50. Bölüm

451 21 36
                                    

Acil durum düğmesine basmış, Doktorlar odaya girene kadar kardeşinin solgun yüzüne bakarak uyanması için dualar ediyordu.

İlk önce Fuat ve hemşireler girmişti içeri. Veysel'i o halde görünce Eceyi çağırmalarını istemişti..

Çok geçmeden Ece de odaya girmişti. Önce elindeki ışıklı kalemle Veysel'in gözbebek reflekslerini ölçmüş, Daha sonra tansiyonunu ölçmek için bir kolunu havaya kaldırmıştı. Başı hâla abisine yaslı olan Veysel ise bambaşka alemlerdeydi..

...................................

Güneş yüzünü tüm sıcaklığı ile gösterirken   nefes nefese kaldığını hissetmişti.

"Abi yeter dur artık!" dedi isyan edercesine  .

"Ne oldu? yoruldun mu küçük kardeş" demişti abisi keyifle.

"Yok canım , usain bolt'um ben çünkü. Ne koşuymuş arkadaş sabahtan beri. Sanırsın olimpiyatlara hazırlanıyoruz. " dedi Veysel de bu sefer yine isyanla karışık. Abisi yanına gelip zaten terden yüzüne yapışmış saçları düzeltti.

"Hadi hadi, az kaldı"

"Evet , kesin öyledir. Çünkü sabahtan beri aynı şeyi söyleyip duruyorsun."

"Tamam ya, sen de ne nazlı çıktın!" dedi Kenan gülerek bulundukları yeşillik alana otururken. Veysel de abisinin yanına oturmuştu. Bedenini boş bir çuvalmışcasına arkaya doğru bırakıp çimlere uzandı.

Gözlerini kapattı, her şeye rağmen huzur doluydu içi. Abisi ile bir koşuya çıkmış olsalar ve Veysel pertinin çıktığını hissetse bile....

Gök gürültüsünün geceyi delercesine sesi Veysel'in gözlerini kocaman açmasına sebep olmuştu. Başını yan tarafa çevirdi..

Abisi yoktu...

Bu sesi çok iyi tanıyordu, en kötü anıları arasına girebilirdi bu . Yavaşca yerinden kalktı. Yavaş adımlarla hiç de uzak olmayan evine yürüdü. Kapının önüne geldiğinde içeriden gelen bağırışları duyuyordu,

Kapı açıldığında bir kez daha canlanmıştı gözlerinde her şey. O gün iliklerine kadar yalnızlıkla dolmuştu içi Veysel'in. Bir ailesi olmadığını o gün anlamıştı..

"Baba yapma, çok soğuk" dedi ağlayarak. Gözleri kan çanağı olmuş, babasına yalvarsa da bir şey değişmemişti.

"Senin kemiklerini unufak etmez miyim ben ? Sen benim başıma bela mısın be !" dedi babası elindeki tokmağı sallarken. Veysel o tokmağın kendisine vuracağını anlamış var gücüyle koşmuştu. Babası da arkasından geliyordu. Veysel gittikçe daha fazla korkuyor, daha fazla koşuyordu. Yetişkin haliyle bu olayı bir daha dışarıdan görerek yaşamak nasıl bir acıydı böyle. Biraz önce uyandığı o yeşillik alana geldiğinde nefes nefese yere çömmüş, Yağan yağmurun onu sarmalamasına izin vermişti. Gece iyice kararana kadar oracıkta öylece kalakalmıştı ufacık bedeni.. Şimdi kavrayabiliyordu. Babasıyla geçirdiği ve hâla unutamadığı, içindeki korku ve yalnızlıkla bezeli anıları, hayallerinde Abisiyle güzel anılar yaratarak kapatmaya çalışıyordu.

Ama başaramıyordu...

...................................

"Tansiyonu düşmüş" dedi Ece sakince.

"Alalım hastayı" diyecek olmuştu ki Kenan daha sıkı kavradı kardeşinin elini.

"Yanımda olacak o .. Ne yapacaksan benim yanımda yap." dedi. Fuat da Ece de ona karşı çıkabilirdi elbette. Ama ikisi de gayet iyi biliyorlardı

Kenan'a tek iyi gelen şey kardeşiydi..

Veysel'e tek iyi gelen şey abisiydi..

Ece kendine gelmesini sağlayacak serumları dikkatle koluna taktı.

"Vücudu yorgun düşmüş, sabaha kendine gelir." dedi sıkıntıyla. Fuat dışarı çıkarken Ece içeride kalmıştı.

"Kenan, bak. Kendini suçlamanı istemiyorum ama Veysel'in hali ortada. Sana güçlü görünmeye çalışsa bile, güçlü değil Veysel. "

"Farkındayım.." dedi Kenan sıkıntıyla.

"Ama başka kimsem yok. Ben de istemezdim, hasta kardeşimin benim yüzümden bu hallere düşmesini..."

"Ondan bahsetmiyorum Kenan. Kendini görüyor musun bilmiyorum fakat Fuat hocanı  sana verdiği ilaçların etkisi geçmeden fizik tedaviye başlaman gerektiğini biliyorsun."

"Ve benim tanıdığım Kenan, asla pes etmezdi. Ama sen pes ediyorsun.. " dedi daha sonra sevdiği adamın elini kavradı.

"Daha fazla uzatmadan konuya gireceğim. Ben seni seviyorum Kenan. Eğer sen de tamam dersen ben bu yola en başından başlarım seninle. Ama olmaz dersen de girmem bir daha hayatına . Karar senin.."

Elini kavramış olan o ellere baktı Kenan önce.

"Ece.." dedi sessiz çıkan bir uğultuyla.

"Şimdi sırası değil." dedi bir yandan gözleri kardeşine kayarken.

"Aslında Veysel'e söz vermiştim söylemeyeceğime dair ama ..." dedi Ece.

"Kenan, senin böyle pes etmen senden çok Veysel'e zarar veriyor.. Veysel, sana olanlar için kendini suçlu hissediyor. " dedi Ece. Kenan tekrar bakışlarını Veysel'e çevirmiş, uzunca bakmıştı kardeşinin yorgun yüzüne.

"Sen ona aksini söylesen bile sen iyileşmeden Ben Veysel'in içindeki suçluluk duygusunu atabileceğini sanmıyorum.." dedi. Sesi naifti, sevgi doluydu Kenan'a karşı.

"Bak bana.. Hiç kimsenin bilmediklerini biliyorsun sen. Bunca yıl geçti. Geçti mi içimin acısı? Hayır.. O yüzden onu o kadar iyi anlıyorum ki.. Kendi kardeşine bunu yaşatma Kenan. Çünkü bu yaşanacak acı değil.."

"Ne yapmamı istiyorsun Ece?" dedi Kenan. Aklı durmuştu sanki, idrak edemiyordu hiçbir şeyi.

"Pes etme, çabala. Veysel senin yanında olmaya dünden hazır. Ama Veysel'e bütün bu olanlar onun suçuymuş gibi hissettirme."

"Hissettirmiyorum!" dedi Kenan.

"Babanla konuşmaya gitmiş Veysel. Senden özür dilesin diye. Baban da demediğini bırakmamış. Cemile anlattı . Boşanmalarını istemiş adam."

"Ne!"

Kenan öyle şaşırmıştı ki bunu duyduğuna. Veysel'in ne işi olurdu babasının yanında. Ama sonra düşmüştü hatrına. Kardeşi mutlu olsun diye o da aynı şeyi yapmış sayılırdı..

"Allahtan deden ordaymış da Rest çekmiş. Yoksa kabul etmişler yani. Senin için.." dedi Ece. Aslında anlatmak istediği şey başkaydı, ama lafı dolandırıyordu.

"Neden böyle bir şeyi kabul etsin ki?" dedi Kenan.

"Çünkü Veysel, yıllar sonra kavuştuğun aileni onun yüzünden kaybettiğini düşünüyor.." dedi Ece. Aslında söylemek istediği çok şey olsa da bazı şeyler gizli kalmalıydı.

...................................

"Veysel , 4 doz daha alman gerekiyor, bak abine söylerim seni. Sonra Kenanla sen uğraşırsın." dedi Ece. Veysel öyle sıkıntılıydı ki Ece üzerine gitmek istemiyordu, ama yine de tedavinin sadece 1 dozunu kabul edip 2. dozunda kararından caymıştı.

"Bazen diyorum ki hiç olmasaydım keşke,O zaman herkesin hayatı kolay olurdu. Annemin, Babamın" Veysel'in gözleri dolu dolu olmuş, sesi catallaşmıştı. "Abimin , Cemile'nin .. Herkes bensiz daha iyi olurdu." dedi. "Belki de buraya kadardır . Böyle olması gerekiyordur. Herkesin hayatındaki o yükü kaldırmam gerekiyordur belki de .. Gitmem gerekiyordur. Sonsuza kadar... "

Umut Ansızın Gelir (VeyKen) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin