"Çünkü benim artık bir abim var."dedi umutla. "Keşke o doktorla tanıştırabilsem seni.. "Abim var benim artık" desem, "Beni dinleyen birileri var artık, deftere gerek kalmadı desem." dedi Veysel.

"Belki de artık yaşamıyordur bile."

"O defterde sana söyleyemeyeceğim bir şey yok. O defterde sana söylemediğim bir şey yok.." dedi Veysel mahsunca abisinin göğsüne başını koyarken. "Ben zaten hayal kurmaya da sen geldikten sonra başladım. " dedi. Kenan kardeşinin saçlarını oksuyordu bir yandan.

"Biz birbirimizi çok geç bulduk be oğlum" dedi Kenan göz ucuyla kardeşine yeniden bakıp devam etti. "Yaşayamadığımız ne varsa hepsini yaşayacağız. Kapatacağız arayı, kaçarı yok." dedi. Veysel iyice sokulmuştu abisine.

"Her neyse" dedi Kenan konuyu dağıtmak istercesine. "Süprizim için hemen yola koyulmamız gerekiyor." dedi heyecanla.

"Nereye gideceğiz ki?" dedi Veysel merakla, ama Kenan bir şey söylememişti. Veysel ise yol boyunca abisi ona bir şey söylemediği için oflayıp puflamıştı.

Umut Ansızın Gelir (VeyKen) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin