13

338 16 2
                                    

Oy vermeyi, yorum yapmayı ve yazara sövmemeyi unutmayın. Seviyorum sizi


Bazen kendimi kocaman kara bir delikte tek başıma görüyordum. Öyle büyük bir karanlıkta tek başıma savaşıyordum sanki. Renklerim, beyazım, ruhum ve hatta bedenim o karanlıkta kayboluyor gibiydi. Bu hisle ilk defa ilkokul yıllarımda tanışmıştım. Bir süre sonra adının yalnızlık olduğunu öğrenmiştim. Gerçi benim için tanımı değişmemişti. Hâlâ ismi gözümde kocaman siyah bir delikti.

"İç hadi, kendine gelirsin." dedi Miran önümdeki masaya elindeki fincanı bırakırken.

"Bir fincan kahve ile mi toparlanacağım?" diye sordum gereksiz bir soru olduğunu bile bile. Ellerimi uzatıp masadan kahve dolu fincanı aldım. Fincanı dudaklarımla buluştururken burnuma dolan kokuyla mest olmuştum. Damağıma değen kahve tadıyla gözlerimi kapattım. İlk defa böyle bir kahve içiyordum. Ne vardı bunun içinde böyle.

"Ne koydun sen buna?" diye sordum gözlerim faltaşı gibi açılmışken.

"Dili uzun cadılar için bir çeşit iksir." diye yanıtlamasıyla koltuktaki minderlerden birini ona doğru fırlattım.

Operasyondan döneli sadece birkaç saat oluyordu. Tim Mardin'i gezmek için dışarı çıkmıştı. Her ne kadar bize de teklif etseler de biz evde kalıp içerisinde olduğumuz durumu tercih etmiştik. Gerçekten merak ediyordum, bizim ne zaman normal bir hayatımız olacaktı.

Operasyonda yaşadığımız durumdan time bahsetmemiştik. Hatta operasyon dönüşü verdiğimiz raporda da bu durumu anlatmamıştık. Bu durum sadece ikimiz arasında sırdı. Hatta belki de dördümüz arasında.

Operasyonu erken bitirme emri almıştık. Çünkü bizim orada olduğumuzu bilmeleri riskli bir durumdu. Miran timini riske atmak istemediği için geri dönüş talebinde bulunmuş ve kabul görmüştü.

"O kadın kim acaba?" diye sordum oturduğum koltukta bağdaş kurarken. Sorduğum soruyla Miran cebinden kolyeyi çıkarmış masaya fırlatmıştı.

"M harfli kolye," diye mırıldandım bir şeyler çağrıştırması umuduyla.

"Ve Karaca Mirzat." diye devam ettirdi cümlemi.

"Rüyamda gördüğüm kadın." dediğinde ona göz devirdim.

"Bak belki de eski operasyonlarının birinde gördün o kadını. Bilinçaltına kazındığı için göreve geri döneceğin dönemde rüyana girdi. Bilinçaltı böyle boktan bir yerdir Miran. Belki de her şeye bu kadar anlam yüklememelisindir."

Koltukta arkasına yaslanıp bir bacağını diğerinin üstüne attı. Alt dudağı dışarı doğru büzülmüştü. Düşünürken hep böyle oluyordu.

"Dediklerin de bir olasılık tabi," dedi ve birkaç saniye sustu. "Ama geçmiş bir operasyonda aynı kolyeyi gördüğümü ve dahası kadının ardında kolyeyi bıraktığı olayını aşamıyorum."

Tamam, haklılık payı vardı. Hem de fazlasıyla.

"Üstelik," dedi ve söyleyip söylememek arasında kalmış gibi bir süre bakışları yüzümde oyalandı.

"Üstelik ne?" diye sordum.

"Maskeli adam o gece hastane bahçesinde gördüğüm adamdı sanırım."

"Hassiktir." dedim yerimden kalkarken. Odanın içinde turlarken aklımı yitirecek gibiydim.

"Peki ya kadın? Sürpriz yumurtadan mı çıktı? Rüyana nasıl girdi?" diye sordum sinirle.

"Olacak iş değil Miran."

Ben odanın içinde turlarken çalan kapıyla birkaç saniye durdum. Tam kapıyı açmaya gidecektim ki Miran'ın söyledikleriyle durdum.

LİDERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin