80. Bölüm

184 17 60
                                    

ERTESİ GÜN

"Kenan, bu böyle gidemez artık" dedi Fuat ciddiyetle..

"İlk hastalık sürecinde mecburen bir onkoloji doktoru getirmek durumundaydın ve Ece geldi" dedi Fuat sakince.

"Ama bu kasaba hastanesinde tek başına kardeşine iyi gelemezsin Kenan. Kardeşinin şehir hastanesine naklinin yapılması gerek. Orada uzman onkologlardan tedavi alması gerek" dedi Fuat yine.

"Evet. Biliyorum" dedi Kenan sakince. "Ama önce Veysel'i buna ikna etmem gerekiyor. " dedi gözleri dolmuştu hemen. "Öleceğini düşünüyor." dedi yaşlar gözlerinden süzülürken..

"Kardeşini olabildiğince çabuk ikna etsen iyi olur Kenan." dedi Fuat ciddiyetle.

"Çünkü sen de çok iyi biliyorsun ki, hastalık tedavi olmadığı her saniye hastalığın ilerlemesi, ve tüm vücuda yayılması söz konusu olur. Ve bunlardan bir tanesi olursa..."

"Ben ikna edeceğim onu" dedi Kenan. "Ben ikna edeceğim" dedi sesini alçaltarak.

Kenan yavaş adımlarla kardeşinin odasına ilerlerken henüz işini bitiren Elif de Veysel'i ziyaret etmek için o yöne doğru gidiyordu.

Kenanı gördüğünde ikisi de durmuştu yan yana geldiklerinde.

"Nasılsın?" dedi Elif adımlamaya başlarken. Kenan da ona ayak uyduruyordu.

"Nasıl olabilirim ki? gördüğün gibi işte." dedi ruhsuz bir şekilde.

"Tedaviye ikna edemiyorum onu. Elimden geleni yapacağım diyor, ama ben görüyorum. Göz bebeklerinde görüyorum. O vazgeçmişliği, korkuyu.. "

"En kötüsü de, babamdan sonra Veysel artık kendine babamın gözlüklerini takıp bakıyor. Nefret ediyor kendinden. Babam gibi konuşuyor. Ölsem daha iyi olurdu diyor." dedi Kenan bir yandan elinde olmadan ağlıyordu.

"Bütün bu olanlar psikolojisini alt üst etti biliyorum. Ama ben kardeşimi o bataklıktan nasıl çıkaracağımı bilmiyorum Elif..."

"Buluruz bir yolunu. Veysel'in yanında Cemile mi var ?" dedi Elif.

"Annem. "Ben evladımdan ayrı kalmam" dedi."

"Anladım" dedi Elif. Ne diyeceğini o da kestiremiyordu.

"Veysel'i çok iyi tanırım ama , onu bu ruh halinden nasıl çıkaracağını bilse bilse Cemile bilir." dedi Elif. Onunla da bir konuş istersen.

——————————————————

"Anne.." dedi Veysel annesine bakarak. Uzun zamandır bir araya gelmemişlerdi.

"Neden hiç gelmedin anne?" dedi gözlerinden yaşlar düşerken.

"Göndermedi ki oğlum" dedi Döndü de oğlu ile göz yaşı dökerken..

"Babam haklıydı anne." dedi Veysel gözlerini silerken. Yaşamamalıydım ben bu kadar" dedi dudakları titrerken.

"Tövbe de oğlum, o ne demekmiş öyle!" dedi Döndü hemen. "Kimin ne kadar yaşayacağını da neyi hakettiğini de ancak Allah bilir. "

"Kimi cezalandıracağını da iyi bilir." dedi Döndü.

"Hele bir dur bakalım" dedi sonra. "Daha beni babaanne edeceksin sen." dedi gülerek.

Bunun hayali bile uzak geliyordu Veysel'e. Öyle yorulmuş, Öyle bitmişti ki.

——————————————————

Hastane bahçesinde önündeki paltoyu birlestirmişti sanki üşüyormuş gibi. Hava sıcaktı ama o, donuyordu sanki. Gözlerinden yaşlar süzülürken iki kahve konulmuştu masaya. Bakışlarını kaldırınca burukça gülümsedi.

Umut Ansızın Gelir (VeyKen) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin