16.Bölüm

417 20 21
                                    

Kenan duyduklarını sindirmeye çalışıyordu. Bu mümkün olabilir miydi gerçekten ? Bir kez daha kardeşini kaybetmenin eşiğine mi gelmişti. Babasına da ne olacağı belli değildi.

"Kenan" dedi Fuat. "Hadi" dedi. Sakindi.

Kenan kendini toplayıp dışarı çıktı odadan.

Döndü ve Veysel müşaade odasının kapısının önünde bekliyorlardı.

"Ne olmuş oğlum?" dedi Döndü, muammerle ilgili bir şey söylediğini ummuştu.

Kenan nasıl diyeceğini bilememişti. "Önemli bir şey yok anne." dedi "Veysel'e bir kaç test yapmamız gerekiyor" dedi

"Neden ki ?" dedi Veysel "İyiyim Ben."

"Öyle de , biz yine de emin olalım iyi olduğundan. Yani ilacın işe yarıyor mu yaramıyor mu onun için" dedi. Ayağa kalktı

"Hadi gel." Veysel ikiletmemişti. Abisine güveniyordu. Kimseye güvenmediği kadar güveniyordu hemde.

"Otur şöyle" dedi Kenan. Veysel dediğini yapmıştı abisinin. Kan alma koltuğuna oturdu. Kolunu sıyırdı. Kenan dikkatlice kardeşinin kanını alırken Veysel gayet sakin bir şekilde sordu.

"Kötü bir şey var dimi?"

"Yok" dedi Kenan hemen. Kardeşi iyiydi, buna inanmak istiyordu.

"Tamam" dedi Veysel sadece.

"Abi?"

"Efendim?"

"Babama bir şey olmaz değil mi?"

"Olmayacak." dedi Kenan. "Olmayacak."

Tekrar müşaade odasının kapısının önüne dönmüşlerdi.

Kenan doktor olmasının avantajıyla içeri girdi. Dün akşam çok ileri gitmişti galiba. Ne olursa olsun, karşısında yatan adam yıllar sonra kavuştuğu babasıydı. Evet sinirliydi babasına belki. Haklıydı da, evet. Ama o adam onun babasıydı.

Yatağın yanına çömeldi. Yatan adam'ın elini kavradı . "Baba" dedi. Bu kelimeyi söylerken bile acı duyacağı aklına gelmemişti.
"Özür dilerim. Çok özür dilerim." dedi Sesi titriyordu. Bütün kötü ihtimaller kafasından geçiyordu şuan.

"Ben bilmiyorum baba" dedi ağlıyordu artık. "Ben ne yapacağımı bilmiyorum." sonra aklına gelen şeyle babasının nasıl bir şeye sebebiyet vermiş olabileceğini hatırladı.

"Neden baba? " dedi

"Neden? " durdu. "Neden yaptın bunu oğluna? Neden yaptın bunu Veysel'e?" dedi. Cevap gelmeyeceğini bildiği için içinden geçenleri söylüyordu aslında.

"Görmüyor musun?" dedi "Çocukların acı çekiyor görmüyor musun?" gözlerinden akan bir iki damla yaşı sildikten sonra toparladı kendini. "Veysel iyileşemeyebilir" dedi bu sefer. "Veysel'in hastalığı ilerlemiş olabilir" dedi. Yüzünü yeniden öfke bürümüştü. "Sen paranı oğlunun tedavisine veremediğin için, sen oğlunu değil paranı düşündüğün için " dedi. "Gözlerinin içine bakıyor o çocuk senin be. Bir kere ona "oğlum" diyesin diye gözünün içine bakıyor." dedi. Peki sen baba. "Kendine hâla baba demeye devam edebilecek misin? Oğluna bir şey olduğunda sen kendini baba yerine koyabilecek misin sahiden? " dedi. Konuşmaya devam ederse çok farklı, çok ağır şeyler söylerdi biliyordu Kenan. O yüzden susup çıkmayı tercih etmişti .

Muammer çok geçmeden tam olarak kendine gelmişti. Kontrollerini Fuat yapıyordu.

"Herhangi bir felç durumu söz konusu değil" dedi gülerek ailesine. "Sadece biraz daha yediklerine dikkat etmesi gerekiyor. Ve stres sıkıntı dan uzak durması gerekiyor."dedi "sanki oğlu bu haldeyken iyi olabilirmiş gibi " dedi içinden.

Umut Ansızın Gelir (VeyKen) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin