Eveeet aylar sonra 2. kitabımızın ilk bölümüyle buradayız. Kitabın konusu ilk bölümleri okudukça kafanızda netleşecektir. 2. kitabımızın yan adı 'Ayaz'. Bunun anlamını da ilerleyen bölümlerde anlayacaksınız. Daha fazla bir şey demeden sizi özlem gidermeniz için Mirzat ailesi ile başbaşa bırakıyorum. (aşağıda bölüm şarkımız var.)
Sezen Aksu- İhanetten Geri Kalan
Geçmiş ve gelecek tanrının iki parmağının arasındayken zaman, bir kum saatinin kumları misali hoyratça dökülmekten geri durmamıştı.
Günler gecelere karışmış mevsimler birbirini kovalamış ve nihayetinde yıllar birbirini eskitmişti. Bazı şeyler ise hiç değişmemişti.
Miran Mirzat'ın ailesine olan sevgisi gibi.
Yaşı büyüdükçe yaşadıklarının omzundaki yükü azalmış ve siteminin yerini kabullenme alalı çok olmuştu. Her daim olması gerektiğinden daha dik olan duruşu yıllara meydan okumaktan hiç geri durmamakla birlikte, aldığı yaşlar da heybetine heybet katmıştı. Sorsanız ona hâlâ otuzlarının sonundaydı.
"Miran belin ağrıyacak kalk artık şuradan."
Bazı sesler ebediyen unutulmazdı. Miran Mirzat için de bu ses ilk defa yağmur altında Ankara sokaklarında duyduğu eşinin sesiydi. Sanki her tınısını ezbere biliyor, her an ne demek istediğini anlıyordu.
Oturduğu parke zeminden elindeki fotoğraflarla beraber kalkarken yüzünde ne zaman oluştuğunu bilmediği bir tebessüm vardı. Ellerinin arasındaki fotoğrafları dünyanın en kıymetli şeyiymiş gibi aldığı kutuya geri koydu ve eşinin bir dünya para verdiği onunsa asla diğerlerinden farkını anlayamadığı televizyon ünitesinin altına yerleştirdi. Ara ara böyle aile fotoğraflarını çıkarır ve içine sığmayan mutluluğuyla bakardı onlara.
"Gel de şu tabakları taşımama yardım et."
Hilal Yiğitalp için de bazı şeyler değişmemişti. Hâlâ çok güzel, inatçı ve ailesine düşkün bir kadındı. Geçip giden yıllar saçlarına sayısız beyaz düşürmüştü, yer yer yüzü kırışmış ancak kalbindeki duygulardan hiçbir şey kaybetmemişti. Hâlâ Mardin sokaklarında dolaşan o genç kadının ruhunu taşıyordu. Arada iç dünyasında onunla karşılaşıyor, geçip giden yılların hesabını verirken ona birkaç damla göz yaşı armağan ediyordu.
"Ne zaman gelecek bu kız Hilâl?" diyerek söylenmeye başlayan Miran'a eşi kınarcasına bir bakış attığında Miran koşarak karısının yanına giderek onu kolları arasına aldı.
"Ya bıraksana!" dese bile Hilal Yiğitalp kocasının bu hallerini her daim çok sevmişti.
Karaca Mirzat'tan...
Elimdeki çiçek buketine kısa bir bakış atıp zile bastım. Birkaç saniyenin ardından şu hayatta duymayı en çok sevdiğim seslerden biri kulaklarıma çalındı.
Annemin ayak sesleri...
Yüzümde ufak bir çocuk heyecanı oluşurken nihayet kapı açılmış ve kapının ardında bildim bileli kahramanım olan o adam belirmişti. Babam...
Çocukluğumun, şu anımın ve her yaşımın kahramanı. Beni canından çok seven canım babam, Miran Mirzat.
Hayat bana en büyük kıyağını ailemi seçerken vermişti. Onlar bana bu hayattaki en güzel hediyeydi. Varlıkları o kadar güzeldi ki.
Beni onların varlığıyla sınama tanrım...
"Karacam."
Beni tutup kollarının arasına çeken babama sıkı sıkı sarılarak karşılık verdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
LİDER
General FictionBizim hikayemiz bir aşk romanı değildi. Zaten biz de birbirine aşık iki insan değildik. O liderdi ve ben de sürüsünün bir üyesi. Hırslıydı. Öfkeliydi. Ve her şeyden önemlisi içinde yanan intikam ateşi gittikçe harlanıyordu. O geliyordu ve beraberin...