102.Bölüm

163 13 34
                                    

Uzun zamandır bir telaş hakimdi hayatımda. Ama bu sefer diğerlerinden çok daha farklıydı içimdeki, içimizdeki telaş. Bu sefer her yer karlarla kaplı değildi, karlar erimiş, bahar gelmeye başlamıştı içimde bilmediğim yeni bir diyar açılmıştı sanki. Artık umudum hiç olmadığı kadar canlıydı.

Bu gibi zamanlarda zamanın nasıl geçtiğini anlaması biraz zordu. Kasabaya akşamın kasveti çökse de bugün diğer akşamlar gibi olmayacaktı. Bugünün başka bir havası vardı sanki. Gecenin bıçak gibi soğuğuna rağmen içinde dönen sıcak bir heyecan vardı. Aslında o böyleyse abisinin nasıl olduğunu anlatmaya kelimeler yetmezdi herhalde. Abisinin mutluluğunu, heyecanını gördükçe o da en az abisi kadar mutlu oluyordu. Kötü günler geride kalmıştı. Ve hayat o kötü anıları yeni güzel anılarla kapatacak gibiydi.

"Abiiii! ne süslendin ama hadi" dedi Veysel çemkirerek. Kenan güler yüzle aşağı indiğinde Veysel de yargılayıcı bakışlarla ona bakıyordu.

"Abi, kendi istemene geç kalmaya mı niyetlendin? Daha dedemi alıcaz hadi " dedi isyan edercesine.

"Ne edeyim oğlum yüzüğü bulamadım" dedi Kenan.

"E sen onu takımı aldığında takımın cebine koymamış mıydın?" dedi Veysel.

"Unuttum oraya koyduğumu olamaz mı?" dedi Kenan heyecanla.

"Hadi oyalama beni" dedi kapıdan çıkarken.

Cemile kucağında yağmurla kıkırdarken Veysel abisinin arkasından seslenmişti.

"Ohoooo, sen kendini unutmuyorsun iyiki " dedi bir yandan gülerek. "Çikolata, çiçek?" dedi vestiyerdeki kocaman çiçek buketini ve çikolatayı gösterirken..

"Doğru ya" dedi Kenan hızla çikolata ve çiçeği arabaya koyarken. Sürücü koltuğuna geçerken Veysel durdurmuştu onu.

"Dur dur, sen şimdi araba sürmeyi de unutursun. Aman diyim, kazaya felan hiç gerek yok şimdi"

"Bana bak, sen utanmıyor musun abinle dalga geçmeye?" dedi Kenan kendini gülmeye zorlayarak. Ama o kadar heyecanlıydı ki kalbinin gümbürtüsü beyninde yankılanıyordu sanki.

"Abi, sen gelsene az benle" dedi Veysel abisini kenara çekerken.

"Az sakin ol abi ya ne bu heyecan. Bak bir şey olacak diye korkuyorum."

"Olamıyorum" dedi Kenan. Veysel yandan bir gülüş savurdu. "Cemileyi istemeye gideceğimiz gün ben de böyleydim." "O zaman da sen sakinleştirmiştin beni."

"Hadi şimdi derin bir nefes al." dedi o gün abisinin ona yaptığı gibi. Kenan kardeşinin söylediklerini yaparken Veysel "Bir kez daha" deyip abisine yeniden nefes alması gerektiğini söylerken Kenan da yavaş yavaş kendini toplamaya başlıyordu.

"Hadi, dedemi almaya gidelim, bekletmeyelim ha?" dedi Abisi önde o arkada arabaya doğru ilerlerken. Sürücü koltuğuna Veysel geçmişti. Kenan da yanındaki koltuğa oturmuştu.

Yola çıktıklarında Tanerden mesaj gelmiş, dedelerini aldıklarını söylemişlerdi. Veysel ve Kenan da direk Elif'in evinin önüne gelmişti.

Kapının önüne geldiklerinde Cemile hızla içeri girip kapıyı yüzlerine kapatmıştı. "Neydi bu şimdi?" dedi Kenan heyecanla.

"Unutmuş olamazsın" dedi Veysel gülerek. "Neyse, abimiz için cömert davranacağız artık."

"O ne demek?" dedi Kenan cebinden bir tomar çıkarmış kardeşine ciddiyetle bakarken "Nerden buldun sen bu kadar parayı?" dedi.

"Nerden buldumsa buldum. Karıştırma orayı"

"Ne demek karıştırma? Karıştırırım efendim"

"Şimdi bunu mu tartışacağız gerçekten?"

Umut Ansızın Gelir (VeyKen) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin